Jimin'den
Zorlukla gözlerimi açtığımda ağaca carparak durdugumuzu fark ettim. yan koltuktaki Rosé'ye döndüm. Boğazı feci şekilde kaniyordu, kafasi da aynı şekilde. Telefonuma baktigimda saatin sabaha karsi 4 olduğunu gördüm, Etraftan yardım istesem büyük ihtimalle duyan olmazdı.
Arabanin kapısını zorlukla açıp Rosé'nin kapisina yöneldim. Belinden tutup onu arabadan çıkardım. Yakınlarda bir hastane vardı, oraya gidecektim.
Hızlı adimlarla Rose'yi hastaneye yetistirdim. Görevliler onu sedyeye aldığında gözlerimin dolduğunu fark ettim. Eğer ona birşey olursa tamamen benim suçumdu.
"Jimin!!" Uzaktan duyduğum sesle kafamı çevirdim; jungkook, taehyung, lisa, jisoo, jennie, hyeri hepsi buradaydı.
"Rosé iyi mi jimin?"
"Neler yaşandı?"
"Saatlerce sizi aradık"
"Rosé'nin durumunu bilmiyorum, içeri alinali yaklaşık yarım saat oldu. Yugyeom'un evinden çıkıp arabaya bindiğimizi zaten biliyorsunuz. Araba çok hızlanmış durumdayken frenler tutmadi, ağaca çarparak durduk"
"Sen iyi misin?"
"Iyiyim taehyung"
"Kaşın gözün kanıyor jimin, pansuman yapılması lazım"
"Iyiyim kook"
Beni zorla hemşire odasına getirdiler, Kaşıma pansuman yapıldıktan sonra gayet iyiydim.
Tekrar Rosé'nin odasinin önüne geldiğimde doktorun bizimkilerle konuştuğunu gördüm ve hızla yanlarina gittim.
"...Arkadaşınız kafasina ciddi bir darbe almış, beyin kanaması gibi bir durum söz konusu olabilir. Onu bir süre müşhade altında tutmalıyız."
"Anladik teşekkür ederiz"
"Benim suçum o kadar hız yapmamaliydim"
"Tabiki senin suçun" Lisaya dönüp öfkeyle baktım fakat haklı olduğu için birşey diyemiyordum.
"Ona birşey olursa ne yapacaksin jimin? Ona birşey olursa seni asla affetmeyiz"
"Ona birşey olmayacak hyeri"
Gözümden yaşlar düştüğünde bu tarafa doğru gelen Rosé'nin annesini gördüm.
"Kızım nasıl?!"
Kadın benimle göz göze geldiğinde konuşmasına devam etti;"Jimin, sana ne oldu?"
Ona şimdi ne diyecektim? Suçlu olduğumu biliyordum ama gerçeği söylersem benden nefret edebilirdi. Ben birşeyler düşünürken kimseden ses çıkmıyordu. Sessizliği bozan beklemediğimiz şekilde seulgi oldu.
"Rosé ve jimin deniz kenarina gitmişti, rosé beklenmedik şekilde birden denize düştü, jimin de onu kurtarmak için atladı. Jimin çıkarken başını kayaya çarptı, Rosé de biraz uzun süre suda kalmış, hayati tehlikesinin olmadığı söyleniyor. Fakat bir süre müşahade altında tutulacakmis"
Doğrusu hiç birimiz bunu beklemiyorduk. Rosé'nin annesi arkasını dönüp seulgiyle göz göze geldi.
"Teşekkür ederim kızım. Adın ne, rosé'nin arkadaşı mısın?"
Ikinci soruya hepimiz göz devirirken seulgi "sadece tanıyorum diyelim" dedi sahte bir gülümsemeyle. "Adım seulgi"
[Bir süre sonra]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Once To Live | Jirosé
Romance"Sadece bir kez yaşıyoruz Rosé, o halde bunu sana söylememe izin ver.." Chaeyoung, çocukluğundan beri platonik olduğu kuzeni Jimin'e sonunda hislerini açıklamaya karar verecekken beklenmedik bir olayla karşılaşır. Yan shipler: -Liskook -Taennie -B...