Kitty

6.5K 143 618
                                    

İyi okumalar<3

Harry sabah gözünü açtığında yanında boşluk hissetmişti. Kısık gözlerle Louis'yi ararken yanağında hissettiği ince dudaklarla arkasını dönmüştü. "Günaydın bebeğim" Yattığı yerden adamın yüzünü incelerken gözleri aşağılara indiğinde Louis'nin siyah takımını giydiğini görmüştü. Adam küçüğüne gülümseyip odadaki aynanın önüne geçmişti. Kravatını bağlarken aynadan göz göze geldiği çocuğun sesini duymuştu.

"Günaydın Bay Tomlinson"

Harry yatakta hafifçe doğrulup sırtını yatak başlığına dayamış ve Louis'nin dikkatle kravatını bağlayışını izlemişti. Sert yüz hatları her zamanki gibi nefesini keserken kafasından geçen kirli düşüncelere engel olamamıştı. Hipnoz olmuş gibi onu izlerken Louis'nin sesi onu kendine getirmişti.

"Carla ve Mary ben gelene kadar burada olup seninle ilgilenecekler Harold. Eğer bir isteğin olursa onlara söylemen yeterli. Çok geç gelmeyeceğim zaten ama yine de uslu dur. Eğer tek bir taşkınlığını işitirsem sonuçlarına katlanırsın. Anlaşıldı mı güzelim?"

Harry evde durmak istemiyordu. Louis ile birlikte şirkete gitmek istiyordu. Ağrısını çok az hissediyordu ve iyiydi. Evde o iki bunakla ne yapacaktı Tanrı aşkına! Evet bunları sadece içinden geçiriyordu çünkü Louis'ye söylerse onu tekrar kızdıracaktı ve bu isteyeceği en son şeydi. Son haftalarda Harry iyice şımarmıştı. Louis'ye kafa tutmaya ve onun sözünü dinlememeye başlamıştı. Halbuki başına gelecekleri ve o sözleşmede yazan şeyleri adı gibi biliyordu. Louis belki de onun sıkıldığını ve işe heyecan katmak istediğini düşünüyordu ama Harry'nin amacı kesinlikle bu değildi. O sadece Louis'nin kendisine verdiği acıyı istiyordu. Bay Tomlison'un ona verdiği acıdan aldığı zevki başka hiçbir şeyde bulamıyordu. Louis'nin de bu durumdan şikayetçi olduğu söylenemezdi. Harry'nin gözyaşlarından ve acısından besleniyordu. Ama yine de ona itaat edilmesi her zaman önceliğiydi.

Louis kravatını bağlayıp yüzünü Harry'e döndüğünde cevap bekliyordu. Harry bunu farkedip çekinerek konuşmuştu.

"Anlaşıldı, babacık"

Louis derin bir nefes alıp Harry'nin yanına yürümüş ve yüzüne eğilerek konuşmuştu.

"Aferin bebeğim. Kalçan ne durumda ağrın var mı çok fazla?"

Bir eliyle çocuğun hafif dağılmış olan saçlarından bir tutamı kulağının arkasına sıkıştırmış ve yatağa oturarak Harry'nin bacak içlerini okşamaya başlamıştı. Harry hissettiği dokunuşla yorgunca gülümsemişti. Dünün yorgunluğu hala üzerindeydi. Gözleri ağlamaktan acımış ve kızarmıştı. Şu an gözaltı torbaları olduğuna emindi ama umursamadı. Sonuçta bunlar normal şeylerdi. Kafasını eğip Louis'nin büyük ellerini avuçları arasına aldığında konuşmuştu.

"Dün gece aldığım duş ve sürdüğün krem çok iyi geldi babacığım. Çok fazla ağrım yok ama hala acısını hissedebiliyorum"

Louis kafasını yavaşça salladıktan sonra gözlerini Harry'nin dolgun dudaklarına dikmiş ve daha fazla beklemeden kendi soğuk dudaklarıyla çocuğun sıcacık dudaklarını birleştirmişti. Harry'nin dudakları onun uyuşturucusu gibiydi. Her tadına baktığında tekrar ve tekrar istiyordu. Bu çocuğa fena halde kapılmıştı ve içindeki duyguları dile getirmek çok zordu. İçinde daha önce hissetmediği kelebekler Harry her yanında olduğunda ortaya çıkıyorlardı. Louis şimdilik bunları düşünmeyi reddedip bağımlısı olduğu dudaklardan yavaşça ayrılmıştı.

Yataktan kalkıp kapıya doğru yönelmiş ve son bir kez arkasını dönerek Harry'e göz kıpmıştı. Harry onun gitmesini istemiyordu. Louis arkasını dönüp kapıdan çıktığında Harry de bir anlık bir cesaretle ayağa kalkıp peşinden gidecekken kıçındaki sızıyla olduğu yere çivilenmişti. Sinirle solurken kapının dışından gelen sesleri dinlemeye başlamıştı ama uzakta olduğu için pek net duyamıyordu. Louis hizmetlilerle konuşuyordu. Bir süre sonra sesler kesilmiş ve kapı kapanma sesi gelmişti. Harry bütün gün burada aşırı derecede sıkılacağından çok emindi ama yapabileceği bir şey yoktu çünkü lanet olsun ki babacığı böyle olsun istiyordu. Saat oldukça erken olduğundan dolayı biraz daha uyumak  için yatağa geri yatmıştı Harry. Tam gözünü kapattığı sıra telefonundan gelen bildirim sesiyle irkilmişti. Zorlukla yatağın diğer ucuna uzanıp telefonu eline aldığında mesajın Louis'den geldiğini görmüştü. Daha az öne çıkmamış mıydı bu adam?!

Your Pain İs My Pleasure| L.S |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin