Kayıp Bellek

1K 93 335
                                    

"Hayatımda böyle saçmalık görmedim!" Yönetici Suho hiddetli bir şekilde bağırmış ve bir sağa bir sola doğru yürümeye başlamıştı. "Tek yapmanız gereken bir belleği kasada saklamaktı! Lanet olası kasada saklamanız gerekiyordu!"

Suho sinirden saçını başını yolmaya giriştiğinde sen öne atılıp bir kolunu yakalarken diğer kolunu da erkek ajanlardan biri olan HyunWoo yakalamıştı.

"Amanın yöneticim! Saçınızı başınızı bu kadar çekiştirmeyin bu genç yaşınızda kel kalırsınız!" RiJin abartılı el hareketleri ile konuştuğunda susması için ona kaş göz işareti yapıyordun. Suho derin bir nefes alıp kollarını sizden kurtardı.

"Sen Türkiye'den neden döndün?"

"Sinirden aklı gitti adamın." RiJin elini 'vah vah' dermiş gibi birbirine vurdu "Hepimize kırmızı kodla çağrı gönderdiniz de geldik ya. Hatta petunyam taaa Afganistanlardan geldi." RiJin seni göstererek konuştuğunda Suho anlık olarak sana bakmıştı. HyunWoo'nun da bakışları sana dönmüştü.

Bir kaç kere HyunWoo ile aynı görevde çalıştığınız olmuştu ancak pek diyalog içerisinde olduğunuz söylenemezdi. HyunWoo, kadın ajanlar arasında oldukça popüler biriydi. Nasıl olmasındı ki? Adam hem yakışıklı, hem yapılı hem de mesafeli olsa da oldukça kibar davranan biriydi. Eh haliyle bütün kadın ajanların bir HyunWoo düşkünlüğü vardı.

"Doğru. Siz ikiniz benimle odama gelin. Sen de bana bir kahve gönder. Sert olsun." Suho'nun peş peşe sıraladığı emirler üzerine HyunWoo ve sen onun peşine düşerken RiJin asker selamı çakıp kahve makinasına koşturmuştu.

***
Suho masasına yaslanıp eli ile yüzünü sıvazlarken siz de karşısında gergin bir şekilde dikiliyordunuz.

Kaybolan bellek başta Güney Kore olmak üzere bütün dünyanın liderlerinden tutun politikacılarından, müzisyen ve oyuncularına kadar herkesin en kirli işlerini de içinde barındıran bir bilgi deposuydu. Bellek istihbaratın kasasında güvenle korunuyordu ya da siz öyle sanıyordunuz. Çünkü üst merciler bir bilgiyi teyit etmeniz için belleği kullanmanızı istediğinde bomboş bir kasa ile karşılaşmıştınız.

Üsttekiler belleğin sizin elinizde olmadığını anlamadan siz belleği bulmalıydınız. Bellek sayesinde çoğu politikacı ve lider istihbarata asla sesini çıkarmıyordu. Bellek bulunamazsa işiniz biterdi.

"Halimiz ortada. Açık konuşmak gerekirse tam anlamıyla sıçtık." Suho elini dizlerine vurup ovuşturmaya başladı. "Belleği bir an evvel bulmamız lazım. Ikiniz de elimdeki en iyi ajanlardansınız. Son görevlerinizden büyük başarılar elde ederek geri döndünüz. Kendinize bir ekip kurun ve o belleği bana getirin." Suho oldukça net bir şekilde konuştuğu sırada odanın kapısı çalmış ve RiJin elinde kahve fincanı ile içeri girmişti.

"Birlikte çalışacağız yani." HyunWoo düz bir ses tonu ile konuştuğunda göz ucu ile ona baktın. Yüzünde memnuniyetsiz bir ifade vardı.

"Evet bir itirazın mı var?" Suho tek kaşını kaldırıp kahve fincanından bir yudum aldı.

"Hayır efendim."

"Güzel. Şimdi gidin bir an önce çalışmaya başlayın. Üsttekiler tepemize çökmeden o belleği bulmanız lazım." Suho sizi eliyle kışkışladığında üçünüz de selam vererek odadan ayrıldınız.

"Harika." HyunWoo'nun arkanda söylendiğini duyduğunda kaşlarını kaldırarak ona baktın. Memnuniyetsiz olduğu için mi söyleniyordu yoksa karın ağrısı başka mıydı?

***
"Ee araştırmaya nereden başlıyoruz?" MinHyuk sandalyesinde dönerken konuştu. Ayağını kaldırıp sandalyeye hafif bir tekme savurdun. MinHyuk sandalyeyle yere savrulmuştu.

Target [HyunWoo OC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin