"Madem kimliklerimizi öğrendin, ölmeye hazır ol"
Jisoo elinde ki bilgisayarı sıkıca tuttu ve elinde ki silahı karşısındaki duvara ateşledi. Dikkat dağıttığı sırada koridorun sonuna doğru koşmaya başladı. Korkak değildi, sadece o bilgisayarı sağ salim ulaştırması gerekiyordu.
Koridorun sonuna ulaştığında kapı aramaya başladı. Koridorun karanlık tarafına gittiği için görmekte zorlanıyordu. Ellerini bir kapı kolu bulma ümidiyle duvarda gezdirmeye başladı ama kapıdan eser dahi yoktu. Yaklaşan topuklu seslerinden geldikleri anlaşılıyordu. Gerçekten kapana kısılmıştı. Jennie'nin öldürüldüğünü düşünmeye başlamıştı, eğer öyleyse görevi yerine getiremeyeceklerdi.
Bir seri katilin bu kadar oyun yapacağını düşünmemişti Jisoo. İlk başta bunun bir oyun olduğunu düşünmelerini istemişlerdi ve bunu başarmışlardı. İşinin ehlilerdi fakat neden kendisini hala öldürmediklerini düşünmeye başlamıştı. Kolunu tutmak yerine vurabilirdi? Veya kaçmasına izin vermek yerine öldürebilirlerdi? Neden bunu yapmamışlardı?
Topuklu sesi artık yakından geldiğinde anladı, şuan tam karşısındalardı.
"Beni neden bu zamana kadar öldürmediniz! Oyun mu oynuyorsunuz siz benimle?!"
İçlerinden bir tanesi güldü.
"Direk öldürmek sıkıcı oluyor. Biraz adrenalin lazım, oyun lazım. Sonuçta bizde işimizi böyle yapıyoruz, karşımızdakinin bizi mal yerine koyup sonradan ölümünü tatmasını izlemek çok zevk veriyor. Senin şuan yaşadığın durum gib-"
Konuşma başka biri tarafından kesildi
"YANLIŞ SÖYLEDİN! SİZİN YAŞADIĞINIZ DURUM GİBİ!!"
Anında silah patladı, sadece 2 el ateş etmişti. Jisoo ne olduğunu anlamaya çalışırken birden ışıklar açıldı. Maskeli kadın ve arkadaşını tam karşısında yere serilmiş olarak görünce tırstı. Ne olduğunu anlayamamıştı ve karşısında onlardan başka kimse yoktu.
Kamera odasının kapısının önünde bir gölge gördü, olası bir duruma karşı silahının mermilerini doldurdu. Yavaşca kapının önüne yaklaştığı anda kapıdan birisi çıktı. Jisoo hızlıca silahını ona doğrulttu.
"Hey hey hey Jisoo sakin ol! Benim Jennie! Işıklar buradan açılıyormuş onun için buraya girdim"
Jisoo derin bir nefes verdi ve silahını indirdi.
"Neredeydin sen! O-onları öldürdün mü?"
Jennie başını onaylamaz bir şekilde salladı
"Hayır, sadece bayılttım. Mermi atmadım yani sadece uyuşturdum. Yarım saate kendilerine gelirler. Sonuçta onların bizim yanımızda olması avantaj, öldürseydim hiçbir kârımız olmayacaktı"
Jisoo sorusunu sinirle tekrarladı.
"Neredeydin senn!"
Jennie ofladı.
"Jisoo, eğer şu konuşmaya devam edersek elimizdeki en büyük kozları kaybedeceğiz! Bunu sonra açıklarım. Hadi şimdi hemen Jeon Soyeon'a katillerin elimizde olduğuna dair bilgi ver. Destek göndersinler. Eğer hükümet binasından acilen çıkmazsak Erkek mafyalar hükümeti devirdikleride bizi delik deşik ederler."
Jisoo ne kadar Jennie'ye sinirli olsa bile haklıydı... Hemen telsizini çıkarttı ve çalıştırdı. Uzun süre telsizden kısık kısık sesler geldi ama Jisoo telsizi kapatmadı. Sesler hafif netleştiğinde Jisoo konuşmaya başladı
"Ben Kim Jisoo, Jeon Soyeon'nun yönettiği ajan takımındanım. 101. Bölgede ki görevimiz sonlandı fakat acilen desteğe ihtiyacımız var! Jeon Soyeon'a bu isteğimizi ulaştırın!!"
YOU ARE READING
death victim
ActionAlternatif evrende dünya mafyalar tarafından yönetiliyor ve büyük ölçüde erkek mafya liderleri tarafından yönetiliyor. Kadın mafya liderlerinin erkek mafya liderlerini devirmek için sık sık gizli saldırıları oldu, bu savaşlar genellikle Hwasa adlı e...