İnsan ne zaman anlar elindekinin kıymetini? Hayatımızı mahfettigini söylediğimiz kişiler ve nedenler mi bizim hayatımızı mahfetti? Hayatı yaşadın mı? Bu soruların cevabını kimse bilemez sadece bildiğini sanar.İnsan elindekinin kıymetini kaybettiğinde anlar. İnsanlardan istediğimiz nedir? Beni sevsin beni eglendirsin bunumu istiyoruz?Karışık gelebilir bu sorular ama kafam bundanda karışık. Şimdi size anlatıyorum bu hayatın içinden bi hikaye...
Ben mutluydum eğlenceliydim sevgi doluydum taki o ana kadar. Çocukluğumdan bahsediyim güzel bi çocukluk yaşadım ama o zamanlar bunun farkında hiç değildim hep daha fazlasını istedim. Ama hiç farkında değildimki onlar iyi günlerimdi. Bi insanın sokakta oyun oynaması hayatında özleyeceği bir anı olarak kalabilirmiki?Ortaokulda güzel bi arkadaşlık yapmıştım kendime o kişiyle hiç ayrılmamıştık diyebilirim. Beni seven tek o olabilirdi ben böyle düşünüyordum.Hayatı bildim bileli hep babam o tariflerdeki eşini çocuklarını sevip değer veren bi baba değildi.Olmadıda babamla ilgili hep kötü anılarım var annemi yatak odası kapısına itip camın kırılıp annemin sırtının çizilmesi, ananemi kalp krizi geçirtmesi, hep döverdi bizi, annemi, bizim canımız hep annemin ki için daha çok yanardı. Peki düzeldimi babam? Hayır huylu huyunu bırakmaz ya oydu bu olayda.Bi kere babam birine borcunu vermemiş kaç gece balkonun orda dolaştılar siz sormamış olun bende söylemiyim korkudan uyuyamazdık. Bi kez annem kardeşimi okula götürürken arabayla annem ve kardeşimin üstüne sürmüşler arabayı. Anlıcağınız babam hep bizim için bi yaraydı. Tek yolunda giden arkadaşımla olan aramızdaki güzel bağdı. 4 yıllık güzel bi arkadaşlıktı ondanda ötesiydi kardeş olmuştuk. Herzaman gülerdik serviste, sınıfta. Sonra 2 ay küs kaldık bu 2 ay içinde neler oldu? Birine çok aşık oldum kaptırmıştım kendimi ama beni aldatmıştı aslında çok belliydi ama aşıkken insanın gözü cidden körlesiyor. 6 yıllık arkadaşımla bu 2 aylık dönemde daha yakın olmuştuk o hep bana iyi gelirdi bende ona. Arkadaşımla 2 ay sonra benim adımım sonunca barışmıştık.Herşey eskisinden iyiydi ama bu sırada ben hırçınlaşmıştım. Şükretmek nedir bilmezdim her kötü şey olunca akıllanır gibi olurdum anında iyi bişey olsa yine insanları takmazdım. Sadece o arkadaşımı takıyodum. Babamın olayları asla bitmezdi o an ağlardım ama 1 saat sonra arkadaşımla konuşurken acımı anlatırken güldüğümü farketmiştim. Beni ayakta tutan oydu. Hani size sordum ya kitabın başında "insan elindekinin kıymetini ne zaman anlar" diye işte onun cevabı kaybettiğindeydi gerçektende arkadaşımı ben bırakmıştım ama sonrada ben kazanmıştım. Ben kendimi tanıyamıyodum o nesedolu kız gitmişti kendini beğenmeyen, neşesiz, başka kimseyi takmayan, kötü biri olmuştum. Bu kötülüğümun farkındaydım. Kedilerim ölürdü benim yüzünden oldu diye düşünür ağlardım. Herkes yanımda olduğunu söylesede ben tutunamadım. Bi uçurum kenarındaydım ve bi adım daha gidersem düşücektim insanlar bunun farkında değildi benim bi iki üzülüp atlattığımı sanarlardı. Ve işte son adımdaydım. Ya beni biri çekip kurtarıcaktı yada ben gerçek benden temelli kopucaktım. O sıra babamın yeni yeni pis olayları çıkmıştı annem çok üzgündü annem için daha çok kahroldum hep kendimi suçladım günah işledim ve bu yüzden Allah bunu bizden çıkarıyor demiştim. Günah işlediğini düşünüyordum insanlara soğuk yapıyodum kalplerini kırıyodum, eskiden sokaktaki herkesle anlaşırdım beni severlerdi şimdi ise hepsi benim yüzümden beni istemiyolardı. Ben benlikten çıkmıştım arkadaşım sadece o arkadaşımdı benim düşüncem mutluluğum ama yavaşça uzaklaşıyoduk birbimizden. Peki burda suçlu benim düşündüğüm gibi benmiydim? Babam mıydı? Yoksa uçurumda olduğumu fark etmeyenlermiydi?
İnsanlar kolay olanları severlerdi ve tercihleride kolay olandır hep. Bu dünya savaşanlar ve kaçanlar olarak ikiye ayrılır. Kolay olan kaçmaktır savaşmak asıl zor olandır. Ben kaçtım. Kendimden, düşüncelerimden, duygularımdan, önemli olan ben benden kaçtım...