Hay Allah! Nereye koymuştum ki şu lanet olası gözlüğü! En son kafama vurdum ve yatağın altından güzel güneş gözlüğümü aldım.
"Oh be!" Diye bağırdım kendime ve aynanın karşısına geçtim. Giydiğim kırmızı eteğin üzerine attığım beyaz gömleğin bir
tarafını eteğin içine, diğer tarafını da boşluğa bırakmıştım. Gözlüğü de saçlarıma geçirdim ve aynadan kendime öpücük attım."Çok güzelim ya!" Dedim egoist sesimle. Aşağıdan bir ses duydum.
"Kalkamdın mı hâlâ Karol?!" Annemin sesiydi bu. Hemen beyaz sırt çantamı kaptım ve büyük villamızın alt katına koştum.
"Kalktım kraliçem kalktım!" Dedim ve yanağına bir öpücük bıraktım. O ise beni itekledi.
"Dün gece neredeydin?" Diye sordu şüpheyle. Kankam Michael ile sabahlara kadar barda takıldığımızı anneme söylemenin yolunu düşündüm.
"Michael'le birlikteydim. Onun evinde takıldık. Video oyunu, ünlü çekiştirmesi, post ve story falan da attık." Kaşlarını çattı.
"Emin misin?" Birşey biliyormuş gibi bir sesi vardı ama sonuna kadar sıyrılmayı deneyecektim.
"Emin değilim, Karol'um." Dedim ve masadan bir tane çilek attım ağzıma.
"Aç değilim ben. Görüşürüz." Dedim ve çantamı sırtıma atıp evden çıktım. Şoför beni üniversitenin önüne bıraktığı zaman indim ve insanlara bir bakış attım.
Buradaki herkes zengindi açıkçası. Çünkü aşırı pahalı bir okuldu. Ama nedense, her zaman onları kendimden küçük gördüm. Sadece Michael ayrı olmuştu benim için. O da çocukluk arkadaşım olduğu için. Sahi o neredeydi? Etrafı süzdüm ve bir kız topluluğu olduğunu gördüm. Büyük ihtimalle benim Mike'm ile fotoğraf çekilmek içindi.
Hemen aralarına girdim ve Michael'ın koluna girdim."Sakin kızlar. Sadece bir tane Michael var."
"İyi ki geldin, yerdi bunlar beni." Dedi Michael yavru köpek bakışlarıyla. Ona göz kırpıp sürüklemeye başladım.
"Daha sonra çekersiniz." Dedim ve Michael'ın kucağına atladım.
"Beni sınıfa böyle götürmeni istiyorum." Kahkaha attı.
"Sen bilirsin benim deli arkadaşım." Dedi ve koşmaya başladı. Bense kahkaha atıyordum. Kimse bunu garipsemiyordu. İlk başlarda bizi sevgili sanmışlardı, ama daha sonra Michael'ın da benim de birkaç ilişkimiz olduğunda anlamışlardı çok yakın olduğumuzu.
Sınıfa geldiğimizde beni sıraya oturttu.
"Servisimizden memnun kaldınız mı Bayan Sevilla?" Diye sordu o da yanımdaki yerini alırken.
"Hem de çok!" Dedim memnuniyetle. İçeri yavaş yavaş dolarken biz yine ünlüleri stolklamakla uğraşıyorduk.
"Şu Emilio'yu anlamıyorum. Babasına mavi tik satın aldırmış." Dedi Michael kaşlarını çatarak. Benim ex...
"Boşversene. Herkes bir sen bir de ben değil." Bizim bir youtube kanalımız vardı ve 8 milyon takipçiye sahipti. İnstagram'da da içerik üretici olarak mavi tikliydi hesaplarımız. Kanalımızın hesabı ortaktı ve ikimizin de telefonunda vardı. Ben "Dedikodu Kral ve Kraliçesi" adlı kanalımızın hesabına giriş yaptım ve Michael'ın omuzuna bir tane vurdum.
"Hadi, insanlar selfie bekliyor." Dedim ve ikimiz de kameraya sırıttık. Altına şu notu düştüm.
"Yeni yeni dedikodular bu çarşamba kanalımızda!"
Paylaştım. Daha sonra bir ses duyduk.
"Eğer gereksiz işiniz bittiyse artık derse geçelim." Bu sesi tanımıyordum. Kafamı kaldırdığımda bronz tenli, açık kahve hafif kıvırcık saçlı, siyahımsı kahverengi gözlü bir adam ile karşılaştım. Öğretmen yerinde duruyordu ve bizi izliyordu.
"Adamı kes! Taş bu yaa!" Dedi Valentina. O da arkadaşımızdı. Ben ise gözlerimi adamdan alamamıştım o ara. Bir an için böyle bir sevgilim olsa ne güzel olur diye düşünüyordum.
"Ne oldu Karol?" Dedi Michael muzipçe.
"Y-Yok birşey." Kekeleme faslım da bittikten sonra telefonumu sessize aldım.
"Ben Ruggero Pasquarelli. Bundan sonra matematik derslerinize ben rehberlik edeceğim. Tanışmakla başlayalım."
"Ama..." arkadan Candelaria Molfese'nin sesi duyuldu.
"... ismimizi nasıl aklınızda tutacaksınız Profesör?" Diye sordu saçıyla oynayarak. Harika, onunla da yatacaktı. Hepsiyle yaptığı gibi.
"İsim hafızam çok kuvvetlidir Bayan..."
"Candelaria. Ama siz de herkes gibi bana Cande diyebilirsiniz. Babam ünlü bir fabrikatör." Demişti yine aynı şekilde.
"Peki Cande." Dedi aynı resmi duruşuyla. Teker teker herkesle tanıştıktan sonra kolkola duran ben ve Michael'a sıra geldi.
"Önce sen esmer çocuk." Demişti.
"Ben Michael Ronda." Diye omuz silkti.
"Herkes bana Mike der. Ya da Dedikodu Erkeği." Diye ekledi sonuna gülerek. Herkes kıkırdamıştı. Profesör ise sadece gülümsedi.
"Ailem de ticaret işinde."
"Peki Mike. Sıra sende zümrüt gözlü." Diye koyu kahveliklerini bana çevirdi. Güldüm.
"Yalnız benim gözlerim donuk yeşil Profesör."
"Dikkat etmedim. Artık ismini öğrenebilir miyim?"
"Karol ben. Karol Sevilla. Annem de babam da doktor." Eliyle çenesini sıvazladı. Sonra gözleri bizim birbirine dolaşmış kollarımıza gitti.
"Siz sevgili misiniz?"
"Adam hızlı çıktı." Diye fısıldadı Michael. Dirseğimi karnına geçirince acıyla inledi ve sustu.
"Hayır. Çok ama çok yakın arkadaşız." Şeklinde açıkladım. Daha sonra zil çaldı.
"Sonraki ders artık birşeyler yaparız." Diyerek çıktı. Bense arkasından bakakalmıştım.
"Karolita ne oluyor?" Demişti Michael.
"Bilmiyorum Mike. Ama bu adam çok seksi..." demiştim kendime şaşarak. Kıkırdadı.
"Onu Cande de farketmiş." Dediğinde kaskatı kesildim. Sonra karnına bir tane daha geçirdim.
"Tamam ya tamam! Sustum."
●●●
Huu yepyeni bir kurgu.
BAKIN BUNU PEDOFİLİ OLARAK ALGILAMAYIN Kİ ÇOĞUMUZ BİLİRİZ PEDOFİLİNİN NASIL BİR BOK OLDUĞUNU. AYRICA ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ İLİŞKİSİNİ ORTAOKUL YA DA İLK OKULDA KİMSE GİBİ BEN DE ONAYLAMIYORUM ÇÜNKÜ PEDOFİLİYE GİRİYOR. AMA ÜNERSİTE HOCASIYLA EVLENEN BİR ÇOK İNSAN VAR VE ARALARINDA 8 YAŞ VAR.
Neyse umarım bu uyarıdan sonra linç falan yemem.
Sizi seviyorummm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matematiksel Olarak Aşk
FanficMafya ve mağdur aşkı var. Üvey baba ve kızı aşkı var. Çalışan ve patron aşkı da var. Peki, neden üniversitede profesör ve öğrenci aşkı olmasın? ~ 22 yaşında, üniversiteli güzeller güzeli Karol. 30 yaşında, başarılı, ödüllü, karizmatik matematik pro...