-2-

62 7 0
                                    

Nora

 Autumn ile parti kapısından içeri girdiğimizde herkesin bize bakıyor olduğunu sezmiştim. Autumn  o mükemmel göğüs dekolteli siyah elbisesi ile farkında değildi ama fazla seksi olmuştu. Autumn gözleri Stef'i arıyordu. Onu bulduğunda fena halde kızacağından fazlasıyla emindim. Çünkü bizi ekmişti.  Ne kadar belli etmemeye gayret göstersemde kalbim ve beynim "Stefan,Stefan" diye haykırıyordu. Bugün baya bir 'özen' gösterdiğim kıyafetim, deri postallarımın üstüne daracık ve minicik bir etekle, üzerime geçirdiğim büstiyerden oluşuyordu. 'Bunlar aptalca sen, Stefan'la arkadaşsın' cümlesi kafamın içinde dönüp dursada umursamadan seviyordum onu. Autumn beni ilk gördüğündeki surat ifadesi inanılmaz derecede şaşkın, aptalımsı bir şeydi.

 Autumn'a bir şeyler içmek istediğimi söyledim. Tabi ki benim 'mother'  yine izin vermedi. Autumn ve ben Stefan'ı çocukluktan beri tanırız ve iyi dost sayılırız. Stefan'a olan duygularımla ilgili hemen hemen herşeyde ondan izin alırdım ve hala öyleyim. Ona çok güveniyor ve sözünü dinliyorum ama bu gece dinlemeyeceğimden yüzde bir milyon emindim. 

 Amy'i görmek için Autumn'un yanından ayrılırken arkamdan "Fazla içme" diye seslendiği duyduğumda her zaman ki yaptığını yapıp gözlerimi devirdim. Tanrım, huzur istiyorum. Bu arada Amy ile  tıpkı Autumn'la olduğumuz gibi çok yakın arkadaşız. Onunla paylaştığım çocukluk yıllarım, oynadığımız oyunlar, izlediğimiz diziler ve aşık olduğumuz onca karakter paha biçilemezdi. Amy ben ve Autumn muhteşem 3'lü iken sınıflarımız değişti. Fakat değişen sadece sınıflarımız değildi. Amy harika birisiydi ve hala öyle düşünüyorum fakat arkadaş çevresi için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. 

 Amy'i gördüğümde elimi kaldırıp gülümseyerek selam verdim. Yanındakileri görünce ister itemez suratım ekşimişti. Arkasında duran Jack'i gördüğümde neredeyse kusacaktım. Onca yıl Jack'ten beraber nefret ederdik. Sürekli espriler yapar onun arkasından konuşurduk. Ama şu sınıf değişikliği yüzünden aynı sınıfa düşmüşlerdi. Zaman geçtikçe aralarının iyi olduğunu fark etmiştik ve birden 'BFF' oluvermişlerdi. Bu duruma ne kadar çok sinir olsamda katlanmak zorundaydım. Sonuçta Amy arkadaşımdı.  

 Jack'i gördüğümde yanına gitmekle gitmemek arasında tereddüt etmedim desem yalan söylemiş olurum.

 Yanına ulaştığımda ona kocaman sarılıp öptüm. 

"Çok güzel görünüyorsun" dedim.

"Bugün biraz farklı görünüyorsun" deyip devamını kulağıma fısıldadı.

"Yoksa Stefan'ın öğrenme zamanımı geldi"

Gözlerimle onu onayladım. Yeşil ve 'yalana yer yok' gözlerimde, gülümsemem bir kaç saniye sürdü çünkü Jack'in bizi izliyordu ve rahatsız olmuşa benziyordu. İçimden "zorba" diye geçirdim. 

Amy bana içki söylediğinde nihayetinde Jack yanımızdan ayrılmıştı. Sonunda rahatça konuşabilirim.

Amy "Evet hadi içiyoruuz. Bugün platoniklikten kurtulma günü" kadehleri kaldırarak birlikte "Eveet" diye çığlık atarak yudumlarken yaptıklarımın hiç farkında değildim.

Amy sınfıından söz ederken miğdem lanet içkiler yüzünden feci derecede bulanmıştı.

"Tuvalete gitmem lazım" dedikten sonra oradan uzaklaştım. Görüşürüz dediğini duyar gibi olmuştum fakat umursayacak durumda değildim. O anda ne kadar normal gözükmeye çalışsamda rengimin attığını ve vücudumun baştan aşağı yandığını hissedebiliyordum. İnsanlara çarpa çarpa yürürken bir sıvının üzerime döküldüğünü hissettim. Ağzımdan "Siktir" lafı çıktığında adımlarımı daha da hızlandırdım.  

Üzerimi temizlemek ve şu miğdemdekilerden kurtulmak için tuvalete girdim. Tuvalete girdiğiimde içeride beni iğrenç bir sahnenin beklediğini nerden bilebilirdim ki! Lanet olası seks düşkünü iğrenç liseliler! Okulumuzun sözde 'popüler' olan kızı Hannah ve Jeremy bildiğiniz işi götürüyordu. Kapıyı açtığım gibi  geri kapadım, fakat gördüğüm bu sahne miğdemi daha da bulandırmıştı. Yanlışlıkla erkekler tuvaletine girdiğimi falan düşünmüştüm -genelde bu işleri orada yaparlardı bildiğim kadarıyla- fakat hayır doğru yerdeydim. Hannah yanlış tercih yapmıştı. Daha 1 dakika olmamıştı ve her ikiside hızla tuvaletten çıktı. Hannah giderken

"Jeremy ile olanlardan birine bile bahsedersen Stefan'a olan aptal duyguların ortaya çıkar!" demesi beni bi an olsun sinir etti. Bu söylediğine görünürde sadece göz devirsemde gerçekten sinirlenmiştim. Tanrım bilmeyen sadece Stefan mı! 

Kendimi hızla içeri attım ve midemdekileri bir güzel çıkardım. Bıraktığım görüntüye bakmamaya sıkı bir gayret gösterek sifonu çektim. Çantamdan ıslak mendilimi çıkarıp üzerimdeki içkiyi  çıkarmaya çalıştım. Gösterdiğim çabanın sadece boş olduğunu fark edip Autumn'la eve gitme kararı aldım ama öncesinde Stefan'a olan duygularımı bu iğrenç halime rağmen açacaktım. O an için mükemmel gibi gelmişti tabi iğrenç görünümümü saymazsak. 

Tuvaletin kapısını açtığımda karşımda iki kolunu birbirine kilitlenmiş biyoloji partnerim Derek'i gördüm. D bir zenciydi ya da ırkçılık yapan insanların diliyle 'siyahi'.

 "Hey. Burada ne arıyorsun?" diyebilmiştim. Kafamı omzuna yasladım. O an için tamamen sarhoşluğuma veriyorum ki asla normalde böyle bir şey yapmam.

"İyi durumda olmadığını gördüm ve yardıma ihtiyaç vardır diye geldim. Sorun ne?" sorusunu sorduktan sonra eliyle çenemden tutup kafamı kaldırdı. "Sorun yok sadece..." dedim ve elini çenemden indirdim.  Tek kaş kalkık bana bakmaya devam ediyordu.

"Emin değilsin."  dediğinde onu ittirdim.

"Boşversene sen" deyip yanından ayrıldım. 

Hala Stefan'ı arıyordum ve Autumn'u. Eminim sinirden deliye dönmüştür.  Etrafta gezinip onları ararken gözüme Stefaan ve Autumn takıldı. Adımlarımı hızlandırdığım sırada bir şey durmamı sağladı. Autumn ve Stefan sarılıyordu. Aklım beni "Ya Stefan benim onları gördüğüm gözden 'onu' farklı görüyorsa?" sorusuna getirdi. 

Sarhoştum. Yalpalayarak yürüyor ve sürekli lanet olası insanlara çarpıyordum. Sarhoş olmamın etkisi yine kıskançlık duygusunu anlamsız yere beynime işlenmesine neden olmuştu. Autumn "Nora" diye seslenirken sarılmakta olduğu Stefan'da bana döndü . Tanrım mükemmelden bile daha mükemmeldi. Siyah kot pantolon, kaslarını ortaya çıkaran siyah düğmeleri yarıya kadar açık siyah gömlek ve onun altına spor ayakkabısıyla fazla mükemmeldi. 

"Nora, nihayet göz önündesin. Sana fazla içmemen gerektiğini söylemiştim." gözlerimi Stefan'dan ayırıp dibimde duran Autumn'a çevirdim. Stefan, rahat bir tavırla popsunu arkasında bulunan masaya yasladı ve kaslı kollarını birleştirdi.

"Berbat görünüyorsun" dediğinde dünyam başıma yıkılmıştı. Yanaklarımın kızarmakta olduğunu yanmalardan dolayı hissedebiliyordum. O sinirle Autumn'a "Afedersin anne!" diyerek bağırdığımda herkesin dikkatini çekmiştik. 

 Sonrasını hatırlamıyorum.Hayatım Doctor Who dizisi gibiydi. Zamanda yolculuk ve silinen hafıza. Sabah feci bir baş ağrısıyla uyandığımda Autumn'un odasında olduğumu fark etmiştim.  Yanımda duran dağınık saçları, harika vücudu ve bebek gibi uyuyan Stefan'ı gördüm. TANRIM DÜN GECE NE OLDU?

 Merhaba arkadaşlar bölümün kısalığı için üzgünüz. Bölümler 1 hafta arayla paylaşılacaktır. Elimden geldiğince daha kısa sürede yazmaya özen gösteririm. Vote yapmayı unutmayın dgdfgph

Bölüm diğer yazarımıza aittir. 

Son olarak yazım hataları varsa bunun için üzgünüm uykulu gözlerle ancak bu kadar oluyor :D

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin