Target [HyunWoo OC]

'(M)asaya Yatıralım.'

FİKFİKLİ BÖLÜM JDJDKRDKGLDG

***

"Belleği sattın sonra envantere teslim edildi diye kaydettin öyle mi?" Yönetici Suho, TaeWon'un karşısına geçip kollarını kavuşturdu.

"Evet Yönetici."

"Kime sattığını da bilmiyorsun öyle mi?" Suho tekrar konuştuğunda beyaz teninin sinirden iyice kızardığını fark ettin.

"Evet Yönetici." Suho derin bir nefes alıp elinin tersiyle TaeWon'a destekli bir tokat attı.

"Çük akıllı herif! Neye sebep olduğunun farkında mısın sen?" Suho üst üste TaeWon'u tokatlamaya başladığında derin bir nefes alıp odanın bir köşesinde duran su sebilinden su doldurdun. Bu sırada da HyunWoo kollarını kavuşturmuş sana bakıyordu.

TaeWon'u yakaladıktan sonra elbette merkeze getirmiştiniz. Ekiptekilerin bazıları diğer işlerle ilgilenirken RiJin de bazılarına  izin vermişti. Sen, HyunWoo ve RiJin ekipteki en kıdemli ajanlardınız dolayısıyla bazı durumlarda söz sahibi olmanız kaçınılmazdı. Gerçi senin ve RiJin'in söz sahibi olmanız içi kıdemli olmanıza gerek yoktu. Öyle ya da böyle lafınızı geçiriyordunuz.

"Biraz su için Yönetici." Suho'nun omzuna hafifçe dokunup elindeki su bardağını uzattın. TaeWon'u tokatlama işine ara verip soluklandı ve su bardağını aldı.

"Belleği sattığın o adamla ne üzerinden, ne şekilde, nasıl iletişime geçtiğini anlatacaksın. O adamı bulmak için her şeye ihtiyacımız var. Ondan sonra da kara listeye alınacaksın." Suho oldukça net bir şekilde konuştuğunda TaeWon'un yüzünün rengi atmıştı.

İstihbarat tarafından kara listeye alınmak demek, bir daha hiç bir devlet dairesinde iş bulamamak, devlet tarafından verilen hizmetlerde negatif ayrımcılık görmek demekti. Hayat boyu bu leke ile yaşamak zorunda kalacak olan TaeWon'un yüzünün rengi bu yüzden atmıştı.

"Yönetici-"

"Kes sesini be! Hain seni! Bu kuruluş senin neyini eksik etti de belleği satıp bize ihanet ettin?!" Suho, tekrar TaeWon'a destekli bir tokat geçirmişti. "Siz çıkabilirsiniz. Araştırma sonucunda tekrar göreve çıkarsınız." Suho sonunda size müsaade ettikten sonra HyunWoo ve sen onu selamlayıp odadan çıkmıştınız.

"Iyi işti."

"Basit işti." HyunWoo'nun takdirine burun kıvırdığında o da kafasını sallayıp gülümsemişti.

"Evet haklısın basit işti. Budapeşte'de daha beterlerini yaşamıştım." Onun gereksiz böbürlenmesine karşılık gözlerini devirdin.

"Daha gecen Afganistan'da Talibanla burun buruna geldim?" Tek kaşını kaldırıp konuştuğunda HyunWoo derin bir nefes alıp kafasını salladı.