Eski Bir Yara

24 5 0
                                    

Nortel 12 yıldır her gece aynı rüyayı görüp duruyordu. Her seferinde öldüremediği Nazmer'in yüzünü görmeye çalışırken uyanıyordu. Bildiği tek şey diğer Nazmerlere göre daha uzun ve farklı bir rengi vardı. Gözleri ateşten yapılmış gibi koyu kırmızıydı. Pençeleri diğer Nazmerlere göre daha uzundu ve ve daha keskindi onunla savaşırken aldığı yara hala o gün kü gibi acı veriyordu ona bunun nedeni onun ellerinde ki zehirdi aslında Nazmerler birini ya da bir şeyi öldürürken pençelerinde zehir biriktirirlerdi ve düşmanın zayıf anında ona bu zehri bir tarafını parçalıyarak enjekte ederlerdi. Nortel o Nazmer ile savaşırken koluna aldığı pençe darbesiyle zehirlenmişti ama ölmemişti vücudu o zehire o anda karşı koymuştu ve onun yaşamasını sağlamıştı. Nazmer pençesini geçirdiği anda Nortel onun kolunu dirseğinden kesmişti ve Nazmer acı bir çığlık atıp kaçmıştı. Tam 12 yıldır intikam duygusuyla o Nazmeri arıyordu aslında Nortel ama herkes onun ülkeyi kurtaran Çiftci Kral olduğunu iddaa ediyordu.

Nortel savaşın 6. ayında olmalarına rağmen hala hiç bir kayıp vermemiş olmalarına çok seviniyordu düşmanları olan Nazmerler çok ağır kayıplar veriyorlardı sadece kılıç ve pençe kullandıklarından ötürü hep gögüs gögüse çarpışıyorlardı bu zamana kadar binlercesini öldüren bir orduya karşı hiç bir şansları yoktu sadece büyü kullanan Nazmerler tehlikeliydi ama onların işinide Garmola bitiriyordu. Nortel çok genç olmasına rağmen savaşlarda o kadar bilgece hareket ediyordu ki gören herkes aslında Nortel'in 22 yaşında bir genç değil bir zamanlar yaşamış efsanevi savaşçılardan biri olduğunu iddaa ediyorlardı. Yanağında ki gamzesini hatırlıyan çok az kişi vardı ve o gamzenin ilk Nazmer saldırılarına karşı koyan Kornema ırkından geldiğini biliyordu. Nortel kabilesinden ayrıldığında sadece 12 yışındaydı ilk durağı Nazmerlerin kampı olan Honalde idi. Orada ki insanların savaşmaktan çekindiğini çok iyi biliyordu Nortel bir kaç kez oraya gitmişti babası ve o bütün köy Nazmerlerin elindeydi ve insan ırkını hizmet etmeleri için kullanıyorlardı. İçlerinden biri karşı geldiği anda onu herkesin önünde parçalara ayırıyorlardı. Nortel bunu gözleriyle görmüştü ve Nazmerlere olan nefreti dahada artmıştı. Aslında kafasını kurcalayan şey şuydu. " Bu yaratıklar gezegenimize nasıl geldi? " hep bu soruyu soruyordu kendisine ve babasına ve hiç bir cevap alamıyordu. Ailesi katledildikten sonra bu soruyu Garmola'ya da sordu ve sonunda cevabını öğrendi.

" Bir zamanlar bu gezegende çok güçlü 3 krallık vardı biri Handela benim geldiğim yer en güçlü savaşçıların yetiştiği kılıcın ve büyüğünün toprakları. Diğeri ise Kurnelda savaşı hiç bir zaman benimsememiş bilimin insanlarının yeriydi. En sonuncu krallık en kötüsü ve en güçlüsüydü Nazmera kara büyü ve en korkunç kılıç ustalarının ülkesi Nazmera gezegene hükmetmek istemişti her zaman ve bunların en belirgin özelliği yanklarında ki tek gamze idi. Tıpkı senin ve babanın yanağında ki gibi onlar Handela dan bile güçlü kılıç ustaları yetiştiren bir krallıktı. " dedi ve Nortel'e baktı o anda Nortel yanağında ki gamzeye dokunuyordu ve gülümseyip kafasını okşadı 12 yaşında olsada o gerçek bir savaşçıydı.

Nortel bunları öğrendiğinde kılıcını çekip kabileye doğru döndü ve yüksek sesle konuşmaya başladı. " Zardelga kabilesinin insanları benimle birlikte bu Nazmer lanetinin sonunu getirmek için bu gezegeni kurtarmak için kendi krallığımızda özgürce yaşamak için benimle kılıçlarınızı kuşanmaya birlikte ölmeye varmısınız?? " bütün kabile onu dinledikten sonra kafasını çevirip işlerine geri dönmeye başladılar ama bir kişi orada kaldı onunla aynı yaşta bir kız çocuğu elinde ki sopayı kaldırıp bağırdı, " Seninle ölmüme kadar giderim sadece benden önce ölme yeter. " dedi ve gülümsedi Nortel'e. Nortel şaşkın bir şekilde ona bakıyordu ve oda gülümsemeye başladı arkasından bir ses yükseldi ve herkes o yöne baktı korku içinde. " Seninle ölmeye bende razıyım küçük kral bu kabilede kılıcını kullanan tek sen olduğun için SENİNLE ÖLÜME BİLE GELİRİM..."  bu sözler kabilenin lideri Garmola'ya aitti ve birden bütün halk dona kalmıştı içlerinden Nortel ile kılıç dersi alan 4 çocukta öne çıkıp bağırdı o anda, "  Bizde senin yanındayız büyük savaşçı kılıcımız kılıcındır, bedenimiz senin kalkanındır. Nazmer lanetini elimizde ki çeliklerle ile sonlandırmak için seninle sonuna kadar yanındayız... " diye bağırdılar. Ve Nortel'in küçük ama güçlü ordusu kurulmaya başlamıştı. 

Kızın adı Rane idi kızıl saçlı, yüzünde çiller olan bir kızdı ama en çok dikkati çeken şey zümrüt yeşili gözleriydi o gözlere takılan hiç bir av o ana kadar kurtulamamıştı esnek olduğu için Garmola onu okçu olarak eğitmişti.

Geriye kalan 4 çocuğun isimleri Gander, Hanoz, Nakaldi ve Laur du.

Gander koyu siyah saçlı ölüm kadar kara gözlü uzun boylu ve yapılı bir çocuktu demircinin oğluydu silah ve zırh yapımında ustaydı bunun yanında en çok sevdiği silahı baltasıydı.

Hanoz sarışın kısa boylu bir çocuktu ama keskin bir zekası vardı kılıcını kullanırken düşmanından hep 4 adım öndeydi yapabiliceği bütün hareketleri analiz ederdi ve ilk hamlede işini bitirirdi Garmola onun zekasını fark ettiğinde çoktan kılıcını düşürmüştü.

Nakaldi hepsinden farklıydı bembeyaz saçları vardı onun kılıcına buz ismini vermişti gözleri bal rengiydi tıpkı bir kar kaplanı gibiydi düşmanları onu gördüğü anda donup kalıyordu kılıcıyla bir çok kez Nortel'i ölümden kurtaran biriydi.

Laur kabilenin en güçsüzüydü ama gözleri çok iyi görüyordu bunun yanı sıra kulakları bir kurdun kulakları kadar hassastı. Garmola onu gözcü olarak eğitti kullandığı kılıç kendinden ağır olmasına rağmen bir tüy gibi kullanıyordu onu.

7 kişilik ordusu ile ilk durakları Honelda idi orada 100 kadar Nazmer vardı Laur önden gidip herşeyi gözlemlemişti. Honelda ya giriş aslında çok kolaydı sadece ticaret yapmak için gidilen bir yerdi verimli toprakları sayesinde binlerce ürün yetişirdi ve tabi ki vergi olarak çoğu Nazmerlere verilirdi. Nortel,Garmola, Nakaldi,Hanoz, Gander ve güzeller güzeli Rane köyün dışında Laur'un gelmesini bekliyorlardı. Laur yanında azda olsa yiyecek ile gelmişti ve bütün herşeyi anlattı onlara gece çöökene kadar beklemeleri gerekti çünkü sabahları Nazmerler çok fazla devriye atıyorlardı.

Nortel " Laur senin getirdiğin bilgilere göre buraya gece saldırmak çok daha mantıklı hem insanlar zarar görmez hem biz daha rahat hareket ederiz hepimiz aynı anda saldırıcaz çünkü sayaca onlaradan azız ve bu bizim dezavanatımızdan çok avantajımız olucak sürekli etrafa bağırıp kalabalığız izlenimi vericez.. " dedi ve hepsi bunu onayladı. Gece çökmek üzereyken saklandıkları yerden çıktılar sessiz bir şekilde köye ilerlediler ilk nöbetçiyi Garmola halletti ve devam ettiler ilerlemeye Laur'un dediği gibi geceleri daha azdı Nazmeler çünkü bu güne kadar hiç bir saldırı olmamıştı onlara ama artık olaylar değişmek üzereydi.

Sırayla yürüdükleri yolda bulunun bütün nöbetçileri hakladılar sonunda Nazmerlerin karargah olarak kullandıkları yere geldiler daha sabah üst yetkil bir Nazmer giriş yapmıştı buraya Laur da eğilmek zorunda kalmıştı onu görünce öğrendiğine göre o bir prensmiş ve onu gördüğünde öldürmek istemişti Laur birden durdu ve sessizce " İçerde ki prens denilen lanet olası yaratık benim ona kimse dokunmamalı onu ben kendi ellerim ile öldürücem... " dedi ve o anda Garmola birden duraksadı ve gülümsedi kafasını sallayıp onayladı.

Nortel ani bir tekme ile kapıyı kırıp içeri atladı önüne ilk gelen Nazmer'i ortadan ikiye ayırdı ve var gücüyle bağırdı. "  HÜÜÜÜÜCCCCUUUUMMMMMMM " diye arkasından gelen Garmola, Nortel'e doğru gelen bir Nazmeri kağıttan bir maket gibi ortan ikiye ayırdı ve sırayla içeri Nakaldi, Gander, Laur, Hanoz ve Rane girdi. Nakaldi içeri girdiği anda Nazmerler geri adım attı çünkü yaşlı Nazmerlerin anlattığı hikayelerde geçen beyaz saçlı adam karşılarında dikiliyordu. 7 kişilik küçük ordu karargahta ne kadar Nazmer varsa hepsini öldürmüştü. En son prens kalmıştı ve Laur onun olduğu yöne doğru ilerlerken nerden çıktığı anlaşılmayan bir Nazmerli ona doğru saldırdı Laur zayıf görünsede çevik ve atikti yana doğru kaçıp bir anda kafasını kesip yoluna devam etti. Prensin karışında durup kılıcını doğrulttu ve bağırdı. "  Seni lanet yaratık hiç bir insan artık önünde eğilemicek sen bunu haketmiyorsun şimdi önüme düş ve dışarı çık. " hepsi şaşkındı onu öldürmemişti aksine dışarı çıkarıyordu.

Prens önde onun arkasında Laur ve kılıcı köyün meydanına kadar yürüdüler ve Laur yüksek sesle konuştu. " Honalda'nın halkı size yıllardır zülmeden krallığın prensi karşınızda ve şuan ölücek içinizde ki bütün nefreti üzerine kusmanız için sizin huzurunuza getirdim. " dedi ve kimseden ses çıkmadı bir çocuk birden bir taş attı prense ve prens yere kapandı acı ile tam kafasından vurmuştu onu ve Laur daha fazla dayanamayıp prensin kafasını kesti ve halkın olduğu yere doğru yuvarladı. Herkes şaşkındı en fazla 15 yaşlarında 6 çocuk ve bir yaşlı adam bütün Nazmerleri öldürüp onşarı kurtarmıştı.

NOreldimaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin