Saudede ep.1 - nasılsın?

962 35 125
                                    

Kitaba başlamadan belirtmek istiyorum ki, kitabın gerçek hayatla alakası yoktur. Karakter olarak beğenerek yakıştırdığım iki insanı kafamda kurgulayıp, kağıda döküyorum. Lütfen, kitaba başlamadan önce bi düşünün. Hakkımda kötü yorumlar almak istemiyorum. ❤️

O zaman uzun zaman sonra tekrar Hoş Geldik!

İnşallah, beğenerek çıkacağınız güzel bir "Saudade" yolculuğu olur. Keyifli okumalar! 🎊

***

Aybüke'den:

Deniz yakasında en sevdiğim kokuyu içime çekerek, dalgaların sesini dinleyerek, kucağımdaki Fondip'i okşuyordum. Yanımdaki arkadaşlarım da telefonlarıyla uğraşıyordu. Birlikte çok güzel zaman geçirmiş, şimdi de aramıza belirsiz bir sessizlik çökmüştü.

Kafamı arkaya vererek hayatımı sorgulamaya başladım. Son zamanlarda bunu sürekli yapıyordum. Düşünmemek için de iki de bir tatile çıkıyordum. Ama gördüğünüz gibi, maalesef, hiç bir işe yaramıyordu.

Temmuz ayındaydık. Bu sene temmuzun başlarında arkadaşlarımla denizde tatildeydim. Peki, geçen sene? Ondan önceki sene? Onun öncesindeki sene? Sanki, ölecekmiş gibi her gün hayatımı film şeridi gibi hatırlamaya çalışıyordum.

Oflayarak kendimi bu düşüncelerden alı koymak adına telefonumu elime aldım. İnstagramda dolanmaya başlarken, gelen etiketle üzerine tıkladım. Arkadaşımın paylaştığı fotoğraftı. Gülümseyerek uçağa tıklayarak hikayemde paylaştım. "Can dost..." yazısını da ekledim.

Serin hava üzerime çarpmaya başladığında akşam olduğunu farkettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Serin hava üzerime çarpmaya başladığında akşam olduğunu farkettim. Güneş çoktan batmıştı. Isınmak adına matcha çayı dolusu termosumu aldım. Son zamanlarda kahveyi matchaya değiştirmiştim. Faydası daha çoktu, kahvenin ise nerdeyse hiç yoktu.

Bugünkü çekilen fotoğraflara bakmaya başladım. Beğendiklerime de kalp tıkladım. Çoğu güzeldi.

Bir an beklenmedik şekilde üstten gelen bildirimi görünce istemsizce heyacanlandım.

tolgasaritas_ size bir gönderi gönderdi.
tolgasaritas_: Bu benim gömleğim değil mi? ;)

tolgasaritas_: Bu benim gömleğim değil mi? ;)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzerime baktım. Evet, gömlek onun gömleğiydi. Bir zamanlar denize çıktığımızda üşüdüğüm için bana verilmiş, ve geri alınmamıştı. Seviyordum bu gömleği, ara sıra giyiyordum. Tuğçe arayıp, hadi gidiyoruz diyince üzerimi değiştirme fırsatı olmamıştı. Evde üzerimdeydi, ve öyle çıkmıştım.

Bildirimin üzerine tıklamak ve tıklamamak arasında kaldım. Acaba, hemen cevap verirsem sanki onun yazmasını bekliyor gibi mi olacağım? O yüzden biraz bekleyip mi cevap versem??

Tırnağımı dişlemeye başladım. Ciddi bir şekilde napacağımı düşünüyordum.

-Aybüke, iyi misin, ne düşünüyorsun?

Soru soran Tuğçeye baktım. Parmaklarımı indirerek: Hi hi, iyiyim,- diye cevap verdim.

Tekrar telefonuma baktım. Bildirimin sağ tarafında 2 dk önce diye yazıyordu. Acaba cevap vermem için yeterli bi' süre miydi?

Ay, aman! Gören de liseli aşık sanacak! Cevap vereyim, bitsin, gitsin işte.

Siz: Tam olarak seninki olduğunu hatırlamıyorum, maalesef. Bir zamanlar bi' değerli arkadaşımın hediyesi olduğunu biliyorum sadece.

Hadi, oku oku! Çıktın mı, acaba? Eskisi gibi hala girmesinden çıkması çabuk galiba. Offf, işte! Mızmızlanmadan hemen cevap verseydin, böyle olmayacaktı!

Oflayarak diyalogdan çıkacakken gördüğüm görüldü yazısıyla gözlerimi kocaman açtım. Elim, ayağım titreyerek hemen telefonu kapattım. Okumasını dört gözle beklediğimi öğrenmemeliydi sonuçta.

Ardınca gelen bildirimle ekrana baktım.

[tolgasaritas_:] iyi

İyi mi? Gerçekten sadece iyi mi? İnanamıyorum ya! Ben senin didişerek o gömleği ben verdim Aybüke sana demeni bekliyordum ama. Ne olacak, öküz ya, öküz!

Tam telefonu kapatacaktım ki, yine gelen bildirimle ekrana baktım:

[tolgasaritas_:] Nasılsın?

Nasılsın? Nasıl mıyım? Her zaman iyiyim sen diye cevap verdiğim soruya bu sefer düşünmek zorunda kaldım. Nasılım... Bilmiyorum. İyi gibiyim. Ama değilim. Sanki onun bu soruyu sormasını yıllarca beklemiş gibi düşündüm. Ne cevap vereceğimi düşündüm.

Bıraktığın gibi?

Böyle mi deseydim? Sahi, beni bıraktığında nasıldım? Öfkeli, kırgın, kızgın. Güveni kırılmış. İnkisar.

Gördüğün gibi?

Görüyor muydu ki beni? Sosyal medyadan gördüğü kadarıyla mutluydum. Mutlu, iyi, harikaydım.

Ama sosyal medya benim içimi ne kadar yansıta bilirdi ki?

Düşüncelerimi bölen bildirim sesiyle telefonuma baktım.

(aybukepusat): Gönderen kişi tarafından iptal edildiği için bu mesaja artık ulaşılamıyor.

Ve altındaki 12 dk önce gönderilen "iyi" mesajına baktım. Kahretsin, silmişti mesajını! Bin saat düşünersen olacağı buydu tabii!

Yine de diyaloğu açarak klavyeyi açtım. Parmaklarımı üzerinde gezdirip, alt dudağımı ısırarak ne yazacağımı düşündüm.

Siz: Nasıl olduğumu düşünüyorsan, öyleyimdir.

İşte beklediğim cevap! Aferin, kız, Aybüke.

Ardıncq gelen görüldü ve yazıyor yazılarıyla yine heyacanlandım.

tolgasaritas_: 😄

tolgasaritas_: İyi olmanı istiyorum

tolgasaritas_: o yüzden iyi ol.

tolgasaritas_: Saudade.

Saudade mi? O da ne be? İyi olmanı istiyorum.. İyi ol. Tamam, paşam, emredersin.

Siz: sen nasılsın?
Siz: siz nasılsınız?

tolgasaritas_: Siz derken?

Siz: Fotoğrafçı Zeyneple sen işte. 😁

tolgasaritas_: İyiyiz, çok Şükür.

Siz: sevindim.

Görüldü atıp çıkmıştı. Bende ardınca telefonumu kapatıp, yanımdakilere seslendim:

-Arkadaşlar, hava serinledi biraz. Akşam yemeğine gidelim mi artık?

Olur diye onayladıklarında yerimden kalkıp, toparlandım. Gürdeniz gelip kolumu omzuma atınca gülümsedim. Arkadaşlarım çok güzeldi. Arkadaş konusunda hiç olmadığım kadarıyla şanslıydım.

—————
• Bölümler kısa olarak ilerleyecektir.
Lütfen, görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın!

• seviliyorsunuz! Yeni bölümde görüşmek üzere! <3

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin