Ne kadar da sessiz bir sokaktı.kimsecikler yoktu. Tamamen bomboştu. Tamamen. Evlerin pencereleri kapalıydı. Hemde hepsinin. Perdeleride öyle. Dükkanlardan bir tanesi bile açık değildi. Bir rüzgar esti ve bu soğuk sonbahar akşamında yerde kalan tüm sararmış yaprakları silip süpürdü. Bu garip sessizlik beni korkutmuştu ama yalnızlığa, karanlığa ve sessizliğe öylesine alışkındım ki zerre kadar rahatsız olmadım. Yirmi sekiz yaşımdayım ve kendimi bildim bileli yalnızım. On sekiz yaşıma kadar bir çocuk esirgeme kurumunda kaldım. Oraya nasıl geldim, nerden geldim hiç bilmiyorum. Kurumun çalışanları çocuklara bu tür şeyleri hiç ama hiç söylemiyorlar. Ailemi bulmak için çok çalıştım ama nafile. Hiç bir sonuç alamadım. On sekiz yaşıma geldiğimde çocuk esirgeme kurumundan çıktım. Çıkarken bana bir miktar para verdiler. Ailemin benim için bıraktığı bir miktar para... Bir kac gün bir yerde kalıyorum ve orada ne bulursam o işi yapıyorum. Sonra başka bir yere gidiyorum ve başka bir işte çalışıp başka bir yerde kalıyorum. Genelde motelde kalıyorum ve genelde alım - satım işleri yapıyorum. Kaldığım yerlerde otobüs parası biriktiriyor param yetecek duruma gelir gelmez başka bir yere gidiyorum. İşte hayatım tıpkı şuan gözlerimin önünde duran sokak gibi sakin ve sessizce akıp gidiyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayat dolu hikayeler
Short Storyhayatın acımazsız yönleri ve hiç beklenmedik talihsiz olayları...