Camdan dışarıyı seyrederken yan gözle yüzünü inceliyordum. Gerçekte çok daha güzel olduğunu düşünüyordum ki bunu hissetmiş gibi yüzünü bana çevirip sırıtmaya başladı. Kafamı hızlıca dışarıya çevirdim, benden bir şey ummaması gerekiyordu. İçimde ki özlem ve merhamet buna engel olup ellerimizin birbirine değmesine izin vermişti. Ona destek olmak istercesine elini biraz daha sıkı tuttum. Ellerimizin ısısıyla camlardan gelen ayazın verdiği soğukluk hissedilemez olmuştu. Mayışmış ve sevgi dolu bir yolculukla saatlerce yol almıştık. Yolun sonuna geldiğimizde arkamızda askerler kaleye doğru ilerlemeye başladık. Kapıdan girdiğimiz gibi yüzünde ki şaşkınlık ve büyülenmiş tepkisi komik gelmiş,gülmeye başlamıştım. Yukarıya çıkana kadar şaşkınlıkla etrafı incelemeye devam ediyordu. Odasını göstermek için koridorlarda ilerlediğimizde hizmetçiler kim olduğuna anlam veremiyordu. Odaya geldiğimizde konuşmaya başladım "Ne kadar istersen burada ağırlanacaksın.Seni rahatsız eden bir şey olduğunda derhal benim yanıma,koridorun sağındaki odaya geleceksin." Bir şey diyemeden kapıyı kapatıp dışarı çıktım.
Yolun ve hislerimin vermiş olduğu yorgunlukla kendimi geceliklerimi giyip yatağa atmıştım. Artık onu rüyamda değil gerçekte görecek olacağım gerçeği sonsuzluğa giderken son kez gülümsememi sağlamıştı.
YOU ARE READING
love born from the crucifix
Historical FictionSomeday i'll be free. After the pain, after u.