Cygnus'un Akşamüstü Neferleri
: blue cardigans and space atlases
Birkaç kırmızı damla kağıttaki matematik probleminin üzerine düşerken Baekhyun, bir çırpıda rulodan peçete kopardı ve burnuna tuttu. Çalışma koltuğunda geriye yaslandı, işaret ve orta parmaklarını sıkı sıkıya genzine bastırırken duvar saatine baktı. Gece yarısını çoktan geçtiğini gördüğünde pek bir tepki vermedi, hatta bundan tatmin oldu. Kurşun kalemi tekrar eline alırken vücudunun bu kadar hassas olmasına katlanamadığını düşündü. Aynı zamanda ona ayak bağı olduğunu çünkü çalışmasına engel olan her şey, tek bir sıfata sahipti onun için. Ayak bağı. Sayılar kağıdın üzerinde kendilerine yer bulurken Baekhyun, aslında hiç iyi hissetmiyordu. Başı ağrıyordu, gözleri batıyordu ve yaklaşık otuz saniye önce de burnu kanamaya başlamıştı.
Koridorda ışık yandı o sekizinci soruda basit bir çarpma işlemiyle ilgilenirken. Kapısı açıldı, gelen annesiydi. Oğlunun bu saate kadar kaldığını gördüğündeyse kaşları havalanmıştı. İyi olup olmadığını sordu ama gözlerine bakmadan verilen iyiyim, cevabı onu tatmin etmedi. Tek kişilik yatağa oturdu. Baekhyun, dedi yalvarır gibi. "Buna bir son ver."
"İyiyim." Bastırarak söylediği şeyden sonra başını annesine çevirdi. Göz altlarında aşırı belirgin mor bir halka vardı Baekhyun'un, Bayan Byun bunu fark ettiğinde üzüntüsü biraz daha arttı.
"Sağlığından önemli değil Baekhyun, bırak çalışmayı. Hangi üniversiteye gidersen kabul. Baban da ben de, sadece iyi ol istiyoruz."
"Ben iyiyim zaten." Çurpuk bir gülümseme vardı dudaklarında. Şu an aşırı sakindi, belki biraz da sarhoş gibiydi, boş bakıyordu Baekhyun. Bomboş. On sekiz yaşında, yetişkinlerin hırstan başka bir şey olmayan dünyalarına girmeye hazırmış kadar bakıyordu.
"Canım, canım benim. Anneler anlar, iyi olmadığını biliyorum." Akrep üçe vurmuşken, sokaklar izbeden başka bir tanıma uymuyorken, sonlara doğru titreşen ses odada yankı yaptı. Baekhyun'un içinde, tüm organlarında yankı yaptı. Kalemi bıraktı ve annesine döndürdü sandalyesini. Elleri dizlerindeydi.
"İyi bir üniversiteye girersem iyi olacağım, söz. Gurur duyacaksınız benimle. Bir senem kaldı anne. Şu bir sene bitsin..."
Kesti cümleyi. Bir sene bittikten sonra ne yapacağını, ne olacağını o da bilmiyordu. Sustuktan sonra derin bir nefes vererek masasına döndü, testi çözmeye devam etti. Annesi bir süre daha ne yaptığını izledi. Onunla gurur duyduklarını elbette söyleyecekti fakat bunun Baekhyun'un kararlığından hiçbir şey götürmeyeceğini biliyordu.
Ayaklandıktan sonra, oğlunun yanına geldi ve saçlarını okşadı bir süre. Yanağına küçük bir öpücük bıraktı. Karşıdan bir tepki alamadığındaysa elini çekti. Birkaç adımda kapıya geldi, yavaşça açtı ve arkasından gelen ricayla yavaşça kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cygnus'un Akşamüstü Neferleri
Fanfiction"Başta renksizim ben. Hiçbir renge sığdıramamışım kendimi. Siyahlıklar, grilikler ve beyazlıklar çok var. Beni esir alıyor, duvardan duvara vuruyorlar. Cygnus'tan alıyorum renklerimi. Belki biraz Sehun'dan, Jongdae'den, Luhan'dan ama en çok Chanyeol...