1

16 0 0
                                    

"nekir oğlum bu yarışmayı kazanmak zorundasın"
hayır değildi. nekir babası tarafından zorla ödüllü bir yarışmaya sokulmuştu.
itiraz edemezdi çünkü yıl 1883tü ve küçük çocuklar babalarına söz geçiremezdi.
"baba... ödülü alıp buraya geldiğimde bana saygı duyacak mısın?"
babası sessizleşti ve sakin bir şekilde bavulları kapatmaya başladı.
"oğlum yaşlanıyorum... yani aslında 40-50 yaşlarındayım ama çok agresif olduğum için bu yaşta yaşlanmış oluyorum anla. bunu kendim için yapmıyorum senin için yapıyorum."
nekir derin bir iç çekti
"ödülü pasta olan bir yarışın bana hayatımda ne katkısı olabilir ki?"
babası baktı ve sadece "anlayacaksın." demekle yetindi.
*çan sesi*
"olamaz saat çoktan on bir olmuş! koş oğlum koş yetişemeyeceksin!"
nekir bavulları eline aldığı gibi koşmaya başladı. tren garına ulaştığında gördüğü kalabalıkla geç kalmadığını az çok anladı.
"13 yaşının altındakiler 1 numaralı trene, üstündekiler 2 numaralı trene binsin!"
nekir stresle 2 numaralı trene bindiğinde çok az kişi görmesiyle şaşırdı. tahminen 25-30 kişi vardı. en azından yol boyunca rahatsız edilmeyecekti. gece boyunca uyuyamadığı için kafasını cama yasladı ve uyuyakaldı.
*nekirin pov*
"tak tak"
ne...
"tatatak tak"
bu ses ne be...
"tak taak"
gözlerimi açtığımda hayatım boyunca görebileceğim en saçma görüntüyü görmüştüm.
kahverengi renkte yelek ve pantolondan oluşan ucuz bir takım elbise giyen çocuğun teki kafama vurup tak tak diyordu
"ne... ne var?"
"ya uff ne var değil kim o demelisin"
"... kim o?"
aniden çocuğun enerjisi arttı ve konuşmaya başladı
"merhaba benim adım charlie on beş yaşındayım ama bu sene on altı yaşına gireceğim!"
bir dakika... bu çocuğu trende hiç görmedim ki ben.
"sen bu trende yoktun. nasıl geldin ya?"
"haha sen yokken çok şey oldu. kısaca özetlersem yanında oturan çocuğun yarışma katılım kağıtlarını çaldım onun yerine geçtim."
"peki çocuğa ne oldu?"
"tuvalete kilitledim."
"hm anladım..."
sırtımı koltuğuma yasladım. biraz daha uyumak istiyord-
"bir dakika ne. LAN ÇOCUK. ÇOCUK ŞU ANDA NASIL?"
charlie bağırmamla irkildi.
"ya sakin olur musun? hizmetli buldu onu. yolun üstündeki hastaneye götürdüler korkudan bayılmış."
rahatlayarak tuttuğum nefesi verdim ve eski oturma pozisyonuma geri döndüm.
"eee sen niye bu yarışmaya katıldın?"
"ben 16 yaşındayım. adım da nekir. evimde gün boyunca oturup hayatı düşünen birisiydim aslında. filozof denilebilir. babam zoruyla bu yarışmaya katıldım. kendisi benimle gün içinde nadiren konuşur. nasıl oldu bilmiyorum ama bu yarışmayı görmüş. onun yarışmanın olacağı ülkeye götürmesi gereken çok önemli bir eşyası varmış o yüzden bu yarışmaya katılmamı istedi. bavul demişken benim bavullarım nerede?"
"avel şükür et ki ben varım. akıl var mantık var fiyatı 3 dolar olan yarışma sana özel otel odası verir mi? bu da aslında bir eleme yöntemi. seni boş araziye koyacaklar. bavulları olanlar zorlanacaklar yani."
"ee... yani bavullarıma ne yaptın?"
charlie göz devirdi.
"salak tabi ki de camdan attım."
işte o anda sinirlerim tepeme attı. içimdeki dalgalar gittikçe büyüdü ve göz bebeklerim küçüldü.
"LAN OROSPU EVLADI O BAVULLARDAN BİRİNİN İÇİNDE MİLYON DOLARLIK EŞYA VARDI NE YAPTIN SEN! BAK SENİN AMINA AVRADINA KOYARIM NEREYE ATTIN LAN! LAN BAK BU TRENİ SENİN BAŞINA YIKARIM ÇABUK BUL O BAVULU!"
charlie korkudan ağlamaya ve titremeye başlamıştı.
"ya tamam çıkalım trenden alalım... ama sen yarışmaya girmek istemiyor muydun?"
"SALAK PİÇ DEMİN ANLATTIM YA BABAM ZORLA SOKTU BENİ"
"dinlemiyordum ki ben seni... sadece adını ve yaşını biliyorum."
artık daha çok dayanamayacağımı farkedip charlieyi kolundan çektim ve trenden fırlattım. kendim için de treni durdurdum ve indim.
"canım acıdı."
"bul o valizi."
***
saatler geçmişti. charlie ve nekir ter içinde kalmıştı fakat bavullardan hala eser yoktu.
c- özür dilerim...
n- ... tamam ağlama ben de abarttım biraz. ama sen bunu hakettin.  benim bavulumu benden izinsiz almış vasıfsız orospu evlad-
c- şst!
n- ne var?
c- sesleri duyuyor musun?
n- ne sesi?
c- osssuruk sesi.
n- ...
c- şaka. birilerinin sesini duyuyorum.
n- sen öyle dedin şimdi ben de duymaya başladım...
nekir ve charlie sese iyice odaklandılar. onlar odaklandıkça ses daha da artıyordu.
c- nekir ne yapacağız?
n- sence ne yapacağız geri zekalı bir şey olmadan uzaklaşacağız.
c- ama ya bize yardımcı olurlarsa-
"naber!"
nekir ve charlie aniden gelen bu ses yüzünden belirgin bir şekilde irkildiler.
"b-bir şey arıyorduk da hala bulabilmiş değiliz. bize yardımcı olabilir misiniz?"
nekir, charlienin bu özgüvenli tavrına karşın şaşırmıştı.
"elbette yardım ederiz canım etmez olur muyuz? ama önce isimleri alalım."
charlie elini uzattı ve gülümseyerek konuşmaya devam etti
"benim adım charlie bu da arkadaşım nekir."
el sıkıştılar. elini sıktığı adam ikisiyle yaşıt gibi duruyordu. oldukça kurnaz bir mizacı vardı bu yüzden nekir, adamın onlara yardım edeceğine pek inanmamıştı fakat anladığı kadarıyla böyle anlarda ön yargılı davranmaması gerekliydi.
"ben de bir yabancı diyeyim kendime. ee ne arıyordunuz? arkadaşlarımla size yardımcı olayım."
"iki tane bavul arıyoruz. içinde kıyafetlerimiz var"
adam muzip bir şekilde gülümsedi.
"elimizden geldiğince yardım edeceğiz charlie bey."
arkasındaki topluluğa eliyle bir işaret yaptığı anda topluluk hemen dağıldı ve bavulları aramaya başladı. çok zaman geçmeden de buldular.
"çok teşekkür ederiz görüşmek üzere-"
"hemen öyle gidecek misiniz?"
adam bavulları geriye doğru çekmişti.
"size o kadar yardım ettik. bir geceyi bizimle tanışmak için geçirmekten aciz değilsinizdir diye düşünüyoruz."
charlie ve nekir birbirine baktılar.
yapılacak bir şey yoktu o bavulları alamazlarsa yollarına ve hayatlarına devam edemezlerdi.
nekir hoşnutsuz bir şekilde "peki o zaman kalalım..." dedi.
bu izinle beraber adam nekir ve charlieyi pek iyi sayılamayacak bir motele götürdü. birlikte konuştular, oyunlar oynadılar, yemek yediler ve hatta bdsm bile yaptılar. saat 02:00 olduğunda da uyumaya koyuldular.
***
*nekirin pov*
"nekir uyan"
...
"nekir uyansana!"
charlie kulağıma fısıldayarak her zaman yaptığı gibi sinirimi bozuyordu.
n- uff ne var? bu kim?
c- nekir bak bu eminem, topluluktan birisi. bana söyledi şimdi bunlar bizim bavulu bulup vermediler ya
n- hee evet?
c- ve hani gün boyunca bizim peşimizi bırakmadılar, şu anda bizimle uyuyorlar...
n- evet evet sonuca gel artık.
c- bu adamlar hırsızlarmış aslında. bavulun içinde pahalı bir şey olduğunu biliyorlarmış ama işi rahat yapabilmek için bizi öldürmeleri lazımmış. öldürme işini de emineme vermişler ama-
e- ama ben size acıdım. iki böceksiniz zaten belki yolunuzu bulursunuz.
n- a- ea- a- ama bizim ölmediğimizi anlarlar ki? peşimizi salmazlar.
e- sizi umursamazlar zaten herkesi dolandırabilirler. bana odaklanırlar. ben de kaçacağım problem yok yani.
n- e iyi o zaman. bavullar sende mi?
e- evet al.
c- eminem bana numaranı verebilir misin?
e- tamam veririm. ya da vermem. sapık mısın?
c- eminem sana 1 saat önce bdsm yaptım.
e- 1883 yılında telefon diye bir kavram yoktu charlie
c- ... nereye gideceksin...?
e- rap ülkesine gideceğim iki tane sevgilim var dr dre ve ceza onlarla hayatımı yaşayacağım.
c- anladım... vakit buldukça sana telgraf çekeceğim.
e- tamamdır. haydi gidin artık.

     

             1.Bölüm Sonu

WW3Where stories live. Discover now