jungkook iki saatin bitmek üzere olduğunu fark edince telefonunu çıkardı. son kez jimin ile vedalaşması gerekiyordu. onla konuştuktan sonra gözüm açık gitmez diye düşünmüştü.jimin-jungkook
jungkook:
senden nefret ediyorum tamam mıı bu dünyadaki tek yakınım sensin bu yüzden seni çok çok çok nefret seviyorum görüşmemek üzere
aptal jimin ya
peşimden gelme sakın.. çok üzülürsün biliyorum
ON DAKİKA SONRA
TANRIMA KAVUŞUYORUMjungkook çevrimdışı
jimin:
senin yazacağın veda mektubunu sikiyimiletildi
bildirim sesini umursamadan telefonunu köşeye fırlattı. şu an koltukta uzanmış, kelimenin tam anlamıyla ölmeyi bekleyen bir jungkook vardı.
en azından katil yakışıklıydı.
polise gitmeyi en başından beri aklından asla geçirmemişti. küçüklüğünden beri böyle, ciddiyetsiz bir çocuktu. dünyaya bir kere geliyoruz düşüncesiyle yaşardı. eğlenmemek için hiçbir sebep yoktu ona göre.
taehyung'un ciddi olduğunu da düşünmüyordu ama aklına başka öldürme şekli gelmiyordu. öleceği yer kafasıysa, öldüreceği yer kafasıysa; nasıl olacaktı?
zilin çaldığını duyunca koşarak kapıyı açmaya gitti. komşusunu hep görmek istiyordu ve sonunda canlı görecekti. kapıyı açtı ve gülümsedi.
"hoşgeldin! katil olarak değil de komşu olarak geldin herhalde? gerçek katiller, kapıdan girm-"
jungkook'un cümlesi, taehyung'un dudakları ile kesilmişti.
taehyung kavradığı ince beli kendine çekerek içeri geçmiş ve kapıyı ayağıyla kapatmıştı. jungkook beklemediği hamleyle gözünü kocaman açmış, elleri havada kalmıştı.
taehyung, dudağını ısırdığında kendine gelip karşılık vermeye çalışmıştı. ama komşusuna kesinlikle yetişemiyordu.
ellerini belinin üstündeki ellere koyup dudağını araladı. taehyung, aralanan dudaklarla emdiği dudakları bırakıp dilini kavramıştı. jungkook ise hala ona yetişmeye çalışırken nefes alamadığını fark etmişti.
bunu fark eden komşusu geriye çekilip alnını alnına yasladı. ikisi de nefes nefese kalmıştı.
"beni yedin, hacker beyciğim." taehyung gülümsedi. "şimdi de öldüreceğim."
jungkook ne olduğunu anlamadan kendini taehyung'un kucağında bulmuştu. ellerini hızlıca boynuna dolayıp kafasını boynuna gömmüştü.
"taehyung.." komşusu onu takmayıp odasına götürmüştü. sırtını yatakla buluşturduğu gibi üstüne geçti.
taehyung altındaki parlayan görüntüyle ağlamak istedi. "nasıl bu kadar güzel olabilirsin? kafayı yiyeceğim, gerçekten. ben seni değil, sen beni öldürüyorsun."
"beni öldürmeyecek misin yani?" taehyung gözlerini devirdi. sonuna kadar ciddiyetsizdi. "seni gün ayana kadar öpeceğim. hangimiz ölürsek artık."
jungkook kaşlarını çattı. "yani silahın, dudakların mıydı?" "evet." "öldür o zaman beni."
taehyung aldığı cevapla kurbanının dudaklarına öpücük bıraktı. onu sabah olana dek öpecekti ama önce, söylemesi gereken şeyler vardı.
"birkaç ay önce garsonluk yaptığın kafeye gelmiştim ve üstüme kahve dökmüştün, hatırlıyor musun? hatırlamadığına eminim gerçi. hafızan bok gibi. endişe dolu bakışlarını unutamadım, aklımdan hiç çıkmadın. çok güzel görünüyordun. seni endişelendirmek için böyle bir şey yaptım ama sen benimle konuşurken gülmeye devam ediyordun. o bakışını bir daha göremedim ama yüzüne koyduğum yeni ifadeyi daha çok sevdim. jungkook, sonsuza kadar öpebilir miyim seni?"
jungkook duyduklarıyla şaşırtmıştı. böyle bir şey yaşayacağı aklının ucundan bile geçmezdi. hayatı onun için tamamen bomboştu. ama artık taehyung vardı. gülümsedi, komşusunun en sevdiği şeyi yaptı.
"sonsuza kadar öpebilirsin beni, hacker beyciğim."
---
OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKĞR EDERİMM
🥺🥺🥺🥺🥺🥺
görüşürüzz 💓💓💓💓💓