Bir gün İsmetcan okula giderken yeter bu okul dunyası neredeyse yedi yirmi dört okul var. Okul diye bir şeyi zaten kim çıkardıysa hiç sevmiyorum.
Öğlen oldu. Bu gün zaten cumaydı ve İsmetcanın içinde az da olsa Sevinç vardı. Hafta sonuna az ödev vardı. Akşam eve geldiğinde üstünü bile değiştirmeden bilgisayarın başına oturdu. Hemen minecraftı açıp skypeden arkadaşlarını çağırdı.
Arkadaşlarıyla oynamaya başladı ama ters giden bir Şeyler vardı tabii.
Yusuf'u çağırmayı unutmuştu Yusuf'u hemen çağrıya ekledi. Ama yine de bir eksiklik vardı ve hemen aklına ben geldi hemen Beni de çağrıya ekledikten sonra oyunu oynamaya başladılar. Artık eksik yoktu ama Cenk birden İsmetcanın grup Çağrısına geldi. Artık İsmetcan, Yusuf, ben ve Cenk oynuyorduk.
Bir saat sonra birlikte iş birliği yaparak ayrı ayrı görevlere ayrılmışlardı. 200 tane odun kestiler ve onları tahta yapınca 800 tane tahta olmuştu sığmadığı için sandık Yaptılar ama onlar ormanda doğmuşlardı ve ağaç ev yapmak en iyi fikirdi sonra birden oyuna Furkan girdi yazısını gördük be birden Furkan Karşımızda belirdi. Nasıl girdi bilmiyoruz ama o da oynamaya başlamıştı. Birden skypeden aynı anda Onur ve Furkan'ın sesi geldi. Sanırım Onur ve Furkan facede takılıyordu ve Furkan bizim minecraft oynadığımızı öğrenince Onur da haber verim minecrafta girmişti.
Artık altı kişiydik İsmetcan, ben, Yusuf, Cenk, Furkan ve Onur vardı.
Ağaca tırmandılar sanırım bu ağaç yağmur ormanında ağaç eve yapılabilecek en uzun ve en geniş ağaçtı. hava kararmıştı kuzeyden esen serin Meltem rüzgarları gecenin karanlığında bize güzel bir duygu veriyordu. Ama bir dakika biz bunu hissedemeyiz ki!!
İşte asıl olaylar bundan sonra Başlıyor.
