harry: louis~
louis: -donuk bir sesle- efendim
harry: ben özür dilerim
louis: hep özür diliyorsun zaten harry... ama bu hiçbir şeye yaramıyor. telefonu kapatıyorsun ve tekrar arıyorsun. ve her şey anında bitiyor değil mi? hiç sandığın gibi değil harry
harry: ben sadece... bilemiyorun louis sanırım artık bir sene önceki gibi olması gerek her şeyin
louis: beni yine mi bırakacaksın? tek başına
harry: tek değilsin ki louis! emma var. yakında karın olacak kadın
louis: hiçbir şey bilmiyorsun harry~ -hıçkırıklar- beni soktuğun şu hale bak... senin yüzünden kendini tanıyamıyorum!
~telefon kapanır~
-yine ağlıyorum. ama nedeni hala kafamı karıştıryor.