×Mutlu son Part 2×

1.4K 75 205
                                    

Rus çarlığı başka bir köye girmiş Osmanlıyı arıyordu. Saat çoktan öğlenden sonra olmuştu.

"Şey acaba buralarda yeşil birini gördünüz mü?"
Köylü Rus çarlığına bön bön bakmaya başladı.

"Evet"
"GERÇEKTEN Mİ?! PEKI NERDE?! NE TARAFTA?!"
"Hey yabancı sakin ol... tarlanın orda..."

Rus çarlığı tarlaya resmen uçtu. Bayağı bi mesafe kat etti.

Sonunda tarlaya geldiğini farketti...

"Lan noluyo niye insanlar rengarek"
"Ohaa... yeşilden sonra şimdi de beyaz ve sarı mı geldi?"
"Bizimkini arıyor"
"Ben hala melek olduklarını düşünüyorum"
"Ya bi sus"
"Offff bu da harbi yakışıklı... diğeri kadar olmasada baksana şu asalete baksana şu asiliğe"
"Adam çayıra salınmış inek gibi koşuyor amk"
"BGSBGIZYIBZOUB"
"VYISDGU8GIUZGIUDHIDIHUDUIHIHUD"
"CEMBUZZHOHOBIZBO"
"Bunlar tanışıyorlardır değil mi?"
"Herhalde..."

Rus çarlığı etrafına bakındı. Sağ tarafına kafasını çevirir çevirmez gördüğü manzara ile kalakaldı.

Osmanlı... Ama sıcaktan terlemiş ve kızarmış ayrıca gömleğinin ilk 4 düğmesi açılmış köylülere yardım eden ve aşırı samimi ve sempatik bir şekilde Osmanlı...

Bi zahmet düş amk...

Rus çarlığı Osmanlıda kaybolmuştu...

•~~•

"OSMANLI..."
"......."
Rus çarlığı Osmanlıya yaklaşmaya başlamıştı.
"Osmanlı..."
".......Siktir git..."

Osmanlının gülümsemesi hemen solmuştu. Onu yerinde gözlerinde nefret vardı...

Özlem ile karışık bir nefret...

"O-Osmanlı beni dinle-"
"Sıktır git dedim sağır mısın?"
"O mektubu-"
"G-Git..."
Osmanlı sesinin titremesini engelleyememişti...

"Osmanlı lütfen...."
"NE DIYECEKSIN HE?! O SİKİK MEKTUBU YAZDIKTAN SONRA MI?!"
"ONU BEN YAZMADIM"

Ortamda ufak bir sessizlik olmuştu...

Osmanlı arkasını döndü ve kalabalık alandan uzaklaşmaya başladı.
"Burada olmaz gerizekalı...."

Rus çarlığı da onun peşinden koşmaya başladı.
"Osmanlı... Beni dinle.... ben yazmadım tamam mı?"

Köy alanından bayağı bir uzaklaşmışlardı...

"Bak gerçekten..."

Osmanlı orman gibi bir yerin girişinde durdu.

"Ben seni sev-"

Yine aynısını almıştı Rus çarlığı. Sert bir yumruk... Alman imparatorluğunun vurduğundan daha sert...

Bu sefer yere düşmemişti. Arkasındaki ağaç onun düşmesini engellemişti...

Osmanlı sinirle ona doğru çemkirmeye başladı.

"Neden... NEDEN TAM SENI UNUTMUŞKEN NEDEN TAM KALBIMIN ACISINI DİNDİRMİŞKEN... NEDEN SONUNDA HUZURA KAVUŞMUŞKEN ANİDEN KARŞIMA ÇIKIP HERŞEYI MAHVEDİYORSUN?!"
"Osmanlı..."

Osmanlının sesi daha da fazla titremeye başladı...

"TAM GERÇEKTEN MUTLU HİSSETMEYE BAŞLAMIŞIM... ŞIMDI ISE YANIMA GELIP BANA O SİKTİĞİMİN MEKTUBUNU YAZMADIĞINI SÖYLÜYORSUN... GERÇEKTEN SENI AFFEDECEĞİMİ Mİ DÜŞÜNÜYORSUN..."

"O-Osmanlı..."

Osmanlı artık göz yaşlarını tutamıyordu...

"KIRILMIŞ OLANI DÜZELTEBİLİR MİSİN?!"

Can you fix the broken...

"KARANLIKTA GÖREBİLİR MİSİN?!"

Can you see the dark...

"NE ISTIYORSUN ŞIMDI?!"

"Sadece sen'i..."

Rus çarlığı burukça gülümsedi...

Osmanlı bir anda durmuştu... bağırmayı kesmişti ve dolu gözleri ile Rus çarlığına bakıyordu...

Rus çarlığı yaslı olduğu ağaçtan ayrıldı ve Osmanlı'ya yaklaşmaya başladı...

Yavaşça elini tuttu ve diğer elini de beline koydu sonra da kendine çekti.

Osmanlı tepki vermiyordu... öylece bakıyordu onun gözlerine...

Rus çarlığı yüzünü Osmanlı'ya yaklaştırmaya başladı...

Sonra da yavaşça dudaklarını birleştirdi...

Osmanlı artık yanıyordu... kalbi ona inat hızlı atıyor ve yüzü ona inat kızarıyordu...

Rus çarlığı vicdan azabından kurtulmuştu... hafif kızarmış yüzü ile Osmanlı'yı öpüyordu sadece...

Nihayet ayrıldıklarında Rus çarlığı alını Osmanlıya dayadı...

"Seni seviyorum Osmanlı"
"Seni seviyorum Rus pezevenki"

-Bitti-

NİHAHAHAHHA
Yeni kitaba kadar sabredin bebekler~

SADECE SEN -COUNTRYHUMANS-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin