"Hitoka-sama, mektubunuz var."
Hizmetlinin bana seslenmesi ile koşarak yanına ulaştım. "Dikkat edin Hitoka-sama. Bir yeriniz incinmesin."
Kocaman gülümseyerek hizmetlinin elinde duran ince ve uzun kutuyu aldım. "İçeri kimse girmesin."
Hizmetli başını aşağı yukarı salladıktan sonra selam vererek odamdan çıktı. Odamın terasına yönelirken bir yandan kutuyu açmaya çalışıyordum. Sandalyeye oturdum ve yuvarlanmış kağıtların üstündeki ince kırmızı ipi çekiştirerek kağıtları açtım.
"Ah, benim biricik sevgilim... Yine sayfalar dolusu yazmış." Kendi kendime mırıldanıp yüzümdeki gülümseyi iyice büyüttüm. İlk sayfayı elime aldım ve okumaya başladım.
'Sevgilim, Hitoka'm, Ayçiçeğim...
İnan sana böyle bir mektup yazmaya içim asla izin vermedi ama mecbur yazmak zorundayım.
Hitoka'm, prensesim... Babam, yani Miyagi'nin kralı, mektuplarınızı buldu. Bulur bulmaz ağır bir cezaya çarptırıldım. Daha sonra ise prens olan ağabeylerim öğrendi.
Şu an bile ellerim titreyerek, vücudumdaki yaraların acısını boş vererek her şeyim ile sana yazıyorum bu mektubu. Hitoka, lütfen beni affet. Canımın acısını bir tek senin o güzel yüzün, o derin bal gözlerindeki bakışların, o güzel kokun dindirebilir.
Yanına gelip her şeyi ama her şeyi daha detaylı anlatmak, sana sarılmak, öpmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdım.
Sadece hazır olmanın beni ne kadar üzdüğünü bilemezsin. Aylardır sizi göremiyorum, kokunuz, o pembe narin dudaklarınız... Ruhunuza kadar özledim sizi Hitoka-sama.
Ah, Hitoka'm... Biz bunların hiçbirini hak etmedik.'
2. kağıdı elime alırken gülümsemem çoktan solmuş ellerim titriyor, gözlerim doluyordu. Alt dudağımı ısırarak okumaya devam ettim.
'Sizin sayenizde yaşamı bulmuş ben, koca saray içinde kafese kapatılmış bir bülbül gibi hayattan koptum prensesim. Siz yoksanız benim yaşamam... Ben sizsiz nefes alamam Hitoka-sama. Ölürüm, ölürüm, ölürüm. Yaşayan bir ölü olurum. Sizden başka kimse anlayamaz bunu.
Beni dertlerimden, hayattan kopukluğumdan, karanlığın içindeki hapsoluşumdan siz kurtardınız. Size hayatımı adadım, kalbimi açtım, güzel aşkınızı kabul ettim. Herkesi aşık edebilecek gülümsemenizi hafızama kazıdım. Kazıdım ki eğer bir gün olurda ayrı düşersek sizin için yaşayabilmek, hayata tutunmak istedim.
Ama bunu da elimden almak istediler...
İnanın bana... Kralım mektuplarınızı bana gönderdiğiniz hediyeleri nasıl buldu hiçbir fikrim yok. Sizi de hiçbir şekilde suçlamıyorum. Lütfen beni yanlış anlamayın.
Göz yaşlarım akmaya devam ediyor, durmuyor prensesim. Ne yapmalıyım? Anca sizinle diner bu göz yaşları. Sizin güzel ellerinizin gözlerimdeki yaşları silmeye ihtiyacım var Hitoka-sama.
Canım yanıyor... Yansın. Canı yanacak olan varsa yine ben olurdum. Sizin canınızın yanmasını nasıl göze alabilirim ben? Nasıl? O narin vücudunuzda morlukları, acı içinde atacağınız çığlıkları... Hepsini, bütün yükü ben çekerim Hitoka-sama. Sizin canınız yanmasın yeter ki. Yeter ki gülün, sıcak gülümsemenizi herkese gösterin. Ağlamanızı değil.'
3. sayfaya geçtiğimde göz yaşlarım durmaksızın akıyordu. Kendimi tutamıyor, göğsümdeki acının beni ele geçirmesine izin veriyordum.
'Bu hayat, bize karşı çok acımasızdı Hitoka-sama. Hiçbir zaman birlikte olmamızı istemedi. Herkese göz yumdu, bize sırtını çevirdi. Tıpkı bizim aşkımızı istemeyen o insanlar gibi...
Boğuluyorum prensesim. Sizin yokluğunuzda dibe çakılıyorum. Yüzeye nasıl çıkacağını bilmeyen bir köpek gibiyim. En karanlık zindanlarda boynuna ip geçirilmiş bir mahkumum ben prensesim.
Sizi o kadar çok seviyorum ki... Bu kağıt parçaları sevgimi anlatmaya yetmez. Size olan sevgim asla bitmeyecek. Tanrı'ya yalvarıyorum, sizin sevginiz de bitmez umarım. Bitmeyeceğini biliyorum, yine de bu olaylardan sonra bana bakış açınız değişir mi? Bilemiyorum. Sadece beni sevin prensesim. Sadece ben olayım. Hayatınızın merkezinde sadece ben...
Siz yoksanız her şey değersiz, karanlık, ölü. Ben ölüyüm prensesim. Ben ölüyüm...
Bana verdiğiniz hediyelerin hepsini yaktılar prensesim. Gözlerimin önünde. Hepsine yalvardım, bağırdım, ağladım. Kimse beni dinlemedi. Kokunuzun sindiği mendilinizi, hayat verdiğiniz güzel çiçekleri, takmayı çok sevdiğimiz aşık yüzüklerimizi... Hepsini ama hepsini... Değersiz birer parçaymış gibi attılar alevin içine.
Ölüyorum Hitoka'm. Kaçıncı defa söyleyeceğim bunu? Bilmiyorum. Kralım ve prenslerim anlamak istemiyor. Beni evlendirmek istiyorlar prensesim... Napacağım? Ben sizden başkasını istemiyorum.'
Elimi sol göğsüme koyup kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Nefes alamıyor, boğuluyor gibiydim. Hıçkırıklarım kesilmezken...
Ah, benim güzel sevgilim... Keşke, keşke yanında olabilseydim de acılarını paylaşabilseydim. Keşke hepsine haddini bildirebilseydim... Kim benim hayatımın anlamının canını yakabilirdi böyle? Miyagi Kralı'na dinmeyen öfkemle 4. sayfayı elime aldım.
'Bütün yaşadıklarımız yaşanmayı hak etti. Bütün sevgi sözcüklerimiz ağızlarımızdan çıkmayı hak etti. Birbirimize dokunuşlarımız... Hepsi... Hiçbiri hata değildi. Ben sizinim Hitoka-sama. Her daim de öyle kalacağım. Lütfen, evliliğimi bozacak bir şey yapmayın. Sizin canınızın yanmasını hiçbir şekilde istemem prensesim. Acılarımızı üstüme almaya hazırım.
Belki başka bir hayatta, belki sonraki hayatta birbirimize kavuşuruz. Belki, belki bize karşı çıkacak insanlar olmaz prensesim. Kimse bize karışamaz. Ne güzel olurdu değil mi?
Bu yüzden umudunuzu kaybetmeyin. Ben kaybetmiyorum. Çünkü sizinle tekrar kavuşacağımıza ve aşkımızı doya doya yaşayacağımıza inanıyorum. Siz de inanın. Benden vazgeçmeyin, bizden vazgeçmeyin.
Bu size son mektubum prensesim. Bundan sonra geriye sadece özlem kalacak. Bir de şehvetle büyüyen aşkım...
Siz de bana mektup yazmayın. Kralı'm görürse veyahut prenslerim... Size olacakları düşünemiyorum. Lütfen bu konuda beni dinleyin.
Kendinize zarar verirseniz ömrüm hayatım boyunca size küs kalır, küs ölürüm prensesim. Bunu da yapmayın kendinize. Hayatınızı doya doya yaşayın, içinizde benim sevgimi bulundurarak...
Unutmayın, bu bir veda değil. Her şeyin başlangıcı.
Sizi çok seven Miyagi Prensesi, Kiyoko Shimuzu.'
Acı dolu çığlıklar atarken içeri giren hizmetlileri görmüştüm en son. Gözlerim kararırken aklımda ve kalbimde sadece Shimizu vardı...
---
Merhabaaaa
Kiyoko x Yachi shipini o kadar çok seviyorum ki size anlatamam ya. Mükemmel değiller mi? Bence de öyleler.
One-shot olduğu için devamı gelmeyecek. Pek içime sinmedi ama yine de paylaşacağım. Umarım beğenirsinizzz
-Nori