Bu hikayayi eğlencesine yazıyorum yani öyle çok bir beklentim yok o yüzdne okuyuculaır fazla olmasada üzülmem ama yinede okursanız sevinirim .
Umarım beğenirsiniz :)
Medyada Deniz var
Saatlerdir arabanın arka koltuğunda oturuyordum ve gerçektne sıkılmıştım . Annem ve babam önde sohbet ederken ben arkada sıkıntıdan patlıyordum . Kulaklığımı çıakrıp koltukta kenara itekledim . Başımı cama yaslamak istiyorum ama ne zaman yapsam başım cama çarpıyorud ve bu gerçekten sinir bozucuydu .
Canımın sıkıntısını önlemek için birşeyler yapmaya karar verdim . Koltukta olduğu kadar dönüp ayaklarımı koltuğun arka kısmına yasladım başımı koltukta aşağı düşürüp böyle yolculuk etmeye başladım .
Annem ve babam benim bu deliliklerime alışkın olduğundan beni takmadılar bile . Böyle yolculuk etmekte baya havalı oluyordu yanımzdan geçen arabada oturan teyzeninn garip bakışalrına marus kalmam sonucu teyzeye en tatlı bakışlaırmı gönderdim .
Babamın bir rampadan zıplaması ile koltuktan kafa üstü yere düşmüş bulundum . Acıyla inlerken küçücük yerde doğrulmaya çalışıyordum .Durumu fark eden annem çoktan sylenmeye başlamıştı .
" Deniz kızım ne yapıyorsun sen yerde " diye söylenirken ben yerden kalkmaya çalışıyorudm . Yerden kalktığımda başımın döndüğünü hissetim .
Eh tabi döner baş üstü öyle durmak baya yorucydu ama eğlenmiştim .
Sıkıcı geçen dakikalar sonunda yeni evimizin önünde durmuştuk . Arabadan inen anne ve babamı takip ederek arabadna indim . Karşımda suran kahverngi binaya bakıyordum baya büyüktü sanırım altı katlıydı bizde üçüncü katta oturacaktık .
Geçen sene oturduğumuz evde yani İstanbulda birinci katta otururduk bende balkona çıkıp atlamıştım ama bacağım kırılmıştı bir ay alçıyla dolaşmıştım . Ama baya havalı olmuştu herkes imza atmıştı çok eğlenceliydi .
Tabi yaz ayıda olduğumuz için alçılı bacağımın sürekli kaşınmasını saymazsak .
Annem ve babam valizleri binaya doğru taşırken bende onlaır takip ettim . Elime aldım pembe minik valizimi binaya kadar taşıdım . Eşyalarım bizden önce gelmişti biz sadece yanımzda kıyafetlerimizi getirmiştik .
Üçüncü kata çıktığımızda babam kapıyı açtı . İçeri girdiğimde ayağımda hala aykkabılaırn olduuğ fark etmemle hızla ayakkabılarımı çıkardım . Annem bu konularda çok titizdir her ne kadar bugüne kadar hiç bana vurmasada evinin kirlenmesini , pislanmesini hiç sevmez .
Anne ve babamda peşimden içeri girmişlerdi ayakkabılarımı gelişi güzel kapıya doğru fırlattım ve ayakkabılarım hola gitmişti . Omuz silkip valizimi yerden aldım . Odam olduğunu tahmin ettiğim aslında tahmin etmekte pek zor olmamıştı kapının üzerinde kocaman renkli harflerle 'DENİZ' yazması işimi baya kolaylaştımıştı .
Odama girince eski eşyalarımın burada olduğunu gördüm . Tam istediğim gibi yatağımın yanındaki komidine İstanbulaki arkadaşlarımla olan fotoğrafımı koymuşlardı .
Onalrı şimdiden özlemiştim ama haksızda değilim İstanbul benim için çok özeldi her anım orda geçti . Babam polis tayini İzmire çıktığında çok üzüldüm hatta gelmemek için günlşerce plan yapmıştım ama sonuç yine hüsran gelmiştim mecburen .
Annem İzmiri seveceğimi söylüyor ama ben pek sanmıyorum .
" Deniz kızım !! " annemin sesini duyduğumda elimdeki bavulu yere bırakıp odadan koşarak çıktım . Tabi kapıdan çıkmadan önce ayağımı kapı pervazına vurmayı ihmal etmedim .
Ayağımı tutarak tek ayağımın üzerinde zıplıyordum . Annem benim bu halimi görünce gözlerini devirdi . Alıştı kadın ne yapsın benimde her gün bir yerini yaralayan kızım olsa bende alışırdım .
" Al bunları " sırt çantamı kollarıma bıraktı tai ben tutamaıdm ve yere düştü . Ayağımın acısı azaldığında yere eğilip sırt çantasını aldım " Bu ne " dedim merakla .
" Kızım.... iyimisin okul kitapların " deyince iki kaşımda yukarı kalktı .
" Burdan vermeyecekler mi ?" on birinci sınıfın ikinci döneminde gelmeme rağmen okulun kitapları vermesini umuyordum demek ki yanlış düşünmüşüm .
" Hayır kızım.... hadi git dolabını yerleştir " diye kovdu beni annem . Odamada olsa kovdu yani .
Odama girdiğimde sırt çantamı yatağa fırlattım yatak örtüsü bozulsada kafama pek takmaıdm . Yere eğilip pembe valizimi açtım . İçinden çıkardığım eşyaları çokta büyük olmayan pembe dolabıma astıktan sonra işim bitmişti .
Sırt çantamdaki kitaplarıda çalışma masaına koyup işimi bitirdim .
Saat zaten geç olmuştu uyku iyice bastırınca dolabımdan kuzucuklu pijamalarımı aldım ve üzerime geçirdim . Evet bu yaşta hala böyle pijamlar giyiyorum ama uyku tutmadığında en azından üzerimdeki kuzucuklaır sayıp uyumaya çalışıyorum .
Herkes çitten atlyan kuzucuklar sayar , ben pijamamdaki kuzucukları sayıyorum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Olanlar
ChickLitGerçek aşkı bulmaya çalışan saf bir kız....Tehlikeli , kötü bir çocuk.... Bu iki kavram birbirine ne kadar zıtsa o kadarda birbirini çekiyorlardı . Henüz 17 yaşında olan Deniz babasının işi nedeniyle İzmire taşınmak zorunda kaldı . Hayatın gerçek...