Ovmak gerekiyor lavaboyu. Kafamı. Ellerimi ve gövdemin her yanını.
Sonra yerdeki eski tahta döşemenin açık aralıklı dişsiz ağıza benzeyen -bir karaltıyı andıran- her yerini.
Ovmak gerekiyor her yeri.
"Terledin." dedi Seungmin elimdeki fırçayı alıp gelişi güzel bir yere koyarken.
"Ne?" dedim anlamayarak.
"Saatlerdir temizlik yapıyorsun Changbin."
"Fark etmemişim." dedim temizlik malzemesinden kızarmış eller bana ait değilmiş gibi.
"Sen ne ara geldin?"
"Yarım saat olacak, ben eve geleli."
Bir hafta olacak Chan gideli.
"Duymadım geldiğini."
Seungmin bıkmış bir nefesle salonda uyuduğum, uyuduğumuz kanepeye oturdu.
"Yine okula gelmedin."
"Canım istemedi." dedim kısaca.
"Ya da ellinci kere Chan’ın ailesinin kafesine gittin ve gelmediğini öğrendikten sonra sinirini yer tahtalarından çıkardın."
"Sadece tahmin."
"Öyleyse bile ne olmuş?" dedim sinirle oturduğum yerden kalkıp.
"Yaptığımda ne hata var?"
"Hata değil zarar."
"Kendine zarar veriyorsun."
"Öylece peşini mi bırakayım?" dedim ellerimi üzerime silip.
"Sen aşina değilsin belki ama ben yıllardır ondan başkasını düşünmedim."
"Changbin." dedi burun kemerini sıkıp.
"Bir kez olsun-"
"Bir kez olsun beni dinle."
"Dinledim." dedim yutkunup.
"O gün-"
Bana aşık olduğunu söylediğin gün.
"Chan’ın gittiği gün seni dinledim."
"Asıl beni dinlemeyen sensin."
"O yüzden mi bir haftadır benimle uyuyorsun?"
Duraksadım.
"Gerçekten gitmemi istediğin için mi her gece uyuduktan sonra yanıma uzanıyorsun?"
"Changbin."
"Alışkanlık." dedim sadece.
Alışkanlık.
"Biraz hava alsam daha iyi olacak sanırım." dedi Seungmin saçlarını tarayıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venüs retro başak. seungchanbin
Fanfiction"Venüsüm retroda." dedim ellerimi birleştirip. "Yani?" dedi Chan ilgiyle. "Yani sıçtım." [seungchanbin]