Yollar ve Rüzgar

207 22 3
                                    

Sıcaktı.

Yaz ayının kavurucu sıcağı gece bile etkiliydi. Dışarısı esiyordu ancak sanki esen rüzgâr bile sıcaktı. Herkes evlerinde serinlemeye çalışırken, dışarıya çıkıp arabasına yürüyen bir genç göründü.

Chanyeol.

Diğerlerinin yanı sıra, o dışarıda serinlemenin çok daha iyi olduğunu düşünüyordu. Sonuçta ev kapalı alandı, nereye kadar serinleyebilirlerdi? Dışarısı, eve göre çok daha iyi bir seçenekti. Bu yüzden Chanyeol arabasına gezmeyi tercih etmişti. Hem gezecek, hem de serinleyecekti. Bir taşta iki kuş. Arabasının yanına gidip okşadı güzeller güzelini.

"Güzelim, nasıl hissediyorsun? Şimdi seninle bir gezmeye çıkacağız. Çok güzel yerlere gideceğiz, hem serinlemiş oluruz, tamam mı?"

Anahtarı alıp arabasının kapısını açmıştı. Arabayı çalıştırdıktan sonra yola koyuldu. Taşlı yerlerden geçiyor, sahilin oraları arabasına anlatıyordu. Arabası, Chanyeol için en değerli şeydi.

Arabasını 18. yaşındayken almıştı. Kırmızı renk de olan arabasını gördüğü ilk anda onu almak istemiş ve bunun için çok çalışıp o arabayı almıştı. Öyle çok değer veriyordu ki arabasına, içine kimseyi almıyordu. Bir keresinde arkadaşları çok ısrar ettiği için almıştı ancak arabanın son hâlini görünce bir daha kimseyi almamıştı. Çünkü arabanın son hâli; yerlerde abur cubur kırıntıları, pis kokan bir koku, içki şişeleri (bazıları dökülmüştü) idi. Chanyeol, o günden sonra kimseyi arabasına almamıştı.

"Bak güzelim, burası sabahları çok kalabalık oluyor, ancak şu an gece ve kimse bu saatlerde dışarı çıkmaz. Açıkçası böyle olanları anlamıyorum. Neden sabah çıkıyorsun ki? Gece çıkmak daha mantıklı geliyor bana. Hem daha huzurlu bence. Umarım sen de öyle düşünüyorsundur güzelim."

Yolda olanları anlatmaya devam ederken sesli bir müzik sesi duydu Chanyeol ve merakla oranın önünden geçti arabayla.

"Ne kadar da sesli. Saygısızlık resmen. Gecenin bu saatinde bu kadar sesli bir parti mi olur? Bari biraz müziğin sesini kıssaydı. Diğer insanlar bu saatte uyurlar. Ayrıca o kadar sesli müzikte kimse birbirini duyamaz."

Tam da ev görüş alanında çıkıyordu ki bir bağrış duydu.

"Nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin! Senin yüzünden sevgilim benden ayrıldı."

Bağıran kişiye çevirdi kafasını Chanyeol. Beyaz elbise, kahverengi gözler ve sarı saçlar. Kısaca herkesin beğeneceği bir tipi vardı.

Ama Chanyeol gaydi.

"Çocuğu aldatıyordun, nasıl ona söylemem? Çocuğu resmen aptal yerine koydun. Az bile yaptım sana!"

Bu sefer bağıran kişiye baktı Chanyeol.

Siyah bir pantolon, sarı bir gömlek, kahverengi düz saçlar, beyaz ayakkabı ve beyaz bir ten.

Normalde olsa, Chanyeol bu kavgayı hiç umursamaz giderdi. Ancak bu sefer gitmedi, izledi.

"Onu aldatıp aldatmamam seni ilgilendirmez! Ayrıca, bunu sen mi söylüyorsun? Kim bilir kaç sevgilini aptal yerine koyup aldattın. Kaç kişiyi birden götürd-"

Sarı gömlekli çocuk, kızın kafasından aşağı şarap döktüğü için kızın cümlesi yarım kalmıştı.

Şimdi kızın beyaz elbisesi kırmızıya boyanmıştı. Kafasından şarap akıyordu. Yüzü de şaraptan nasibini almıştı.

"Ay! Ne yapıyorsun be sen!!!"

Kız öyle cırtlak bir sesle bağırmıştı ki Chanyeol yüzünü buruşturdu.

Yollar ve RüzgarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin