Aşk Notu

8 1 0
                                    

Heyecanla sınıfa girdim ve gözlerimle Alper'i aradım. Geçen seneki gibi yine Faruk'un yanına oturmuştu. Her hangi bir kızın yanına oturmaması içimde sevinç çığlıkları atmamı sağlarken geldiğimi fark eden Eslem'in elini sallamasıyla hemen yanına oturdum.
"Günaydın!"
Dediğimde gülümsedi ve konuştu.
"Günaydın. Tatilin nasıl geçti?"
"Yani...başlarda güzeldi ama son haftalarda okulu baya özledim."
"Bende ya. Aslında yaz tatilini tatile gitmek haricinde pek sevmiyorum. Evde sürekli kardeşimle kavga edip duruyoruz."
"Evde kavga edicek bir kardeşim bile yok. Annemler işten gelene kadar tekim."
"Ya of aşırı şanslısın biliyo musun? Keşke annem işe kardeşimde okula falan gitse ev bana kalsa."
O sırada hocamız gelmişti. Yeni dönemin başlangıcıyla alakalı bir kaç şey söyledikten sonra da ilk ders olduğu için bizi serbest bırakıp sınıftan çıkmıştı. Bense usulca Alper'i izliyordum. Daha 10. Sınıfın ilk dersi olmasına rağmen soru çözüyordu. Bir iç çekip sıraya yatıp onu izlemeye devam ettim. Eslem ise arka sıramızdaki Ömer ile sohbet ediyordu. Eslem çok güzel bir kızdı. Adeta manken gibiydi. Sarı saçları ,büyük yeşil gözleri, küçük bir burnu ve güzel dudaklari vardı. 175 boyu ve güzel fiziğinden bahsetmiyorum bile. Görünüşü öyle naifti ki karakterinide nazik falan sanırdınız ama gördüğüm en sert mizaçlı kız olabilirdi. Herkese kafa tutuyor,sürekli birileriyle tartışıyordu. Bu yüzden güzelliğine rağmen şu ana kadar kimse ona açılmamıştı. Yada açıldıklarında tekme yemekten korkuyorlardı, kim bilir. Ömer ise çok farklıydı. Boyu Eslem'den uzun olmasına rağmen zayıf bir yapısı vardı. Yüzünü çok tuhaf gösteren bi saç kesimi ve kare gözlükleride cabası. Eslem'e göre çok sessiz bi karakterdi. Her şeyden korkar, herkesden çekinirdi. Hatta arada zorbalığa bile maruz kaldığı oluyordu ama bize çoğu zaman anlatmadığından ondan bundan duyuyorduk ve utandırmamak için bir şey soramıyorduk. Bense...
Minyon bir kızdım. Kahverengi düz saçlarım ve yine kahverengi gözlerim vardı. Kısacası sıradandım.
Eslemin beni dürtmesiyle dersin bittiğini anladım. Ömer konuştu.
"Daldın yine. Nasılsın? Tatilin nasıl geçti?"
"İyiydi. Senin?"
"Süperdi! Ege turu yaptık. 1 ay falan sürdü ama aşırı iyiydi. Siz gittiniz mi bi yere?"
"Evet. Fethiye'ye gittik."
Eslem ayağa kalktı ve konuştu.
"Tatil konuşman bittiyse kalkalım mı Ömer!"
"T-tamam."
"Selen, biz kantine gidiyoruz. Geliyo musun?"
Alper'e baktım. Bu tenefüs sınıftan çıkmayacaktı anlaşılan.
"Yok, ben sonra giderim. Aç değilim şuan."
"Peki, sen bilirsin. Derste görüşürüz o zaman."
"Görüşürüz."
Onlar sınıftan çıktığında Alper'e baktım. Hâlâ soru çözüyordu. Bir kaç saniye sonra kalemi kitabın arasına koyup kitabı kapattı ve sırasının altındaki telefonuna baktı. Ardından çantasından çıkardığı şişeden bi yudum su içti.
Bu fırsat bu fırsattı. Derin bir nefes alıp yerimden kalktım. Hızla Alper'in önündeki sandalyeye oturup ona döndüm.
"Günaydın!"
Dedim sevinçle.
"Günaydın."
"Nasıl geçti tatilin? Umarım güzeldir."
"Yani, güzeldi."
"Bi yere gittin mi peki?"
"Muğla'ya babaanneme gittik."
"Güzelmiş."
Dedim ve tebessüm ettim. Hâlâ niye oturuyorsun der gibi bana bakıyordu.
"Ee hayat nasıl gidiyor?"
"Bu aralar daha düzenli çalıştığımdan güzel gidiyor. Senin?"
BANA SORDU, BANA SORDU!
"G-güzel yani öyle."
"Peki, yanlış anlamazsan derse kadar şu testi bitirmem lazımda-"
"Ha tamam. Sonra konuşuruz."
Oda gülümseyince kalktım ve sarhoş bir şekilde sırama oturdum. Aynı sitede ve aynı binada oturmamıza ve onu her gün görmeme rağmen her konuştuğumuzda kalbim çıkacak gibi oluyordu. Tenefüsün bitimine yakın Eslem'le Ömer gelmişti.
"Selen! Selen iyi misin canım."
Eslem elini gözümün önünde sallarken bense hayallere dalmıştım.
"Selen bak. Biraz daha tepki vermezsen."
"Ha ne?"
"İyi misin,Bir şey mi oldu?"
Alper'e baktım. Yine soru çözüyordu.
"İyiyim. Dalmışım."
"Bugün pek bi dalgınsın ama..."
"Aşık mı oldun yoksa!"
Ömer bağırdığında ellerimle ağzına yapışmam bir olmuştu. Sınıftaki herkes, Alperde dahil bize bakıyordu. Bir kac saniye sonra herkes kendi işine döndüğünde elimi çektim.
"Ömer sen salak mısın!"
"Tamam biraz bağırmış olabilirim ama bu salak olduğumu göstermez."
"Rezil oldum senin yüzünden!"
"Neyse, noldu sana? Aşık falan mı oldun."
"Of Ömer."
"Aşık olmuş aşık."
Dedi ve sırıttı.
"Ya ne aşkı-"
"Aşık,aşık,aşık!"
Benimle dalga geçmeye başladığınde hızla saldalyeden kalktım.
"Ömer gebertirim seni!"
Arkasından koşsamda yakalamayınca sınıfa döndüm.
Eslem konuştu.
"Ders kimya galiba. Of daha ilk günden ders yapar şimdi Güner hoca."
Biz konuştuğumuz sırada Ömer usul usul sınıfa girmiş ve sıraya oturup bizimle konuşmaya başlamıştı. Aslında gününü göstericektimde sabah sabah hiç uğraşamam.
Hoca sınıfa girdiğinde selamlaşıp ders işlemeye başlamıştı bile. Bense dinlemiyor, Alper'i izliyordum. Nasılda odaklanmış hocayı dinliyordu. Ders dinlerken ayrı bir tatlı geliyordu.
Tam dersin ortasında kapının tıklatılmasıyla hoca duraksadı.
"Gir."
Kapı açıldığında bizim yaşlarımızda olduğunu düşündüğüm bir çocuk içeri girdi.
"Hocam geç kaldımda biraz. Ben yeni öğrenciyim."
Yeni öğrenci mi? Hayret.
"Demek yeni öğrenci sensin. Sınıfa tanıt bakalım kendini."
Çocuk ortaya geldi.
"Adım Kuzey. XXX okulundan geliyorum. Yüzücüyüm."
"Yüzücüsün ha. Bende eskiden yüzücüydüm bilir misin? Ne yüzerdim peh... ee profesyonel misin, maça falan çıkıyor musun?"
"Tabi hocam çıkıyorum. XXX klübündeyim?"
"Vay...sen baya iyi çıktın. Hadi geç bi sırayada derse devam edelim."
Çocuk Ömer'in yanına oturduğunda iki selamlaşıp hemen kaynaşmışlardı.
Ömer ikimizinde kolunu dürtüklediğinde arkamıza döndük. Çocuk gülerek bize bakıyordu. Kızıldı,ve oldukça yakışıklıydı. Ama yinede benim gözümde Alper'e kafa tutamazdı.
"Selam Kuzey ben."
Çocuk heyecanla konuştuğunda bende aynı şekilde karşılık verdim.
"Selen bende!"
"Bende Eslem."
"Tanıştığımıza memnun oldum."
"Bizde."
Diyip önümüze döndük."
Ders bittimine kadar hoca fark etmeden baya konuşmuştuk. İyi bi çocuk gibiydi. Ders bittiğindede okulu gezdirmek için kalktık. Hem geziyor hem sohbet ediyorduk. Eslem'le Ömer klüp seçimleri için kütüphaneye gittiğinde Kuzey'le ikimiz kalmıştık. Beraber sınıfa yürümeye başladık.
"Ee sınıftan sevdiğin biri var mı?"
Ne diyor bu, Ne sevmesi yahu!
"Ne?"
Söylediği şeyin yeni farkına vardığında öksürdü ve konuştu.
"Yani, yakın olduğun biri demek istemiştim. Yanlış anlamadın değil mi? Seni yakın gördüğüm için sormuştum."
"Ha öyle mi?"
Dedim ve güldüm.
"Tabi, sevdim seni. Komik kızsın."
Ardından yumruğunu uzattı.
"Okul çıkışı antrenmanım var. Izlemeye gelsene. Yani üçünüz. Sonrada bir yerlere gideriz."
Şanssızlığa bak. Alper'le eve gidecektim.
"Okuldan sonra işlerim varda haftasonu gitsek. Olur mu bro."
Dedim ve yumruğuna karşılık verdim. Bir kaç saniye şaşkınca gözlerini açsada gülümsedi ve konuştu.
"Bro, sevdim bunu. Olur, sen Ömer'le Eslem'e söylersin o zaman."
"Neyse,hadi gel ders başlıcak şimdi. Hem sınıftakilerlede tanışırsın."
Sınıfa girdiğimizde Alper yoktu. Neredeydi bu çocuk? Ben onun sırasına bakarken arkamdan gelen sesle oraya döndüm.
"Selen."
Alperdi. AYY ACABA NE DIYECEKTI.
"Efendim."
"Geçebilir miyim?"
Kapının önünde durduğumu yeni fark ediyordum.
"Tabi."
Dedim ve telaşla çekildim. O sırasına doğru ilerlerken heyecanla konuştum.
"Kuzeyle tanışsana. Sınıfımıza yeni gelmiş."
Bir kaç saniye Kuzey'e baktıktan sonra konuştu.
"Selam, Alper ben."
"Kuzey bende. Memnun oldum."
"Bende."
Dedi ve sırasına oturdu.
Bir kaç ders geçmiş ve öğle arası olmuştu. Herkes yemeğe gittiği sırada Alper gitmediği için bende gitmemiştim. O çantasından çıkardığı notları incelerken bense aç kaldığı için endişeleniyordum. Sabahtan beri sadece su içiyordu. Bi süre sonra ona kantinden bir şeyler almaya karar verdim. Kantine gittiğim sırada alıcağım şeyi nasıl versem diye düşünürken Ömer'i görmemle ona danışmaya karar verdim. Kolundan çektiğim gibi yanıma çektim.
"Noluyo be?"
"Seninle önemli bir şey konuşacağım. Sessiz ol tamam mı?"
Tamam anlamında başını salladığında konuştum.
"Diyelim ki birine bir şey hediye ediceksin. Bunu ona nasıl verirsin."
Bir kaç saniye düşündü.
"Bahsettiğin kişiye bir şeyler hissediyor muyum?"
"Yani,evet."
"Sanırım gizlice vermeyi tercih ederim."
"Yani?"
"Bir notla sırasına falan bırakırdım."
"Eminsin dimi?"
"Bir dakika ya sen bana neden bunu soruyorsun?"
"Boşver, peki nasıl bir not yazardın."
"Duygularımı belli eden bir aşk şiiri olabilir."
"Peki, Bana yardım eder misin?"
Masum masum yüzüne baktığımda olur anlamında başını salladı.
"Yaaa çok teşekkür ederim çok teşekkür ederim en sevdiğim arkadaşımsın."
Tenefüsün bitmesine beş dakika kala şiir bitmişti. Beraber sınıfa doğru ilerlediğimiz sırada 11.sınıflardan Hasan ve grubunun önümüzü kesmesiyle duraksadık.
"Ömer beyler sonunda teşrif etmişler bakıyorum."
Üç kişi hâlâ önümüzde dururken Hasan, Ömer'in yanına geldi ve kolunu omzuna koydu.
"Vay koca bebeğimiz boy atmış."
Ensesine vurduğu sırada Ömer kendini tutmak istermiş gibi nefes alıyordu.
"Bırak onu!"
Diye bağırdığımda hepsi birden gülmeye başladı.
"Minik cüceye bak sen!"
Hasan Ömer'i bırakıp yanıma geldiğinde sertçe suratına baktım. Tek eliyle omzuma vurduğunda zorla dengemi sağladım. Güldü.
"Cüssene göre çok inatçısın küçük."
Bu sefer daha hızlı ittiğinde yere kapaklandım. Daha fazla sataşırsam ikimizinde dayak yiyeceği kesindi.
Koridordan geçen öğrenciler Hasan onlarada sataşır diye hiç karışmadan kaçışıyorlardı.
Hasan yine Ömer'in karşısına geldiğinde ceplerini aramaya başladı.
HAYIR, ŞİİRİM ÖMER'İN CEBİNDEYDİ!
Notu Ömer'in cebinden çıkarıp göz gezdirdi. Ardından gülmeye başladı.
"Ömer'imiz aşık olmuş galiba. Şiire bak sen!"
Hepsi yine gülmeye başladığında Ömer kağıdı almak için öne atıldı. Hasan'ın geriye gitmesiyle Ömer'in yere düşmesi bir olmuştu. Yine kahkaha atmaya başlamışlardı. Ömer sinirle kalkıp yine almaya çalışıyordu ki.
"Bırakın o kağıdı."
Eslem kollarını birleştirmiş sinirli sinirli Hasana bakıyordu.
"Sen...sen geçen yıl kolumu kıran kızsın!"
"Evet, o kızım."
Dedi ve sırıttı.
"Şimdi, bir daha kolunu kırmadan ver o kağıdı."
Birbirlerine baktılar.
"Geçen sefer kızsın diye elimi kaldırmamıştım ama bu sefer avucum kaşınıyor."
"Ya, gelde kaşıyım."
"Yok,sen gel."
"Tamam."
Eslem yavaş yavaş ilerledi ve Hasan'ın önünde durdu. Neredeyse aynı boydalardı ve Eslem'in birazdan Hasan'ı doğduğuna pişman ediceğinden emindim.
Dibine kadar geldi ve gülümsedi. Hasan'da arkada gülen köpeklerine baktı ve sırıttı. Bunu yapmasıyla Eslem'in Hasan'ın elindeki notu kapması bir olmuştu. Hasan daha ne olduğunu anlamadan Eslem karnına bir tekme geçirdi ve Hasan yere yığıldı.
"KOŞUN!"
Ikimizde Eslem'in peşinden koştuk. Onlarsa peşimizden koşuyolardı. Eslem nefes nefese bağırdı.
"Bahçeye! Bahçede izimizi kaybettirebiliriz."
Hızla çıkış kapısından çıktığımızda Eslem'in yönlerdirmesiyle sağa döndük ve arka bahçeye vardık. Hemen çalılıkların arasına saklandık. Bir kaç saniye sonrada Hasan'lar arka bahçeye gelmişti. Sinirle etrafa baktılar ve burda olmadığımızı anlayınca acil çıkış merdivenlerinden yukarı çıkıp içeri girdiler. Biraz daha bekledikten sonra saklandığımız yerden çıktık. Eslem sertçe Ömer'e bakıyordu.
"Sana zorbalık yapanlar bunlardı değil mi?"
"Ne? Yani ne zorbalığı."
"Her şeyi biliyoruz. Sürekli önünün kesildiğini, ceplerinin karıştırılıp paralarının çalındığını. Bizi salak mı sandın!"
"Ben-"
"Biz senin en yakın arkadaşların değil miyiz? Niye sürekli seninle alakalı şeyleri başkalarından duyuyoruz. Niye bizden yardım istemiyorsun!"
Ömer hiç bir şey söylemedi. Yalnızca Eslem'e hayran hayran bakmakla yetindi. Ömer'in sessizliğine siniri bozulan Eslem notu elime tıkıştırıp sinirle ön bahçeye yürüdü.
"Eslem dur! Özür dilerim. Tamam bundan sonra ne olursa söyleyeceğim."
Ömer'de peşinden koştu.
Bense elimde buruş buruş olan nota baktım. Bir daha yazmam gerekecekti. Ders zilini duymamla sınıfa koştum. Alper hâlâ ders çalışıyordu. Mecbur bir dahaki tenefüs verecektim.
Hoca gelmiş ve ders anlatmaya başlamıştı. Bu hocayıda hiç sevmezdim. Ders boyunca tüm sınıfı turlayıp duruyordu. Arka tarafa döndüğünde cebimden buruşmuş kağıdı çıkardım. Defterden bi sayfa koparıp geçirmeye başladım. Tam bittiği sırada kağıdın elimden alınmasıyla yanıma baktım.
Işte şimdi yanmıştım.
"Selen hanım. Neler yapıyorsunuz böyle?"
"Hocam-"
"Bence sen hiç konuşma. Bakalım dersi dinlemekten daha önemli olan şey neymiş dedi ve nota göz attı. Bense utançtan bayılmak üzereydim.
"Bu eseri bütün sınıfla paylaşsak iyi olucak."
Gerçekten,bayılacaktım.
"Dualar eder insan."
Allah kahrestin! Alper'de bana bakıyordu.
"Mutlu bir ömür için."
"Sen varsan her yer huzur."
"Huzurla dolar içim."
Ömer'in bağırmaya başlamasıyla herkes ne olduğunu şaşırmıştı.
"ÇOK ŞÜKÜR BİN ŞÜKÜR SENİ BANA VERENE."
Faruk ayağa kalktı ve Ömer'e katıldı. Öyle bi salaktım ki Ömer'in bana şarkı yazdırdığını yeni anlıyordum.
"YAZMASIN TEK GÜNÜMÜ SENSIZ KADERE."
Herkes gülüyor şarkıya eşlik ediyordu.
"Tamam! Yeter bu kadar susun."
"ELLERİMİZ BIR, GÖNÜLLERİMİZ BİR.
VEDALAR,DENİZLER ENGELDİR SEVENE."
"Susun diyorum sussanıza!"
Ömer sıranın üstüne çıktı ve elindeki kalem kutusunu mikrofon gibi agzina yaklastirdi. Ve haykırdı.
"BU ŞARKI KALBİMİN TEK SAHİBİNE
ÖMÜRLÜK YARİME GÖNÜL EŞİME."
Alper'e baktım. Gülüyordu. Onun bu tatlı halini görüp bende rahatlamıştım.
"BAHAR SENSİN BANA GÜLÜŞÜN CENNET
MELEKLER NUR SAÇMIŞ AŞKIM YÜZÜNE!"
"Bitti mi? Terbiyesizler! Sözlü notlarınızı görünce gelip bana ağlamayın."
Herkes hemen toparlandı ve yerlerine geçti.
"Şimdi, Selen."
Korkuyla yutkundum. Hoca tam ağzını açmıştı ki Alper ayağa kalktı.
"Alper, bir şey mi oldu?"
Göz göze geldik.
"Ee...hocam. Bir sorum vardıda. Yani çok sorum var."
"Tenefüste baksak canım?"
"Çok önemli hocam. Hemen bakmanız lazım."
Hoca bir bana bir Alper'e baktı.
"Peki, getir soru bankanı."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 18, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşk Çok GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin