𝑖 𝑓𝑒𝑙𝑙 𝑖𝑛 𝑙𝑢𝑣, ᴛᴀᴇɴɴɪᴇ

23

"Salaksın kızım sana neler yaptığını ne çabuk unuttun?" Jisoo söylenmeye devam ederken yüzüne bile bakamıyordum

"İstersen yer değiştirebiliriz Taehyung yanına gelebilir ne dersin hm?"

"Jisoo!" hocanın uyarısıyla bütün gözler bize dönmüştü. Sıkıntıyla derin bi iç çektip kitabıma döndüm. Jisoo hala kısık sesle saydırıyordu.

Zil çaldığında Rosé ve Lisa bizim sınıfa ışınlanmışlardı "Bahçede müthiş bi yer keşkettik bayılıcaksınız." demişti Rosé beni kolumdan tutup kaldırırken Lisa'da aynı şeyi Jisoo'ya yapıyordu

"Jennie rahat rahat sövebilceksem tamamdır."

"Jisoo çok abarttın gerçekten." demişti Rosé "Abarttım mı? Taehyung bu kıza neler çektirdi." dediğinde gözlerimi yere çevirmiştim

"Neyse ya kapatalım bu konuyu."

✒️

"Jin ile ayrıldık."

"Ne?" diye bağırmıştım şaşkınlıkla "Niye?" diye devam ettim

"Namjoon yüzünden mi?" diye sormuştu Lisa "Bilmiyorum. Jin'de çok iyi eğlenceli ve yakışıklı biri ama Namjoon'da beni çeken bişey var."

"Sen çok aşıksın Jisoo." Rosé'nin dediğine kıkırdayıp ağzıma bi tane patates atmış konuşmuştum "Senin Jimin'le noldu?" diye sordum merakla Rosé'ye. Çok kötü bir şekilde kavga etmişlerdi Rosé 2 gün boyunca okula gelmemiş ağlamıştı.

"İnstagramda gönderme yapıyo."

"Nasıl yani?"

"Bildiğin gönderilerin altında ingilizce anlamlı özür sözleri yazıyo görmüşsünüzdür zaten." dediğinde kafamı onaylarcasına salladım "Onuda Taehyung'un yanına sıkıştırır döverim aşkom." Jisoo'nun dediğine gülüp titreyen telefonumu elime aldım

➿

Taehyung:
selam Jennie nasılsın?

Siz:
iyiyim kızlarla ***dayız
sen

Taehyung:
tamam akşam 22.15 geçe kapıda ol

Siz:
niye?

Taehyung:
21.30da kapıyı açıp yere bak

Siz:
tamam