Kalbim içten içe ölüyor.
Seni özlüyor.
Gidişini hiç unutamadı.
Kan ağlıyor.
Belki de bu yüzdendir hiç durmadan ağlayışı
Bir kez yüzünü gülerken görmedim sen gidelden beri
Yalnızdı,acıyordu içi
Hiçbir şey onu tatmin etmiyor, mutlu olmuyordu
Kim içindeki ateşe erişip,su serperek söndürurdü
Perişan... yerden yere vurulmuş
Onu, beklediği kişinin kaldırmasını bekliyor
Bekliyor, bekliyor...
Bir ses çalındı kulağına
Sanki tanıdığı ve ne zamandır beklediği sesti o
Kafasını kaldırdı, bakındı uzunca bir süre etrafına
O anda gözleri yarinin gözlerini buldu
O gözlerdi ki buğulu, hasret gözler
Belki de kendinkinin yansımalarıydı sadece
Uzandı, çekip çıkardı onu düştüğü çukurdan yari
Bir hayli ezilip çiğnenmişti, sonunda milyonlarca tekmeyle düşmüştü bu çukura işte
Olsu önemi yoktu
Yari yanındaydı
Kar beyaz ve ipekten de yumuşak tenliydi o
Ela, sürmeli gözleri,
Zülfikar kaşları , tebessüm eden dudakları vardı
Kılıçtan keskin bakışları vardı , ruhunun derinliklerine işleyen
Sadece bir tanesi bile içini yakardı
Bembeyaz nurlar saçardı çehresi
Ay bile güneş bile görse onu kıskanırdı
Işıgı denize deyse milyonlarca yakamoz olurdu ayın asla yapamayacağı güzellikte
Onun hayat pınarıydı
Nasıl tanışmıştı onunla, onu nasıl bulmuştu yari
Doya doya sarılmak geldi içinden, hiç bırakmamak istedi
Eşsiz kokusunu içine çekti uzun uzun...
Gül bile kıskanırdı tatlı kokusunu
Ne zaman gözlerine baksa aynı zamanda hiddeti aynı zamanda da şevkati görürdü
O, onun her şeyi, biriciği
Bir tek onu sevdi, bir tek onunla dindi içindeki fırtına
Tutundu sıkıca ona, hiç bırakmadı
Göz yaşları onu bir sel gibi sevgilisinden uzaklara götürür diye korktu
Başını kaldırıp ona baktığında her şeyi unuttu
Yalnız o ve kendisi vardı
Hayatın acımasızlığından bahseder dururdu ama
Aslında hayat çaktırmadan sevgilisiyle tanıştırmıştı onu
İki ayrı şeyle tanıştırdı onu, biri ona gerçekleri hatırlatan
Diğeri gerçekliği unutturan...
Hep bu an sürsün gitsin istedi, hiç bitmesin
Birlikte uzaklara yürüdüler, hiç ayrılmadan...
Yorumlarınızı bekliyorum.