Her-0.2

2 0 0
                                    




Medya: Gotye ft. Kimbra- Somebody that i used to know(slowed)

Merhaba arkadaşlar, nasılsınız?

Teşekkür ederim ben de iyiyim.

Uzun bir aradan sonra yeni bölüm attım.

Keyifli okumalar...

"İmtihan sırası sen de" diyerek beni doğduğum yerden yani evimden dışarıya attılar bir gün başıma böyle bir şeyin geleceğini biliyordum ama ne ara o evreye geldim hiç bir fikrim yoktu.
Bazılarımıza göre ev kavramı sıcak bir yuva belki de hayatın anlamıdır. Fakat benim için bu kadar karmaşık değildi. Benim için ev sadece doğduğum yerdi sana tıpa tıp benzeyen sadece boyutları ve renkleri farklı olan hayvanlar topluluğundan ibaretti. Bir zamanlar Şakralar ile ilgili araştırma yaparken onlar için ev kavramının çok geniş çaplı bir anlam taşıdığını farketmiştim.
Mesela onlar yaşadıkları yere ev demekten ziyade kendilerini mutlu ve huzurlu hissettikleri her yere ev diyorlardı.
Bu beni biraz şaşırtmıştı ama galiba onlar gibi olmadığımdan kaynaklıydı.
Tekrar bir araştırmam da ise Aile kavramını öğrenmiştim Anne, baba ve ek olarak bir çocuk, bizden çok farklıydı. Benim hiç bir annem, babam ya da kardeşim olmadı olduysa bile bundan haberdar değildim.
Onlarla ilgili ne kadar araştırma yaparsam yapayım sanki bir şeyler eksik gibi, umarım kafamdaki bu soru işaretleri cevaplanır.

Esen rüzgarla sürüklenip yere düştüm. O kadar düşünmeye odaklanmışım ki kanatlarımı kontrol edemedim.
Yapısal olarak kanatlarım çoğu uçan hayvana göre güçsüz kalıyor.
Bu da benim biraz sert bir rüzgarda yere düşmeme sebep oluyor ve kanatlarımı yoruyor.
Dikkatsiz olduğum için içten içe kendime kızdım şimdi kanatlarımın kendine gelmesini beklemeliydim.
Etrafıma bakındığımda büyük bir ağacın yanında olduğumu farkettim. Bu ağaç benim gördüğüm ağaçlardan çok daha büyüktü. Biraz şaşırsam da kendimi toparlayıp yemek bulmalıydım. Bünyem uçuşu uzun süre kaldıramayacağı için yemek depolamalıydı ve zaten hava kararmaya başlamıştı.

Biz Hermetisler genellikle otçul besleniriz çok zor durumlar hariç tabi ama etçil beslenenlerin sonunun pek iyi olmadığını söylüyorlar bu yüzden kimse et yemeğe cesaret edemedi.
Etrafta gördüğüm bir kaç yaprağı gölgeye sürükleyerek yemeye başladım.
Ben yemeye devam ederken, arkamdan çıt sesi duydum.
Korkuyordum, arkamı dönemeyecek kadar korkuyordum.
Bu bir sincap falan mıydı?
Yoksa, insan mı?
Şimdi ne yapacağım ben.
Yavaşça kafamı çevirip arkama baktım. İki tane karga başımda dikiliyordu.
"Hey küçük kelebek ne işin var senin burada?" dedi.

Korkudan boğazım düğümlenmişti. Kraliçeler bizi Kargalara karşı uyarmışlardı. Onların çok kurnaz ve sinsi olduklarını, çıkarları için bizi kullanabileceklerini söylemişlerdi.
Çok korkuyordum neden bu kadar erken olmak zorundaydı. Biraz daha geç imtihana sokulabilirdim.

"Sen dilini mi yuttun? Konuşsana be yoksa kanatlarını koparırım" dedi. Gözlerimi kocaman açtım.
Kanatlarımı koparırsa uçamazdım ki ben. Kanatsız bir hayat bomboş olur benim için, çok korktuğum için de konuşamıyordum.
Keşke şuan burda toprağa karışsam da yok olsam diye geçirdim içimden.

Yukarıdan gelen güneş bir an da kesildi ve arkadan bir ses geldi.

"Rahat bırakın hayvanı görmüyor musunuz korkmuş amacınız ne sizin?" Dedi arkadaki ses.

Kafamı bu sefer o tarafa çevirdim önümdeki kargaların aynısından bir karga daha vardı.
Fakat bu biraz daha büyüktü. Yanıma doğru yürüdü ve kanadını etrafıma sardı.

"Bu kelebek benim himayem altında, ona zarar verdiğinizi görürsem hesabını sorarım." Dedi.
O kadar korkmuştum ki titrediğimi bile yeni fark ediyordum. Önümdeki kargalar oflayıp yanımızdan uzaklaştılar.

Yanımdaki karga bana dönüp,

"Merak etme aslında zararsızlardır, uğraşacak bir şeyler arıyorlar seni de korkuttular kusura bakma." Dedi.
Şok etkisinden mi bilmem hala konuşamıyordum ama Karganın sesi işimi rahatlatıyordu. Ağzımı zar zor açtım ve şunu dedim.

"Ben kelebek değilim."

Biraz geri çekildi ve beni baştan aşağı süzdü.

"Ahahahah. Kusura bakma seni kelebek sandım kanatların çok cılız. Peki hangi türsün?" dedi gülerek.

Normal de ben de kanatlarımın cılız olduğunu biliyordum ama başka bir hayvandan bunu duymak beni üzdü.

"Ben Hermetis'im" dedim. Biraz sustu ve düşündü.

"Hiç öyle bir tür duymamıştım ama olsun yoruldun galiba? gel seni kendi bölgem de ağarlıyayım." Dedi.

Çok sakin ve iyi bir hayvana benziyordu ama cüssesi ve onlar hakkında duyduğum şeyler beni korkutuyordu.

Belki de önyargılı olmamalıydım.

"Olur gelebilirim ama çok mu uzak kanatlarım baya yorgunda." Dedim.

Etrafına bakındı.

"Sen nereye gideceksin ki?" Dedi.

"Ben Şakralarla imtihana yani şehire gidiyorum." Dedim.

"Ooo çok iyi benim de evim şehir de biraz seni ağırlarım sonra seni gideceğin yere kadar bırakırım." Dedi.

Şaşırmıştım, bana niye bu kadar iyi davranıyordu? Acaba bir çıkarı mı vardı.

"Bana niye bu kadar iyi davranıyorsun? Bana yardım etmekle ne kazanacaksın ki?" Dedim.

Buruk gülümseme ile yüzüme baktı.

"Ben çok küçükken annem ile babam şakralar tarafından katledildi. Bizi çok intikamcı olarak bilirler ama ben daha kimsenin canı yansın istemiyorum. Sen de çok güçsüz duruyorsun demek ki bir imtihandasın hakkını vererek yap, o yüzden gideceğin yere kadar ben eşlik edip seni ben koruyacağım." Dedi.

Etkilenmiştim.
O zaman anladım her tür birbirinin aynısı değil ama duygular çoğunlukla ortak. Bir hayvan türü kötü diye içlerinden biri iyi olmayacak değil ya da bir hayvan türü iyi diye içlerinden biri kötü olmayacak değil. Bunların hepsi kesinlikle önyargılar.

O zaman kargalara olan tüm kötü düşüncelerim Kayboldu, umarım Şakralarla da aynı süreci yaşayabilirim.

Ben bunları düşünürken, o arka kısmını yere indirmiş kanatlarını açmış beni bekliyordu.

"Eee binmeyecek misin?" Dedi.

"Sırtına mı?" Diye sordum.

"Hadi" diyerek ısrar etti.

Sendeleyerek sırtına bindim. Tam havalanacakken adını sordum.

"Bu arada adın ne?"

"Öz" dedi.

Ama havalandığımız için benim çığlığımla adı toz dumana karışmıştı bile...

Bitti...

Bölümü nasıl buldunuz? Görüşlerinizi belirtirseniz çok sevinirim.

Bu arada zNarsis sNarsist hesapları bana aittir.

Sizleri seviyorum. Siz de kendinizi sevin.

Görüşürüz...

HERMETİS- Segment DeğişiklikleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin