Maalesef dizilerde olması imkansız şeyler gerçek oluyor.
İlişkiler, insanlar gerçek hayatta hep daha kompleks ama hep daha netler bana göre.
Biz daha gerçekçi ilişkiler izleyene kadar kendimiz hayal etmeye devam edelim istedim.İki bölüm olmasını planlıyorum bu hikayenin ama nasıl ilerler göreceğiz.
Ufak bir uyarı, bu bölüm Çağla ve Ozan'ı okuyacağız. Çünkü ne Ozan bir kadını harcayacak bir adam, ne de Çağla gurursuz, salak bir kadın. Kadın erkek ilişkilerini böyle resmetmeyi bırakmamız gerekiyor.Bir hatam olursa affola! Umarım beğenirsiniz.
***********************************************
Karakterler NoDokuzYapım ve FoxTv'ye aittir. Ben sadece ödünç alıyorum.
***********************************************
Ozan'ın teklifi karşısında şok olmuştu Çağla. Dün karşısında ben çok üzgünüm diye onu sevmediğini kabul eden Ozan, sadece birkaç saat sonra kapısındaydı. Evet,Ozan'a çok aşıktı ama salak değildi. Bir şeyler olmuş olmalıydı.
"Ozan, sen dün gece beni arkadaş olarak gördüğünü söyledin. Ne değişti?"
Ozan gözlerini Çağla'nın omzunun arkasında bir yere kitledi. "Çağla yapma, ben seni görmeye başladım, istediğin bu değil miydi?"Çağla bir süre Ozan'a baktı, anlamaya çalıştı kafasının içinde neler döndüğünü. Evlenme teklifi yapmış bir adam değil de savaştan çıkmış bir askere benziyordu daha çok Ozan. Gözlerinde önce öfke sonra korku vardı. Ozan'ın şu an yalnızca bir arkadaşa ihtiyacı var gibi hissetti Çağla.
"Ozan evet tamam istediğim bu ama böyle değil. Hem benim de sana söylemem gereken şeyler var. Gel gel oturalım konuşalım."
Ozan elleriyle gözlerini sıvazladı. Son birkaç saatte yaşadığı şeyler, adrenalin yerini hüzne bıraktıkça daha çok canını yakıyordu.Çağla içeri gitmiş, ikisine de birer bardak su getirmişti.
Ozan'ın karşısına oturdu Çağla,
"Ozan, düşündün mü neden bekleyip dün itiraf ettim her şeyi sana. Yani ne oldu da bunu yapmaya karar verdim."
Ozan sadece başını salladı, Çağla'ya bakmaya devam etti. Çağla'nın içinde bir şeyler biraz daha kırıldı ama belli etmemek için buruk bir şekilde gülümsedi.
"Ozan ben o gün, sizi gördüm. Esra'yla yani."
Ozan başından aşağı dökülen kaynar suyu hissetti. Sanki bütün uzuvları gerçekten yanmış gibi karıncalanıyordu. Başını ellerinin arasına alıp öne doğru eğildi. Bu acıyı tekrar yaşamayacağına nasıl da inanmıştı. Hep terk edilen olmayacağına inandırmıştı kendini ama gene yine yeniden aynı şeyler oluyordu. Bu sefer başkaları da farkındaydı ve onlara da açıklama yapmak zorunda kalacaktı. Bunlarla nasıl başa çıkacağını düşündükçe, kalbinde açılan kara delik daha da büyüdü.Çağla yavaşça elini omzuna koydu Ozan'ın. Her ne olduysa, Ozan'ın acısı kilometrelerce öteden hissedilebiliyordu.
"Ozan, bak biliyorum dün ben ortalığı karıştırdım ama ben hala arkadaşınım senin. Ne oldu, lütfen anlat. Hem belki anlatırsan rahatlarsın."
Ozan yavaşça başını kaldırdı. Çağla'nın yüzüne bakmadı ama ilerideki çimenlere kitledi gözlerini.
"Çağla, Esra benim eski karım."
Ozan'ın sesi titredi Esra derken, sanki ismi düşünmek bile işkenceler içinde kıvrandırıyordu onu.Çağla ilk tepkisini saklayamadı Ozan'dan. Gözünden düşen yaşı çok sonra fark etti. Boş bir çabaydı onunki, şaşkınlığı geçince önce bunu fark etti. Sonra bir an umut doldu içi, belki de anlık bir yakınlaşmaydı. Ama sonra karşısındaki Ozan'a baktı tekrar, bu kadar içi yandığına göre basit bir şey değildi. En son hissettiği ise kızgınlık oldu. Aşık olduğu adam, kalbinde aklında başka biri varken buraya gelmiş, bir de ona evlenme teklif etmişti. Çağla içine gömdü hislerini şimdilik. En azından çabaladı...
"Ozan, sen bana az önce evlenme teklif ettin! Şimdi bakıyorum şu haline. Apaçık ortada işte! Aklında kalbinde başka bir kadın var. Daha çok beni, gururumu kırmadan anlatır mısın ne olduğunu?"
Ozan bir an hiç karşısındaki kadını düşünmediğini idrak etti. Ah Esra ah! Ne hale getirdin beni diye düşündü Ozan. Sana olan aşkımdan başkalarını incitiyorum artık.
"Özür dilerim Çağla, ben ne yaptığımı tam anlamamıştım galiba. Çok karışık kafam, içim yangın yeri ama yangının sebebi de çaresi de aynı. Napacağımı bilmiyorum."Çağla biraz bekledi Ozan anlatmaya devam etsin diye. Bu süre ona da zaman tanıdı birazdan duyacaklara hazırlanmak için.
Ozan en başından her şeyi anlattı Çağla'ya. Çağla için hiç kolay olmadı ama aynı gece yattığında Çağla memnun olacaktı bunları bildiği için. Hayatına devam edebilmesi, Ozan'ı aşabilmesi için bunları duyması gerekiyordu.
"Ozan, sen iki yakın arkadaşın konuşmasına kulak misafiri olmuşsun. Sonra da duyduğun şeyle yüzleşmek yerine beni, hayatını yakmaya karar vermişsin."
"Çağla ben çok üzgünüm. Nasıl telafi edeceğim bunu bilmi-"
Çağla zor da olsa, doğru olduğunu bildiği şeyi yapmaya karar verdi.
"Ozan, bunu sonra konuşuruz tamam mı? Bence sen şimdi Esra ile konuşmalısın. Yüzleşmelisin onla. Hayal kırıklığını, sinirini anlatmalısın. Çocuk değiliz ki hiçbirimiz."Ozan'ın beynindeki sis bulutu Çağla'nın sözleriyle hafifçe dağıldı. Söz vermişti ya kendine, Esra'ya. Eskisi gibi olmayacaktı hiçbir şey. Gene aynı şeyi yapmış, gene konuşmamıştı. Ah Ozan dedi kendi kendine, kodlarla baş başayken zekisin ama konu aşk olunca...
Ozan aniden ayağa kalktı. Bu ani harekete şaşıran Çağla otururken, Ozan kocaman sarıldı Çağla'ya.
"Teşekkür ederim Çağla. Çok ama çok da özür dilerim. Çok utanıyorum bu sabah yaşananlardan ama sen harika bir insansın. Seni çok seven birini hak ediyorsun. Üzgünüm o kişi olmadığım için"
Çağla'nın gözümden düştü gene damlalar. Ozan yavaşça sildi birkaçını.
"Ben gideyim artık, konuşmam gereken biri var"
Çağla sadece el sallayabildi Ozan'a. Ozan gözden kaybolunca da gözyaşlarını serbest bıraktı. Bu kaybın acısını yaşaması lazımdı. Yaşayacak ve sonra kaldığı yerden hayatına devam edecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silver Linings
FanfictionOzan, Çağla'ya evlilik teklif etti. Bu bir dizi değil de gerçek hayatta olsaydı neler değişirdi? Gelecel bölüm için bir "fix fic"