Bir gece yarısı sokak lambası altında kendi benliğimi ruhumu teslim ediyorum. Yapayanlız kimsesiz terkedilmiş bir amaa bir dilsiz bir sağırdım. En son yüzümde gülümsemeyle ölmediğim için bu hayata kızgınım. Gülmek neydi unuttuk belkide. O soğukta bir başıma çaresiz kaldırıma sırtımı dayamış bir kaç parça kuru ekmekle hayatımı sorguladım. Ölmek bu kadar kolay olmamalıydı hiç değilse mutlu sonla bitmeliydi masallardaki gibi. Öyle miydi? Neydi? Sabahi gece geceyi sabah eden günün her anını izlemek bile büyük bir anlamdı benim için. Bütün mevsimleri bedenimle hissetmek benim için olanaksızdı. Hayvanlarla dost olmuştum yemediğimi onlara yedirir onlar benden daha fazla yaşasın istedim hep. Benim bu hayata katacağım bir anlam bir değerim yoktu çünkü.
Hiç değilse sokakları kollayan insan oldum. Beklenti içinde olmadım insanlardan. Onlardan hep kendimi farklı gördüm. Sanki onlar benden daha iyiydi ama ben hep kötüydüm. Şimdi ise kimsenin öldüğümü duyunca üzüleceğini düşünmüyorum sıradan bir insan ölmüş belki mezarımada gelip namaz kılan da olmadı Olsun dünya işte gelip geçici derdim daha fazla yaşamakta değildi sadece katacağım bir anlam bir değerim yoktu çünkü.
Hiç değilse sokakları kollayan insan oldum. Beklenti içinde olmadım insanlardan. Onlardan hep kendimi farklı gördüm. Sanki onlar benden daha iyiydi ama ben hep kötüydüm. Şimdi ise kimsenin öldüğümü duyunca üzüleceğini düşünmüyorum sıradan bir insan ölmüş bugün kimse tanımıyor. Olsun dünya işte gelip geçici. Derdim yoktu amacım daha fazla yaşamakta değildi sadece kendimi öldürmek bana yanlış geldi. Ölmek benim suçum değildi. Bir parça kuru ekmek isteyememek ve açlıktan ölmekte benim suçum değildi. Sizi asla suçlamadım eminim ki ben isteseydim dünyaları da verirdiniz. Ben bunu ödeyemediğim için her gün kendimi bir kere daha öldürürdüm. Borçlu kalmak bana göre değil. Yaşadığım ülkeye bile borçlu değilim. Evsiz olduğum için. Sokaklar benim evimdi hayvanlar dostlarım kaldırımlar dert ortağımdı sokak lambası sırdaşım. Bir hayat daha geldi geçti dünyadan bir kuru ekmeği vardı onu bile götüremedi. Öylece gitti ne haberi duyuldu ne de izi kaldı bir adam varmış bir varmış bir yokmuş...