Not: Bu kitap tepki kitabım dışında hayatım boyunca yazdığım ilk şeylerden birisi olduğu için oldukça amatörcedir. Yazma konusunda berbat olsam da kendimi geliştirmeyi çok istediğim için sevdiğim bir şey hakkındaki kısa kurguları insanların eleştiri yapabilmesi için bir uygulamada yayınlamaya karar verdim. Klişe bir senaryoyla başlayalım.
Edit: Artık bu fandomda popüler sayılan bir yazarım ve çok daha başarılı şeyler yayınladım ama bu hesapta değil. Bu şeyler de taslakta çürüyeceğine paylaşayım ve insanlar nereden nereye geldiğimi görsün dedim. Tüm taslaklarım 2021 yılından kalmış olmakla beraber hepsi aşırı amatörce.
Not: Tek katlı bahçe katındaki bir evde geçiyor.
Her zamanki gibi sıradan bir gündü. Diğer günlerden herhangi bir şekilde hiçbir farkı yoktu. Hafif aralık perdeden gözüne çarpan sinir bozucu güneş ışığıyla uyanmıştın. Uyanır uyanmaz dayanılmaz bir baş ağrısı hissetmeye başlamıştın fakat bu çekilmez ağrılara zaten alışmış sayıldığın için önceden olduğu kadar umursamıyordun.
Birçok defa bir sürü farklı doktora gitmiş,hepsinin ismini hatırlayamayacağın kadar çok ilaç kullanmıştın fakat hiçbiri işe yaramamıştı. Bu lanet olası baş ağrıların bir türlü kesilmemişti. Bunlarla hayatına devam etmekten başka bir şansın olmadığına karar verip alışmak için elinden geleni yapmıştın ve kesinlikle öncekine kıyasla çok daha iyi idare ettiğin söylenebilirdi.
Bu baş ağrıları düzenli bir şekilde tekrarlıyordu ve ne zamandır başladığını hatırlayamıyordun bile. Sadece biraz daha uyumak ve rahatlamak için battaniyeni kafanın üstüne kadar çektin fakat bir türlü uyuyamayınca öfkelenerek ayağa kalktın.
Kendine seçtiğin günlük kıyafetleri giyip pijamalarını özenle katlayarak dolabına kaldırdın. Önce günün en önemli öğünü olduğundan kahvaltı yapmaya karar vererek odanın kapısını açtın ve koridora ayak basar basmaz ayağının altındaki ahşap parke gıcırdadı. Uyanıp evde yürümeye başladığını belli eden bu sese "Günaydın!" ya da "Uyandın mı?" gibi bir karşılık almadığın için neredeyse her zaman olduğu gibi evde yalnız olduğunu fark ettin. Aslında evde tek olduğunu fark edince oldukça sevinmiş ve rahatlamıştın çünkü annenle karşılaşmak istemiyordun.
Annenle tek yaşıyordun çünkü baban sen daha 9 yaşındayken sarhoşken araba kullanması gerektiğini akıl edemeyen alkolik birisinin sebep olduğu bir araba kazasında ölmüştü. Annen de faturaları kirayı ve diğer masrafları karşılayabilmek ve seni okutmaya devam edebilmek için birkaç farklı işte çalışmaya başlamıştı. Lâkin bu kadar çok çalışması ve işte gördüğü kötü muamele onun yavaş yavaş çok sık alkol kullanan ve öfkesini genelde senden ya da evdeki mobilyalardan çıkartan dengesiz birisine dönüşmesine sebep olmuştu.
Neyle karşılaşacağını çok iyi bilmene rağmen farklı bir şey görmeyi umut ederek buzdolabını açtın. Buzdolabı sadece ucuz bira doluydu ve buna ek olarak biraz tost ekmeğiyle süt vardı. İç çekerek yarısından fazlası bitmiş,son tüketim tarihinin bitmesine çok az kalmış olan süt şişesini aldın. Mutfak raflarından birisini açarak dinazor desenli bir kase ve mısır gevreği kutusunu aldın. Tabii ki önce mısır gevreğini ve sonra da sütü koydun. Mısır gevreğini aldığın yere geri koyarken yanlışlıkla kolunu rafa çarptın,dün annenle olan tartışmadan dolayı moraran yere denk geldiği için ağzından refleks olarak birkaç küfür çıktı.
"Seni lanet orospu çocuğu! Bu lanet şeyi buraya kim koydu!"
Bir süre kolundaki acının azalmasını bekledikten sonra masaya geçip mısır gevreğini yemeye başladın. Bir yandan yemek yerken bir yandan da son zamanlarda yaşadığın şeyleri düşünüyordun. Başın her zaman olduğu gibi hala çok ağrıyordu fakat nedense son birkaç haftadır bu baş ağrıları her zamankine kıyasla oldukça fazla artmıştı. Tam daha da kötü olamayacağını düşünürken bugün nedenini bilmediğin bir şekilde hiç olmadığı kadar çok ağrıyordu. Ayrıca buna ek olarak son zamanlarda bazı tuhaf sesler duyuyordun,sık sık hafıza kaybı yaşayıp kendini kocaman bir boşlukta hissediyordun,kafanın içinde sana ait olmayan bir sürü ses duyuyordun ve en önemlisi baktığın her yerde yüzü olmayan takım elbiseli bir adamın figürünü görüyordun. Kafanın içindeki sesler özellikle annenle tartışırken oldukça fazla artıyordu ama onlara direnmek için elinden geleni yapıyordun. Acaba yaşadığın tüm bu şeylerin sebebi ne olabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dandik Creepypasta oneshot
FanfictionKitap x reader türünde olsa da pek fazla romantizm içermeyecektir. Daha önce bir sürü ingilizce oneshot okudum ama çok azı gerçekçi ve güzel geldiği için kendim yazmayı denemek istedim.