Tek başıma

41 1 0
                                    

Kendimde değildim. Sarsılmış,tükenmiş,ne yapacağımı bilmez bir haldeydim. Kendimi uçurumun son noktasında gibi çaresiz ve yalnız hissediyordum. Hayatta ne olacağı belli belirsiz. Biz gelecek için hayaller kuruyoruz.. Gerçekleşiyo yada gerçekleşmiyo. Yarın hayatta olup olmayacağımız belliymiş gibi. Herkesin küçükken masallar gibi düşleri vardır. Kimisi peridir kimisi bir kahraman. Kağıtlara annemizi , babamızı ailemizi çizerdik. Boyardık. Bu annem diye gösterirdik birilerine. Ama şimdi o tabloyu çizmem. Çizemem.. Çizsem bile herkes farklı yerlerde olur. Böyle de anlamı olmaz. Neden mi sarsıldım? Mutlu bir ailem olamadığı için.
。。。。。。
Güneşin ışıkları ilk benim odama girdi. Alarmımı durdurmaya çalışmaya bile üşeniyordum. Çalıyor da çalıyor. Kardeşim ahşap zeminden çıkan seslerle odama gelip alarmı neden kapamıyorsun dedi. Ben ise uykusuzluktan cevap veremedim. Gözümü zor açtım.
- hadi kalk artık abla. Annem babam kahvaltıya çağrıyor seni.dedi
Şaşırmıştım. Çünkü annem ve babam dedi. O sırada
- Emmaa hadi gel tatlım aşağıya! En sevdiğin sosislerden var.dedi annem

Artık o bile umrumda değildi.
-Eric canım sen git aşağıya ben giyinip geliyorum dedim
Eric gözlerini devirerek peki dedi.
Bende bugün morelim yüksek olsun diye; süslü,kokoş bişi olmak istedim. Giydim en sevdiğim giysileri ve aşağıya o uzun merdivenden indim. Ve karşıma içinde her şeyi olan bi kahvaltı masası.
-tanrı aşkına,bugün bayram değil bişi değil ,ne oldu da bunları hazırladınız.dedim. Normalde kahvaltıda peynir zeytin den başka bir şey olmazda.
。2 saat sonra 。
Patlayacak gibiydim sanki. Kilo alıcam.net Annem Emma bir gelir misin dedi. Bir şeyler seziyor gibiydim. Salonda ciddi ciddi oturuşlar falan. Aralarında öksürmeler. Fısıldamalar.. Evet evet anlamıştım bu bi ayrılık konuşmasıydı.
-Emma bunu sana ve kardeşine nasıl söyleyeceğiz bilmiyoruz ama zamanın geldiğini düşünüyoruz. Annenle en iyi karar olduğunu düşünüyoruz. Biz ayrılıyoruz.dedi babam.
Ben ise hızlı adımlarla odama çıktım ve kilitledim. BENİ DÜŞÜNEN YOK Kİ diye bağırdım. Daha 18 yaşında olmama rağmen beni bu olayı yaşattılar daha ne olabilir ki ? Küçükken arkadaşlarım annen mi baban mı diye sorunca lafı değiştiriyodum. Ama şimdi nasıl değiştirebilirim? Karar vermek bana kalınca nasıl konuşabilirim? Çaresizliğimi onlara nasıl yansıtabilirim? Yatağımda sessizce ağlarken,kafamı kaldırıp aynaya baktım. O ben değildim. Saçlar kabarık, şimdiden ağlamaktan gözlerim mosmor olmuştu. Kafamı tekrar yastığa koyup uyuya kalmışım.
。15 dk sonra 。
Tık tık sesinden sonra gir dedim. Babam yanıma oturdu. Ağladığımı gördü ve bana sıkı sıkı sarıldı. Ben de öyle bi sarıldım ki sanki içimden geçenlerin hepsini sessizce ona bi şekilde anlattım.
-seni anlıyorum tatlım. Ama tek biz evliliği değil annenle aramızda ki ilişkiden çok Ericle seni düşünüyoruz.dedi
-anladım da peki ben? Napıcam? Kiminle,nerde,kimi özleyerek geçicek koskoca hayatım? Dedim
Babam susarak cevap verdi sanki bana.
-Eric? Dedim
-ona bu konu hakkında bişi söylememeye çalışıcaz. Şimdilik sen de bir şey söyleme olur mu?dedi
Bende kafamı salladım.
Babam aşağıya inmek için kalkarken
-bu arada eğer anneni seçersen İtalya da eski hayatına geri dönücek. Sakın acele davranma. Işığı söndüreyim mi dedi son olarak. Kafamı salladım ve kafamı yastığa gömdüm. Şimdi kimi seçicem? İtalya söz konusu. Annemi seçsem babamı, babamı seçsem annemi düşünücem devamlı. Hele Eric daha 8 yaşında olan bi çocuğa bunu nasıl yaşatıp,nasıl söyleyecekler?
Merhaba arkadaşlar umarım beğenmişsinizdir. Bu daha ilk yazım. 💁 eleştirilere de açığım ister kötü ister güzel düşüncelerinizi bekliyorum. Sizin düşüncelerinize göre devam edicem. TEŞEKKÜRLER :)

Okula gitmedim. Sadece karne gününde gidicektim. Zaten yaz tatiline son 4 giin..Her neyse normalde okula gitmeyen bir öğrenci mutlu olmalı.. Ben ise pazartesi sendromundan kurtulmuş birine göre aşırı sakindim. Saat 12.15 televizyonu açtım. Her kanalda evlenme programı. Yok Hatice teyze yok şuna şuna talip. İşin en kötüsü bunları gördükten sonra aklıma evlilik-aşk-okul-kumral- ve son olarakta Mert geldi.. Bu karışıkların içinde içinde onu unuttum. Ama annem ve babam konusu bana daha çok koyuyor. Ama sanırım annem daha ağır basıyor. Mutfağa gittim. Dolapları karıştırdım. Birkaç tabak,kase. Atıştırmalık yiyecekler. (diet) Meyve suyu. Asitlilere artık karşıyım. Kilo almaktan başka bişeye yaramıyo. Bir de stres üzerine hiç çekilmez. Her neyse salona geçtim. O berbat kanalı değiştirdim. Belgesel severim. Aslanlar,kaplanlar falan vahşi hayat..
-yarım saat sonra-
Hava kararmıştı. Işıklarımızı açtım. En sevdiğim mavi kulaklıklarımın düğümünü açıp taktım kulaklarıma. Sonra beni dinlendiricek,eğlendirecek bir şarkı açtım. Ve BİRDENN.. Televizyon,ışıklarla beraber kapandı. Açıkçası korktum. Kapkaranlıktı. Allahtan telefonum var dedim ama boşuna.. Şansızlığın bu kadarı.Şarjı bitmişti.. Ee ne yapıcaktım? Mumların yeri annemin ' güya biz evlenince kullanıcağımız bardakların olduğu gizli dolapta' :D önümü görsem iyi hareket etmemeye çalışırken pat diye yere düştüm. Yanımda olan, sanırım koltuğun bacaklarına tutunarak ayağa kalktım. Ama maalesef mumları bulamadım. Olduğum yerde annemin veya babamın gelmesini bekledim. Onlar gelene kadar yan odadan bi ses geldi. Korktum doğru hatta feci. Sonra aynı ses kapımızdan geldi. Zil çaldı. Ama nasıl korktum nasıl. Kalbim kaç atıyordur kim bilir. Kapının kulbunu bi şekilde buldum ve açtım. Etraf yine karanlıktı. Apartmanın koridorlarının ışığı da yoktu ki.
-pardon rahatsız ediyorum. diye bir ses geldi ve karşımda olan kişi fenerini de tam yüzüme tutmuştu.
-kimsiniz göremiyorum dedim.
Işığını yüzüne tuttu. Hala tanıyamadım ama korkum azalmıştı.
-ben yan komşunuz. Yeni taşındık. Böyle bir anda gelmek istemezdim ama.dedi
Çocuk garip konuşuyodu.
-önemli değil dedim
-mumunuz var mı ? Dedi nedensizce gülerek
-açıkçası gıcık olmuştum. Ve o sinirle
-sizce var gibi gözüküyor mu? Evimde her hangi bir ışık bir mum görebiliyor musunuz? dedim
-ozamaaaan.. dedi
-?
Çocuk cebinden küçük küçük mumlar çıkardı.
-alın ozaman bunlar sizin işinize yarar dedi hafif bir artitlik bir gülüşle önümden kayboldu.
Yandan kapı sesi geldi anladım ki evine gitti. Peki bunu neden yaptı. Aslında sevmiştim. Ama tipini de görseydim iyiydi. Tatlı birine benziyordu. Anlamış değilim ama morelim yerine gelmişti. Kapıyı kapadıktan sonra mutfağa bir şekilde gidip çakmakla mumları yaktım. Salona koydum. Mutlu olmuştum. Birkaç dakika sonra kapı açıldı annem ve babam ellerinde poşetlerle geldi. Annem yanıma gelip
- Melodi bunları nerden buldun dedi? Şaşkın bir ifadeyle ( onun dolabı özel ve gizlidir ya ondan aldığımı düşündü)
Bende
-ben bulurum dedim. Gülümsedim. Öptüm. Sizi çok seviyorum dedim. Ve odama çıktım.. Yatağımda yastığıma sarılıp o gizemli,sürpriz çocuğu düşünüp uyuya kaldım..

KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin