Hansy <3

75 8 0
                                    

selammm ilk olarak birkaç bir şey demek istiyorum. Diğer kitabı cringe olduğu ve linç yediğim için son bölümü silip bıraktım ve uzun zaman sonra yeni bir kitap yazmaya başladım. Wattpad'de pek çok hansy kitabi olmadığını fark ettim ve yazmak istedim. Her neyse hemen başlıyorummm.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Pansy'nin ağzından;
Draco ile oturmak ile boş bir kompartman arıyorduk. Sanırım bir tane bulmuştum.

Pansy: Hey Draco ben sanır- hadi ama Draco.

   Arkamı döndüğüm sırada Draco yine arkasında Crabbe ve Goyle ile altın üçlü ile uğraşıyordu. Yanlarına gittim. Harry ve Draco kafa kafayaydı. Sanırım Draco, Harry'yi fazla kızdırmıştı ki tam Harry, Draco'ya yumruk atacakken Draco çekilince yumruğu bana geldi. Başım dönmeye başladı sağlam yumruk yemiştim. Kafamı kompartmanin camına çarptım. Gözlerim kararmıştı gözlerimi açtığımda bu sefer Draco, Harry'yi yumrukluyordu. Draco'nun kolunu tuttum.
Pansy: Draco dur yapma.
Draco: Pansy! İyi misin? 

   Draco endişeli gözlerle bana bakıyordu. Bir şeyim yoktu boşuna endiselenmisti.
Pansy: Sakin ol ben iyiyim. Hadi gidelim ben bos bir kompartman buldum.
Draco: Bu burda bitmedi Potter.
 
    Draco'nun kolundan tutup adeta sürüklemeye başlamıştım. Kompartmanin önüne geldik ilk o girdi ardından ben girecekken arkamdan birisinin bana seslendiğini duymuştum. Harry'di. Afallamış gözüküyordu ve normalden daha çekici gözüküyordu. Arkamı dönüp sorgulayan gözlerle ona baktım.

Harry: Şey ben özür dilerim.

     Bir sure bakıştık sonra bir şey demeden kompartmana girdim. Tren kalkmadan Blaise ve Theo'da gelmişti. Hepimiz oturmuş ve gülüşerek sohbet ediyorduk. Bir süre sonra uykum geldi ve kafamı Draco'nun omzuna koydum oda saçlarımı okşamaya başladı...

   Bir kaç saat sonra uyandım. Draco Hogwarts'a yaklaştığımızı söyledi ama çok acıkmıştım. Balkabağı poğaçası almak icin koridora çıktım. Seyyar büfenin yanındaki kadının yanına gittim. Ve yine onu gördüm. Harry. Birkaç çikolata kurbağası alıyordu. Göz göze geldik. Yeşil gözleri çok etkileyiciydi. Bir dakika ne saçmalıyorum ben. Tam 3 yıl boyunca çocuğa zorbalık ettim resmen ve şimdi dü-

Kadın: Sana diyorum yavrum bir şey mi istemiştin?
Pansy: Ne? He üzgünüm şey ben bir tane balkabağı poğaçası alabilir miyim?

   Harry'nin gözlerinde takılı kalmışım Tanrim! Sanırım bunu farketmiş ki pis pis sırıtıyor. Kadının elinden hemen poğaçamı alıp kompartmana geri döndüm...

   Hogwarts'a sonunda gelmiştik. Kayıklarla şatoya geldik. Yeni gelenlerin binasi seçildi, klasik Dumbledore'un konuşmasını dinledik en sonunda çok yorulmuştum ve yatakhaneme çıktım biraz dinlendikten sonra ortak salona indim. Draco, Blaise ve Theo her zamanki yerlerindeydiler.

Pansy: Selaamm ben geldim.
Draco: Hos geldin güzelim.
Pansy: Hos buldum, bahçeye çıkalım mi? Hava çok güzel.
Blaise: Güzel fikir aslinda olur.
Theo: Siz gidin benim biraz isim var.

    Blaise, Draco ve ben bahçeye inmiştik. Hava gerçekten çok güzeldi. Bir banka oturduk ve sohbet etmeye başladık. Draco kolunu omzuma atmıştı ben de kafamı onun omzuna koymuştum. Herkes bizi sevgili sanıyordu ama değildik. Draco benim olmayan ikizim gibiydi. Birbimizi kardeş gibi görüp değer veriyorduk. Draco ve Blaise konuşurken ben de bahçeye göz atıyordum ki altın üçlünün dik dik bana baktığını fark ettim.

  Harry'nin ağzından;

   Pansy sadece bana mı bu yıl bu kadar güzel geliyordu yoksa gerçekten öyle miydi? Saçlarını omzunda küt bir şekilde kesmişti ve perçemleriyle harika gözüküyordu.

Hermione: Heyy Harry kime diyorum ben?
Harry: Ha? Pardon dalmışım.
Ron: Nereye bakıyorsun sen? Harry! Pansy'ye mi bakıyorsun sen?!

   Hepsi su anda dik dik Pansy'ye bakmaya başlamıştı. Draco onu hak etmiyordu. Draco'da ne buluyordu ki? Ben bunları düşünürken Pansy bir anda kafasını bizden tarafa çevirdi.

Harry: Dik dik bakmayı kesin yanlış anlayacak!

   Artık kimse Pansy'ye bakmıyordu.

Ron: Harry lütfen bana o kizdan hoşlandığını söyleme o berbat birisi.
Harry: Saçmalama Ron. Hem baksana Draco ile çıkıyorlar.
Hermione: Çıkmasa hoşlanıcaksın yani?
Harry: Hayır Hermione!

   Gece olmuştu. Herkes yatakhanelerinde uyukluyordu ama ben uyuyamiyordum bir türlü. Asamı aldım ve kütüphanenin yolunu tuttum. Hızlı ve sessiz adımlarla kütüphaneye yürüyordum. Bay filch'in sesini duydum.

Filch: Norris! Nerdesin? Çık artık.

   Panikle ilk bulduğum araya girdim ve bir seye çarptım. Duvarla aramda mesafe vardı ama ilerleyemiyordum. Bir şey ellerimi tuttu.

Harry:Şşştt sessiz ol.
Pansy: Potter?

   Harry beni pelerin gibi bir şeyin içine almıştı. Şu an dip dibeydik tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki işaret parmağını dudağıma bastırdı. Ben de sustum ve sadece onu izledim. Çok yakındık ve kalbim deli gibi atıyordu.

Harry: Gitti sanırım.
Pansy: Harika! Artık şu iğrenç şeyin altından çıkabilir miyim?
Harry: Yakalanmak istiyorsan, evet.
Pansy: Ne yapıcaz?
Harry:Istersen seni zindanlara kadar götürebilirim.
Pansy:Olabilir ama ayağıma basma.

   Bir şey demedi ve yürümeye başladık. Zindanlara gelince durduk.

Harry: Şey bugün için gercekten cok özür dilerim.

   Elini yüzüme, yumruğun geldiği yere koymuştu.

Pansy: Önemli değil hem ödemiş oldun bak bununla. Artık gitsem iyi olur Potter, iyi geceler.

   Arkama bakmadan pelerinin altından çıktım ve ortak salona girdim. Harry gitti mi bilmiyordum çünkü onu göremiyordum. Hemen yatakhaneme çıkıp yatağıma uzandım ve kısa sürede uykuya daldım...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Uzun zaman sonra yazmak garip hissettirdi agaga umarim tutar eger azda olsa tutarsa yarın yeni bölümü atarim😋

Hansy &lt;3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin