Bir Nazım geçti
Hikmet’li sözlerle
Meşhur adamların ansiklopedisinde
Belki yaşadı çoğu zamanını
Dört duvar arasında
Ama her vakit mutluydu
Bir bahar manzarasında...
Gemiyle Barcelona’ya seyehat etti
Dolaştı akdenizde bir vakit
Bir hayalet gibi
Bu zamanlarda söyledi belki
Yaşamın kasidelerini
Ve ’’Karıcığım!’’dediği kadına
Bu zamanlarda yazdı
Aşıkane mektuplar
’’Piraye!’’ dedi
Öyle yandı ki yüreğimin eti
Hasret ve yokluk içinde
Sensizlikte...
Öyle bir umuttu ki onun
Sarmadı şafaklar dağlarını
Işıklarla sular tutuşmadan
O ağları çekti
Pul pul yanan balıklarla...
Sonra İbrahim’in yerine
Rüyalar gördü
’’Açılımışken yarin memeleri,
Öyle belden yukarı,
Bulutların arasında,
Ay gibi...’’
O yattı Bursa Kalesi’nde
On seneden beri...
Şaştı!
Ayıpsız bir şekilde
Aşıkane
Yağmur misali
Anneler gibi ağlamanın yiğitliğine
Şaşırttı!
Günbegün kelimelerin sihiriyle...
Hapiste yatacak olana
Bazı öğütler verdi
Kendinden yola çıkarak
Ninniler söyledi
Görmediği Memedi’ne
Ve anlatırken
Tahir ile Zühre meselesini
Bir Tahir oldu
Bir Zühre
’’Tahir olmakta ayıp değil,
Zühre olmakta;
Hatta sevda yüzünden
Ölmekte ayıp değil.’’
Diyerek bir yolculuk yaptı
Uzak bir şehrin
Meşhur meydanına...
Ve en güzeli
Hoşgeldin şiiri
’’Kadınım benim!Hoşgeldin...
Nazım bir acayip adam
Ansızın bulur kendini
Karlı kayın ormanında
Yürürken geceleyin
Efkarlı efkarlı
Bir ceviz ağacı olur
Gülhane Parkı’nda
’’Ne sen bunun farkındasın,
Ne polis farkında.’’...
Son otobüse atlar
Gece yarısı Prag’da bir vakit
Yaz yağmuları arasından
Seher vakti bir Varna şiiri yazar
Ve akşam üstü
Laypzig’de kederlenir
Yavaş yavaş
Acı acı
Yalnız değildir
Kore Türküsü’nden daha acı
Bu yıl güz başlarında
Rüzgarlı bir güvertede
Denizin üstünde ala bulutlarla
Okur kıyıdaki ihtiyara
İyimser bir adamın tavrıyla
Bir umut şiiri
Yüce şairliğinden...
Bazı anıları düşünmek
Bayram sabahlarını
Hava puslu ve soğuk
Ama şu iyimserlik
Ve ordan görmek
Yedi tepeli şehrini
Bırakıp gonca gülünü
’’Kayınların arasında
Bir pencere sarısında’’...
En son
Ufacık bir soru:
Benerci kendini niçin öldürdü..?
Dize dize yazarken bütün bunları
Yazdı vasiyetini
Yine bir şiirle
’’Yoldaşlar..!
Nasip olmazsa görmek o günü
Ölürsem kurtuluştan önce yani
Alıp götürün
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni...’’HALİL İBRAHİM KAPAN