15 •.° ғɪɴᴀʟ

153 26 112
                                    

1158 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________

Hwanwoong elindeki telefonu iç çekerek cebine koydu ve odasına yürümeye devam etti. Youngjo ile sadece birkaç aydır çıkıyorlardı ve şimdiden ilişkileri bitmeye yakın gibiydi. Başta Youngjo, Hwanwoong ile takılmayı bırakmayıp onun sevdiği şeyleri yaparken şimdi sadece geçiştiriyordu. Hwanwoong ona bu konuda anlayış gösteriyordu çünkü Youngjo'nun arkadaşı Keonhee'nin dediğine göre onun hiç düzgün bir ilişkisi olmamıştı. Hatta Hwanwoong ile bu kadar uzun süre birlikte olmalarına şaşırdığını bile söylemişti ki bu Hwanwoong'u biraz korkutmuştu. Youngjo ondan bu kadar kolay sıkılabilir miydi?

Yurtta odasının önüne geldiğinde kapının kilidini açtı ve içeriye girdi. Kapıyı arkasından kapattıktan sonra odaya bir göz atmıştı. Youngjo onun geldiğini görerek oturduğu koltuktan ayağa kalktığında Hwanwoong gülümseyerek ona ilerledi.

"Sevgilim~"

Sarılmak için kollarını iki yana açsa da Youngjo kenara kayarak onu engellemiş ve koltuğu göstermişti.

"Otursana Hwan."

Hwanwoong kırılsa da bir şey demedi ve korktuğunun başına geleceğini fark ederek hayal kırıklığıyla onun gösterdiği yere kendini bıraktı. Başı anında öne düşüp ellerini tutarken Youngjo da onun anladığını fark edip alnını ovuşturmuştu.

"Hwan ben... Ben denedim. Gerçekten denedim ama sevmek bana göre değil."

"Hayır, muhtemelen senin için doğru kişi ben olmadığımdan dolayı."

Küçük olanın mırıldanmasını duyduğunda elini tereddütle onun saçlarına uzattı ve fazla dağılmayacak şekilde yavaşça karıştırdı.

"Harika birisin Hwanwoong ama ben cidden yapamıyorum. Seninle alakalı olduğunu da sanmıyorum. Daha önce de ilişkilerim oldu hatta inan en çok senin için çaba sarf ettim ama ben sevilmeyi tercih eden bir insanım."

Hwanwoong kafa sallayıp onu onaylarken sevgilisi gencin yüzünü göremiyordu. Başını eğdiği için saçları yüzünü kapatırken Youngjo kalkmak için hareketlenmişti ki küçük olan hızla bileğinden tutarak kafasını kaldırdı ve ona baktı. Görünüşe bakılırsa Hwanwoong bu ayrılığı beklese de düşündüğünden daha fazla yaralanmıştı ve gözyaşları çoktan akmaya başlamıştı.

"Yine de... Kalamaz mısın hyung?"

"Gerçekten böylesi daha iyi olacak mı sanıyorsun?"

Youngjo bileğini elinden kurtarıp ayağa kalktığında Hwanwoong da telaşla onunla beraber ayağa fırladı.

"Ama-"

"Bana hep sorular sordun değil mi Hwan? Şimdi ben soruyorum, gitmek mi zor yoksa kalmak mı?"

"N-ne?"

Dolu gözlerini Youngjo'ya dikmiş şaşkınlıkla sorduğunda Youngjo fazla tepki vermeden cevap beklercesine kaşlarını kaldırmıştı.

"Gitmek mi zor yoksa kalmak mı?"

"Hyung-"

"Cevap verecek misin yoksa daha çok canını yakanı mı yapacağım?"

Hwanwoong'un sağ gözünden bir yaş daha aktığında büyük olan onun için kötü hissetti ama yapabileceği bir şey yoktu. Karşısındaki mor saçlının biraz düşünmesinden sonra cevap vermek için boğazını temizlediğini duydu.

"Kalmak... Geride bırakılmak daha zor..."

"O zaman sen git."

Youngjo çoktan onun için hazırladığı bavulu gösterirken Hwanwoong kafasını çevirip toplanmış olan yatağının yanındaki bavuluna bakmıştı.

wʜɪᴄʜ ᴏɴᴇ? ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin