1

784 70 28
                                    

Odamın balkonunun açık kapısından esintiyle uzun tül uçuşuyor ve soğuk esinti çıplak tenime çarpıyor. Sadece belimden aşağısı ince örtünün altındayken esintinin sırtımı üşütmesi  uykunun kollarından sıyrılmama sebep oluyor. Gözlerimi açtığımda yüz üstü yattığım yatakta gerinmek için yastığımın altına soktuğum kolumu çıkartarak sırt üstü dönüyorum. 

Boş yatakta döndüğümde yanımda bulmayı beklediğim bedeni göremiyorum. Ellerim, açık balkon kapısından gelmekte olan esintiye karşı bir bariyer oluşturabilmek adına belimde durmakta olan gök mavisi pikenin ucuna tutunup göğsüme doğru çekiyor ve bakışlarımı çift kişilik yatağımıza yaslı komodine çeviriyorum, geceden kalma yarısı boş bir şarap şişesi ve iki kadeh beni karşılıyor.

Yanımda olmasını beklediğim bedenin ben uyanmadan evden çıkması gerektiğinde alışkanlık haline getirdiği şekilde bırakılmış bir not görmek niyetim ve aradığım küçük kağıt parçasını görmemle sağ elimi uzatarak küçük, soluk sarı renkteki kağıdı ince ve kemikli parmaklarım arasına alıyorum.

'Markete gidiyorum, biraz daha uyumaya çalış.'

Soluk sarı, yapışkanlı kısmı kıvrılmış kağıt üzerinde bana gülümseyen hoş el yazısına bakıyorum ve tekrar komodinin üzerine bırakıyorum rastgele bir şekilde. Notta yazdığı gibi gözlerimi tekrar kapatıyorum, geri uyuyamayacağımı bilsem de bozuk uyku düzenimin eseri, acıyan gözlerimi kısmen dinlendirmek istiyorum o gelene kadar.

Bilincimin tam olarak kapanmadığı, oldukça hafif bir uyuşukluk evresine geçtiğimde kapının anahtar ile açılma sesi çıt çıkmayan evimize yayılıyor. Gözlerimi açmak için bir uğraş göstermiyorum, yanıma gelmesini ve dolgun dudaklarını yanağıma bastırmasını bekliyorum.

İçeri girip kapıyı ses çıkarmamak için yavaşça kapamasının ardından poşet hışırtıları ve adım sesleri geliyor. Su sesi de geldiğinde elini yıkadığını anlıyorum ve banyodan çıktıktan sonra nereye yöneldiğini tahmin etmeye çalışıyorum. Kısa bir sürenin ardından tabak sesleri ve su sesi geldiğinde mutfağa gitmiş olduğunu fark ediyorum. Ona yoğunlaştığım için uyuşukluk hissi tamamen benden uzaklaşıyor fakat gözlerimi açmıyorum, yanağıma onun dudaklarının değmesiyle kalkmakta kararlıyım. 

Kısa bir bekleyişin ardından beklediğim beden nihayet yatak odamıza yöneliyor, odanın açık kapısı sayesinde rahatça duyabiliyorum ve kapıdan geçtikten sonra komodinin üzerinde tıkırtılar bırakan sesin ardından yatağa oturarak dolgun dudaklarını yanağıma bastırıyor. 

''Uyumuyorsun.''

O anda gözlerim açılırken bakışlarım komodinin üzerindeki kiraz dolu kase ile buluşuyor ve irislerimi onların üzerinden çekerek uyanışımdan beri beklediğim bedenin yumuşak kahveleriyle buluşturuyorum. 

''Seninle uyanmayı bekliyordum.''

''Dün canının kiraz çektiğinden bahsetmiştin, fazla erken uyanınca alayım dedim.''

Dolgun dudakları hoş gülümsemesiyle iki yana gerilirken ayaklanarak üzerindeki fazlalık olan kıyafetlerden kurtuluyor ve sadece iç çamaşırıyla kaldığında örtüyü açarak bacaklarımın arasında yer ediniyor kendine. Dirseği yatağa gömülüp ona destek olurken komodinin üzerinde duran beyaz kasenin içindeki kirazlardan birini parmakları arasına alıyor ve dudaklarına götürüyor.

Kirazı kavrayan dudaklarında gözüm kalıyor, kiraz rengi sıçramış dudaklarında.

Omuzlarına ulaşan siyah saçlarının arasına parmaklarımı geçirerek kendime yaklaştırıyorum yüzünü, yumuşak kahveleri irice açılıyor ve dudakları arasından taşan kirazın yarısını ısırıyorum. Siyah tutamları bana doğru eğilmiş olduğu için yüzüme doğru dökülerek beni huylandırıyor, yaptığım atak sebebiyle geri çekilmeden kirazın tamamını yiyerek çekirdeğini kasenin içine bırakıyor. 

Hızlanan kalp atışlarından onu heyecanlandırdığımı anlıyorum, bir elini çeneme taşıyarak dudaklarımızı birleştiriyor. Canım istedi diye sabahın bir vakti çıkıp aldığı kirazların tadını taşıyan dudaklarına sarılıyor dudaklarım, ellerimi hoyratça ensesinde birleştiriyorum. 

Dişlerim arasına alıp ondan bir sızlanmayı çaldığım dudaklarını serbest bırakıyorum ve ıslak dudakları çeneme konuyor ben titrek bir nefesi içime çekerken. Dudakları çıplak tenimden kayarak boynuma dün gece bıraktığı izlerin üzerine uğruyor ve baskısıyla hafif bir sızıyı hissediyorum.  Ellerim uzun saçlarının arasına dalıyor.

Ondan gelen bir dokunuş, cennetin kötü olan şeylerin yerini alması ve aceleyle kül olup gitmelerine izin vermesi gibi. Sevgilim seninleyken parçalara ayrılıyorum. Kirazlarım ve şarabım...






 Kirazlarım ve şarabım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Cherry | HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin