𝚑𝚞𝚒𝚝

46 8 4
                                    

"Buruktur gece, kırık bir kalp için." ༄

-- Beach House, Space Song

☁︎

"Benden bu kadar." Derin bir nefes alıp kendimi koltuğun üstüne attım. "Eşyaları değiştirmeye ne gerek vardı sanki?" Suga mutfakta mızmızlanıyordu, temizliğe başladığımızdan beri hep şikayet ediyordu. "Onların modası geçmişti canım. Hem yeni eşyalarımla yeni bir başlangıç güzel olacak." Başımın altına yastık koyup koltuğa uzandım. "Daha önce burada oturuyordun değil mi?" J-hope'un sorusunu mırıltılarla onaylarken karnımın gurultusu odayı doldurdu. "Ben acıktım, bir şeyler hazırlayın." Suga söylediğimi duymuş olacak ki mutfak kapısının önüne bana işaret parmağını sallayarak geldi. "Öldüm ben burada öldüm. Sizin bir ay bu mutfağa girmeniz  yasak, gidin marketten bir şeyler alın." Yumuşacık yerimden kalkarken J-hope'a döndüm. "Buda her şeyi şikayet ediyor, çöpe mi atsak acaba?" Söylediğim şeye J-hope, o mükemmel kahkahasını sunmuştu. Kıskanıyordum onun bu özelliğini, ne kadar yorgun olsa da neşesini bizden hiç eksik etmezdi.

Ayakkabımı giyinirken söyleniyordum. Kapının yanında ki dolaptan anahtarı ve cüzdanımı alıp çıkarken, Suga siparişini vermişti. "Üçgen kimbap al." Kafamı kapıdan uzattım. "Almıyorum."

Kapıdan çıkarken gözüm iki katlı müstakil eve kaymıştı, ışıkları kapalıydı. Yanındaki eve baktım oranın da ışığı kapalıydı. Saat gecenin ikisi onlar bu saatte uyumuş olmalılar.

ꨄ︎

Aldıklarımı ödeyip,  marketten çıkıp eve doğru ilerledim. Yan tarafımdan gelen sesle ufak bir çığlık attım. Sol tarafıma döndüğümde ağacın dibine yaslanmış bir erkek bedeni gördüm, fakat kafası önüne eğik olduğundan yüzünü göremiyordun. Kararsız adımlarla sol tarafıma doğru yürüyüp ağaca yaklaştım. Poşetlerimi yere bırakarak yere çömeldim. Birinin geldiğini anlamış olacak ki kafasını yavaşça kaldırdı.

Sokak lambasının aydınlığıyla ikimizde birbirimizin yüzünü tanımlamaya çalışıyorduk. Bir zamanlar bakmaya kıyamadığım o koyu kahvelerle karşılaştım. Bir gün karşılaşacağımızı biliyordum, buraya gelme amacımda buydu zaten ama böyle karşılaşacağımızı beklemiyordum. 

"Ne zaman geldin?" Yüzünde kocaman gülümsemesiyle sormuştu. Hafif yaklaşarak kokladığımda içkili olduğunu anlamıştım, zaten ayık olsaydı eminim ki bu gülümseme yerine nefret dolu bir ifade karşılayacaktı beni.
"Az önce." Beyaz dişlerini göstererek gülümsedi. Gözleri yarı açık yarı kapalı bakıyordu bana. "Beni özledin mi?" Beklentiyle sorduğum sorunun cevabını bekliyordum, onun bu durumundan yararlanmış olacaktım sanırım. "Özledim." Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu fakat ben kapanmadan bir soru daha sormuştum. "Ne kadar?" Elimi çeneme, kolumu da dizime yaslayıp onu izliyordum. Şuan o kadar tatlı duruyordu ki sarılmamak için kendimi zor tutuyordum. Fakat bunu yapamazdım eğer bunu yaparsam bundan sonraki günler benim için daha zor olacaktı. "Bugün görüp yarın ölsem de sorun etmeyecek kadar." Bunu söylerken gözlerini olabildiğince açık tutup gözlerimin en derinine bakıyordu. Zaten dolu dolu olan gözlerinden yaşlar akmaya başladı. "Neden geldin ki?" Hıçkırıkları sözlerini kesiyordu. "Ben alışmıştım sensizliğe. Neden tekrar geldin?" Hıçkırıkları sokağı inletmeye başlamıştı. Bu böyle olmayacaktı, hırkasının cebinden telefonunu çıkarıp baş parmağını okutup açmıştım telefonu. Rehberde gezinirken Jimin'in numarasıyla karşılaştım. Jungkook, Jin, Jimin ve Taehyung beraber kalıyorlardı birisine mesaj attığımda hemen burada olurlardı. Jimin'e jungkook'u gelip almasıyla ilgili kısa bir mesaj attım. Telefonu geri yerine koyarken yüzümü ona çevirdiğimde sızmış olduğunu gördüm. Gözlerindeki yaşlar kirpiklerinin arasında duruyordu, hıçkırıkları dinmiş yerine hafif inlemeler ve derin nefesleri kalmıştı.

Poşetlerimi alıp ilerlemeye başlarken,  arkamdan duyduğum sesle adımlarım durdu. "Bizi çok üzdün Roseanne." Yavaşça bedenimi ona doğru döndürdüm. "Sen bizi çok üzdün Roseanne!" Gözlerinden ki yaşları yine gerini almıştı. Elini kalbinin üstüne koymuş bana bakıyordu. Dolmuş gözlerimle hafif tebessüm ettim. "Emin ol Jungkook siz beni daha fazla üzdünüz." Arkamı dönecekken tekrar ona doğru döndüm. "Beni üzdüğünüz kadar üzülmeye hazır olun."

♔︎
Hikayeye yavaş yavaş geçmiş bulunmaktayız. Bölüm hakkında yorumlarınızı belirtirseniz çok sevinirim (ᗒᗣᗕ)՞

𝐵𝑒𝑙𝑖𝑒𝑣𝑒 𝑀𝑒┊ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏᔕ̧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin