1

664 12 2
                                    

Steve Rogers

⚠️ Uyarı: Sen Peter Parker'ın ablasısın ve italyada okuduğun için onu çok göremiyorsun.

⚠️ Uyarı 2: Tıp okuyorsun ve uzmanlık eğitiminde birinci yılın. 25 yaşındasın.

   Bavulunu alarak taksiden iniyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bavulunu alarak taksiden iniyorsun. Kapının önüne gelince çantandan anahtarın çıkartıp sessizce kapıyı açıyorsun. Saat epeyce geç olduğu için ses çıkartmaman gerekiyor. Salona girdiğinde birkaç şeyin değiştiğini görüyorsun. Yorulduğun için buradaki odana giriyorsun ve hızlıca pijamalarını değiştiriyorsun. Acıktığını hissederek mutfağa gidip kendine bir şeyler hazırlıyorsun. Salona gitmek için adımladığında önüne maskeli bir adam çıkıyor ve elindeki tepsi yere düşüyor. Saniyelik şoku atlatarak çığlık atmak için ağzını açıyorsun ancak maskeli adam elini ağzına götürüp seni susturuyor. Korkudan gözlerin dolarken, maskeli adam boştaki eliyle maskesini indiriyor ve onun Peter olduğunu görüyorsun. Sen neler olduğun anlayamazken Peter bile şaşkın. Peter sana başından gelip geçenleri anlatıyor ve yorgunluktan salonda uyuyakalıyorsunuz.

Sabah May'in geleceğini neden daha önceden söylemedin adlı nutuklarını dinleyerek kahvaltı ediyorsunuz. Daha sonra hazırlanarak Peterle dışarı çıkıyorsunuz. Önce etrafı geziyorsunuz daha sonra sinemaya gidiyorsunuz. Sinemadan çıktıktan sonra acıktığınızda hissedip bir pizzacıya gidiyorsunuz.

Pizzandan bir ısırık alarak konuşuyorsun. "E örümcek çocuk anlat bakayım nasıl gidiyor suçlularla savaşmak?"

"Birincisi örümcek çocuk değil örümcek adam, ikincisi Bay Stark beni tehlikeli görevlere çıkartmamakta inatçı bu yüzden bazen sıkıcı olabiliyor ama genel olarak iyi." O kızgınca konuşmaya çalışırken aslında çok şeker oluyor, bu yüzden yanaklarını ısırasın geliyor ancak kendini dizginliyorsun. Şöyle böyle, zaman geceyi döndürdüğünde sahil kenarında güzel bir patisserie'ye oturuyorsunuz ve Peter'in en sevdiği tatlı olan frambuazlı cheesecake sipariş ediyorsunuz, yanınada buz gibi bir limonata.

Siz güzelce tatlılarınızı yiyorsunuz, ta ki bütün camlar patlayana kadar. Sen şaşkınlıktan donakalırken Peter seni masanın altına çekiyor. Daha sonra bir şeyler söyleyip yanından ayrılıyor ama sen kulağındaki çınlamadan ne dediğini anlamıyorsun.

Bir anda uçurumdan düşer gibi irkiliyorsun ve gözlerini aralıyorsun. Bir hastane odasında olduğunu varsayarak paniklemiyorsun. O sırada Peter içeri giriyor.

"Hey, kendini nasıl hissediyorsun?"diyor.

"Ihhm iyi hissediyorum, sadece boğazım ağrıyor bana su verebilir misin?"diyerek yavaşça yutkunuyorsun. O sırada içeriye May giriyor ve sana yaptığı poğaçaları zorla yediriyor. Daha sonra odaya hemşire giriyor ve panikten bayıldığını, kendini iyi hissettiğinde çıkabileceğini söylüyor.

Yaklaşın on dakika sonra tamtakır odadan çıkıyorsunuz. O sırada gözüne Yenilmezler takılıyor ve sen, gözünü üzerlerinden alamıyorsun. Daha doğrusu Steve Rogers'tan. Yani namı değer Kaptan Amerika. Ah bu hissin ne olduğunu sen bilmiyor olabilirsin ama çöpçatan Natasha ve yazar biliyor. Kızım sen aşık oluyorsun.

Son

385 kelime

Aslında baya az olmuş ama ikinci bölüme bunu telafi adeceğim. Şimdilik elimden bu kadarı geldi.

Görüşmek üzere, kendinize iyi bakın. 🍯🍭

Hayal Et AvengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin