0.1: one shot ✔

276 29 15
                                    

"Loren." diye seslendi Roseanne. Uzun saçlarını geriye attı ardından. Gerginlik içerisinde bir eliyle ağrıyan karnını ovalıyordu Roseanne. Loren başını çevirip baktığında Roseanne'in telaşlı halini farkederek kaşlarını çattı.

"Bu halin ne böyle? Büyütülecek bir şey değil, alt tarafı yarışmaya katılan dokuz tane grup gibi biz de şarkı söyleyeceğiz."

Roseanne sunacaklarını şarkıyı içinden tekrar etmeyi bırakıp konuştu. "Sorun şarkı söylememiz değil. Ya izleyiciler arasında bu şarkıyı yazan kişi de olursa? Neden aptal gibi bu şarkıyı seçtiysem!"

Loren, ellerini Roseanne'in omuzlarına koydu ve Roseanne'in kendi gözlerinin içine bakmasımı sağladı. "Kim olduğunu biliyorum ve seyirciler arasında o olmayacak. Eminim, dert etme."
Roseanne kaşlarını çattı. "Kim olduğunu biliyor musun!" Şok içerisinde, soru anlamı taşır gibi kurduğu cümle ardından yalvarır gibi ses tonuyla devam etti Roseanne. "Lütfen söyle, kim o?"

Loren dudağının kenarıyla gülümsedi ve arkasını dönüp gitarına doğru yürürken konuştu. "Söyleyemem."

Roseanne dalga geçer gibi konuştu bu sefer. "Neden? Sen misin yoksa?"

Loren altta kalmayıp başını Roseanne'e çevirdi ve dudağının kenarıyla gülümserken aynı zamanda konuştu. "Ben olmamı ister miydin?"

Bu soru karşısında ne diyeceğini bilemedi Roseanne. Kaskatı kesildi. Roseanne'in tepkisini az çok tahmin ettiğinden şaşırmayarak önüne döndü Loren. Şarkıyı bir an önce söylemek ve şarkıyı yazan kişinin kendisi olduğunu itiraf etmek istiyordu, deli gibi.
...

"Sırada sahneye çıkacak olanlar Roseanne ve Loren! Alkışlar eşliğinde her ikisini de sahneye davet ediyorum!"

***


I thought that you’d remember, but it seems that you forgot
– Hatırlayacağını düşünmüştüm ama unutmuşsun gibi görünüyor.
It’s hard for me to blame you when you were already lost
– Kaybolduğunda seni suçlamak benim için zor.
Oh, yeah, I’m tired of always waiting, oh, yeah, yeah
– Oh, evet, her zaman beklemekten yoruldum, oh, evet, evet
I see you changed your number, that’s why you don’t get my calls
– Görüyorum ki numaranı değiştirmişsin, bu yüzden telefonlarıma cevap vermiyorsun.
I gave you all of me, now you don’t wanna be involved
– Sana her şeyi verdim, şimdi karışmak istemiyorsun.
Oh, yeah, yeah, I really gotta face it, oh, yeah, yeah
– Oh, evet, evet, gerçekten yüzleşmeliyim, oh, evet, evet

I just wanna be the one
– Ben sadece bir olmak istiyorum
But to you, we’re already done
– Ama senin için işimiz bitti.
Tell me, why’d you have to hit-and-run me?
– Söyle bana, neden bana vurup kaçtın?
Now I’m all alone crying ugly
– Şimdi yapayalnız ağlıyorum çirkin
You broke my heart just for fun
– Sadece eğlenmek için kalbimi kırdın.
Took my love and just left me numb
– Aşkımı aldı ve sadece beni uyuşuk bıraktı
Now it’s eight in the morning
– Şimdi saat sabahın sekizi.
Hate in the morning (all because of you)
– Sabahları nefret ediyorum (hepsi senin yüzünden)

Gone 💢 rosé + loren ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin