Giriş

33 4 1
                                    


Selam..

Belki kitabım şu an okunuyor ya da okunmuyor, bilmiyorum. Sadece demek istediğim bu kitaba öylesine başladım, canım sıkılıyordu 'hadi yazayım' dedim yani.

Biraz burada dursun çok okunmazsa ya da devam ettiremezsem yayından kaldırırım büyük ihtimal.

Kitap hakkında yapılan her yorumu göz önüne alarak Kitabıma daha iyi bir katkı sağlamak istiyorum, bu yüzden lütfen 'sert' dahi olsa yorum yapmaktan çekinmeyin.

Lütfen kitabı beğenmezseniz zorlamayın.

Ve uyarmak istiyorum ki giriş bölümünden sonra ki bölümler çok uzun olabilir..

Umarım siz okurken, bende yazarken sıkılmam. Ayy çok konuştum, neyse tekrar görüşmek üzere bayy.

🦔

'Ben peltek değilim..'

Konuştukça daha çok batıyordum. Battıkçaysa kendime olan saygımı daha çok yitiriyordum, ben sadece acınası bir zavallıydım.

'Ama.. Konuşman aksini idea ediyor Han jisung.'

Bu çocuk beni acımasızca en zayıf noktamdan vururken bile ben ona platonik kalmaya devam ediyordum.

Bu saatten sonra dolan gözlerimi göz ardı edemezdim, hem deli gibi sevdiğim birisi tarafından zorbalığa uğruyordum hemde zayıf noktam ile hedef alınıyordum.

En kötüsüyse bu yapılanlara karşı sessiz kalışımdı ve bu benim ilk defa sessiz kalışım değildi.

'Ne yani birde ağlayacak mısın Hanie..'

Başka bir zaman olsaydı belki bu şirin sesiyle adımı söylerken aego'yo yapmasına aptal gibi mutlu olurdum, ama şimdi gözlerimden yaşlar düşmesine neden oluyordu sadece.

Son derece rahatsızlık uyandıran ve vucüdumu iğneleyen bu sesin beni ağlatması yetmezmiş gibi, etrafımıza toplanmış kalabalık sanki açık hava tiyatro sahnesinden komik bir sahneyi izlercesine kahkaha atıyordu.

Midem bulanıyordu, kusmak istiyordum. Tek başıma kalıp içime attığım bu lafları, yapılanları teker teker tuvalete kusmak ardındansa sifonu çekerek onları silmek istiyordum.

Belki öylesi daha iyi olurdu, içimde kalarak bende daha fazla iz bırakmazdılar.

Titreyen vucüdumun, dönen başımın, bulanan midemin ve kesik kesik aldığım tüm nefesin sorumlusuydu bu adam.

İlk başlarda kalbimde tatlı bir titreme yaratırken şimdi koca bir depremle altüst ediyordu kalbimi.

Tanrım söylesene ben bunları yaşamak için ne gibi bir kötülük yaptım ki?

'Cidden ağlıyor. Tüh ne yapsak ki?'

Bu cehennemden biran için uzaklaşamaz mıydım? Kimse bana yardım edemez mi?

Bayılmak istemiyorum.

Daha fazla acı istemiyorum.

Daha fazla bu adamı sevmek istemiyorum.

Daha fazla bu zorbalığı yaşamak istemiyorum.

Ve ben hayatı seven, hayalleri olan Han jisung; daha fazla yaşamak istemiyorum.

'Bayılacak mısın?'

Lütfen birisi beni bu cehennem asansöründen çıkarsın..

Deli gibi titreyen kalbim artık durmak istiyordu, gözlerim kendiliğinden kapanırken ve bedenime ağırlık binerken, işte ilk defa onu görmüştüm; Lee minho.

Biliyorum çok aptalca ama o adam benim kahramanımdı ve o günün ardından geçen yıllardan sonra anladım ki; Park jihoon benim için başı boş gereksiz bir hoşlantıdan ibaretmiş aslında.

'Ondan uzak dur jihoon.'

Tanrı sesimi duymuştu, bana insan bedeninde bir koruyucu melekten daha fazlasını göndermişti.

Şükürler olsun tanrım..

Düşen bedenimin sert zeminin aksine, yumuşak kollarla buluştuğunu anlamıştım bilincim kapanmadan önce.

Kim bilebilirdi ki bundan sonra ki hayatımda bu kolların sahibine ait olabileceğimi?

𝐏𝐄𝐋𝐓𝐄𝐊 ‖ 𝐌İ𝐍𝐒𝐔𝐍𝐆 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin