İnsanlar en cesur kararlarını en çaresiz anlarında verirler, ama bu kararlar her zaman doğru olmayabilir..
Sonunda. Çıkmıştım karşısına işte. Koskoca İdris Koçovalı'nın gözlerinin içine bakıyordum. Belki de hayatımız boyunca en uzun bakışmamız buydu, belki de.. Âh be İdris Koçovalı, neden bana bunları yaptırdın? Neden bana bir kerecik gülümsemedin? Neden beni, bir an olsun sevmedin? Bak işte, şimdi karşındayım. Şimdi sana hayal bile edemeyeceğin güçte şeyler söyleyeceğim. Ha! Düşünsenize; İdris Koçovalı oğlu Selim'i ilk defa dinleyecek, mecburen. Yoksa biriciğini kaybedecek, çukur'unu..
Selim: "Çukur'un babası İdris Koçovalı! Bak işte, hayatın boyunca didindiğin evlerin tapuları. Eğer dikkat etmezsen, aileni gözetmezsen elindeki her şeyi kaybetmek bu kadar kolaydır işte. Sen çukur'u hep ailen sandın, ne acı! Gözünün içine bakan çocuğunu hiç görmedin, belki de görmek istemedin. Ama bak, çukur'un dara düştü. Senin uğraştığın onca şeyi bir kerecik bile düşünmeden bana getirdiler. Kendi elleriyle, isteyerek. Hiçbiri de sana haber vermedi. Sana saygı duyduklarından söylemediler belki evet. Ama yalnız o kadar değil. Senden korktukları için de hiçbir şey söyleyemediler. Bugüne kadar ben de senin karşına çıkmaya korktum, neden? Beni sevme ihtimalini azıcık da olsa kaybetmemek için.. Bak şimdi, karşında gözlerinin içine baka baka tüm bunları söyleyebiliyorum. Onca zaman kendimi kandırdım, sana layık bir evlat olmadığımı düşünerek ömrümü geçirdim. Ama artık biliyorum işte.. Beni asla sevmedin İdris Koçovalı. Sevmeyeceksin de.. Beni hep ruhumun kaldıramadığı işlerin içine soktun. Yapmak istemeyince de korkak oldum. Babalık bu mudur? Bir boyama kitabı gibi çocuğunu boyamaya çalışmak mı? Sen öyle yaptın, en azından öyle sandın. Neden? Çünkü biz Koçovalı'yız. Koçovalı'lar mutlu olamaz! Herkesin önünde saz bile çalamaz.. Yazık, çok yazık! Çukur'u herkesten daha çok sevdin. Peki ya asıl ailen? Cumali abim, en büyüğün. Yıllardır hapiste, çıkabileceği halde aha on yıldır öylece duruyor. Kahraman'ın, aslan oğlun. Şimdi toprağın altında. Salih oğlun intikamını almak için onca şey yaptı. Yamaç, en cesurumuz oydu belki de. Benim yapamadığım şeyi herkesin önünde gözüne baka baka yaptı, İdris Koçovalı! Dayanamadı hiçbiri, hepsi bir yolunu bulup kaçıp gitti. İnsan hiç doğduğu evinden, mahallesinden, ailesinden kaçıp gitmek ister mi? İstemez elbette, onlar da istemediler. Ama bu hayat böyle geçip gider mi, sevgisiz.. Evlatlarının içinde seni en çok ben sevdim ama sen hep beni harcadın. Bak işte bir tek ben kaldım. Korkak sandın beni, bunların hiçbirini yapamam sandın ama bak işte! Karşındayım. Neydi Çukur? Aileydi. Buranın baba'sı kimdi? Ha! İdris Koçovalı. Gördün mü evlatlarını? Hiçbiri yanında değil şimdi. Bunca zaman onlar gitti, ama artık sen gideceksin. Ya da o biricik çukur'un gidecek. Gerçek ailenin kim olduğunu öğreneceksin İdris Koçovalı.."
İdris Koçovalı'nın yüzüne bakarak gerçekleri böyle cesurca söyleyebilecek kişi yok denecek kadar azdır. Ama ben söyledim, söylerim. Tek kelime etmedi, sadece gözünden bir damla gözyaşı aktığını gördüm o kadar. Timsah gözyaşı olmadığına emindim çünkü hem biricik çukur'unu kaybetmişti hem de hayatı boyunca küçümsediği oğlu ona diz çöktürmüştü .Düşmanına diz çöktürebilmekse güç kim benden daha iyi yapabilir bunu? Ömrü boyunca uğraştığı şey ellerinin arasından kayıp gidecekti. Her ne kadar sakin görünsem de, içimde fırtınalar kopuyordu. Sakince ayağa kalktım ve çıkışa doğru yürümeye başladım. İçimdeki nehirler boşalmıştı. Olmuştu işte, gerçek "mutluluk"! Babam bir kerecik olsa da beni dinlemişti. Gerçekten söylemiş miydim tüm bunları? Hayatımda bir kere bile beni dinlemeyen İdris Koçovalı, tek kelime bile etmeden gözlerimin içine bakıp tüm bunları dinlemiş miydi? Az önce cesurca söylediğim şeylere bakmayın, sanki ruhumun derinliklerindeki bir şey bunu bana söylettirmiş gibiydi. Yapmak istediğim gerçekten bu muydu? Gerçekten onun gitmesini mi istiyordum? İstemiyordum elbette sadece, sadece bir kez olsun beni dinlemesini istiyordum.. Beni karanlıkların içindeki bir bataklık kendine doğru çekerken, İdris Koçovalı aydınlattığını sandığı lambanın altında kendi hazin sonuna doğru ilerliyordu. Beni ve çukur'u da beraberinde sürüklüyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selim Koçovalı'nın Gözünden Çukur'
FanfictionSelim'im ben, Yamaç'ın en sevdiği, İdris Koçovalı'nın araz'ı.. Hayatım boyunca mutluluğu aradım ama her seferinde "çukur" bana koçovalı olduğumu hatırlattı. Selim'im ben, Salih'in kardeş'i Cumali'nin çocuğu. Şimdiye kadar çukur'u hep başkalarından d...