Medya; Renda ve Sibel.
Sesi duymamla arkama dönmem bir oldu. Sinirim taşmışken bu kıza anlayışla yaklaşacak halim yoktu. Bu yüzden harika yumruklarımdan birini suratına oturttum.
"Kız hayranım çoktur.Bana bulaşmayacağını önceden söylemiştim sanırım. Arkadaşın ne halde, sen burada nelerle uğraşıyorsun." Bu itici sesi tanımamak mümkün değil. Sibsib?
"Sibel nerede lan hayvan herif!"
''Şş. Sakin ol biraz güzelim. Arkadaşın lavaboda ağlıyor. Bundan sonra bana bulaşmaman gerektiğini öğrenmişsindir.'' Volkan'ı iterek koşarak lavobaya girdim. Sibel'i gördüğümde gözlerim irileşti. Saçları dağılmış, makyajı akmış bir şekilde ağlıyordu.
''Onu öldüreceğim! Ne yaptılar sana Sibel?''
''Sen Volkan'la konuşurken 3-4 tane kız kolumdan çekiştirdi. Aptal çocukla tartışmaya girdiğinden beni duymadın. Renda senden tek ricam, artık o çocukla tek kelime konuşma lütfen. Daha ilk günden yaşadıklarımıza bak. Ben kaldıramam bunları. Sen güçlüsün ama ben değilim. Sana da bir şey yaparsa dayanamam.'' Gözlerim dolmuştu. Kafamı sallayarak Sibel'i yerden kaldırdım.
''Şimdi. Ben bu gece sizde kalıyorum. Ama eve bu halde gidemeyiz. Yüzünü yıka ve kendine gel. Sabah birlikte yine okula gideceğiz.''
''Tamam.'' Sibel elini yüzünü yıkarken telefonumu cebimden çıkardım. OHA. 16 cevapsız çağrı, 7 yeni mesaj. Ve bilin bakalın kimden? Annem. Şuan konuşamayacağımdan kısa bir mesaj çektim ve telefonu kapadım.
Kime; Mom.
Evet biliyorum eve 1 saat önceden gelmem gerekirdi. Saat 22.00' da Cafe'den çıktım zaten anneciğiim:)):) Sibel çok hasta, bugün onlarda kalacağım. Beni merak etmeyin. Öptüm.
Annemlere Cafede çalıştığımı söylemeseydim şuan hiç iyi şeyler olmayabilirdi. Kendimi içimden alkışladıktan sonra Sibel hazırım bakışı attı ve lavobadan çıktık.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
''Oha. Ne giyeceğim ben? Formalarım evde.'' Dün gece Sibel de kaldığım için formalarım evde kalmıştı tabii.
''Kızım özel okulda okuyoruz. Giy benim dolabımdan bir şeyler.'' Bugün Sibsible rolleri değişmiş gibiyiz. Sibel ailemden sonra tek varlığım gibi bir şey. Sevgimi fazla gösteremem ama o hep anlar. Ve en sevdiğim şey ise, hiçbir şey olmamış gibi yola devam etmemiz.
''Bana bak bu kotu giydiğim için fazla tantana yapma sonra.''
''Giy. Sonra sorarım hesabını.''
''Ah, canım ya. Senin kıyafetin benim kıyafetim. Benim kıyafetim yine benim kıyafetim. Seni seviyorum.'' Sibel bu lafıma sadece gülmekle yetindi ve evden çıktık.
Okula girdiğimizde benden başka forması olmayan kişileri gördüğümde içim rahatladı. Göze batmazdım en azından. Sınıfa yaklaştığımızda Sibel fısıldayarak konuşmaya başladı.
''Ya ben Ayberk'ten hoşlanmaya başlamıştım. Ama artık hepsinden nefret ediyorum.''
''Etmelisin zaten. Manyağın teki hepsi. Hem ne kadar saçma di mi? Tüm hayatımız boyunca, mükemmel bir adamın gelip ayaklarımızı yerden kesmesini bekliyoruz. Bil bakalım ne oluyor? Gelmiyor.''
''Haklısın. Umudu kestim zaten, şu an tek düşündüğüm şey gireceğimiz sınav. Başka bir şey istemiyorum gerçekten.'' Kafamı sallayarak Sibel'i onayladığım da sınıfa girdik. 3'lünün olduğu sıraya bakmadan yerimize oturduk ve hocayı bekledik.
''Çocuklar, okulumuzda dans kursu açılıyor. Bir süre çalıştıktan sonra okullar arası yarışmalar olacak. Katılmak isteyen?''
Dikkatimi derse verecek bir şey bulmuştum sonunda. Hayatımda en sevdiğim şey danstı. Bir çok şeyi bununla unutuyordum. Heyecanla parmağımı kaldırdığımda Barda olan sürtüklerden birinin bizim sınıfımızda olduğunu farkettim ve konuşmaya başladı.
''Ciddi misin? Sen anca düğünlerde Ankaralı Namık oynarsın tatlım.'' Kime bulaşıyordu bu? Volkan'a döndüğünde arkadaşlarıyla birlikte güldüğünü farkettim.
''Ah, tatlım.'' Tatlımı bastırarak söylemiştim ve hocaya aldırmadan konuştum. ''Senin gibi Barlar da striptiz yapmamı mı isterdin?'' Adını bilmediğim sürtük sinirden kızardığında benim rahatlığım onu daha da kudurtmuştu. Tek kaşımı kaldırıp gülümseyerek önüme döndüm. Hoca sesini bile çıkarmamıştı. Bu nasıl okul lan tövbe. Benim dışımda bir kaç kişi de el kaldırınca hoca konuşmaya devam etti.
''Güzel. Katılmak isteyenler çıkışta benim yanıma gelip adını yazdırabilir.'' Dedikten sonra derse başladı. Üzerimde bir çift göz hissettiğimde Volkan'ın bana baktığını gördüm. Amacın ne çocuk? Tamam çok tatlısın ama seninle işim olmaz. Az önce ne dedim ben? Tatlı falan değilsin. Ne var bakışı attığımda önüne döndü. İşte böyle.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
''Kızım manyak mısın sen? Hergün benimle Bar'a mı geleceksin? Aileler çakıcak artık durumu. Bir şey olmayacak gerçekten hadi.'' Sibel yine gelmek için diretiyordu. Dün gece başına gelenlerden sonra onu yanımda götüremezdim.
''Tamam ama yarın gece geleceğim ona göre. Her dakika bana mesaj atıyorsun yoksa seni öldürürüm.''
''Tamam.''
Bar'a geldiğimde etrafa kısa bir bakış attım. Volkan görünmüyordu. Bu gece sorunsuz olacaktı anlaşılan. Etrafta eğlenen insanları gördüğümde iç geçirdim. Servis yaparken bile gözlerimi ayıramıyordum. Ne kadar sorunsuz görünüyorlardı. Keşke bende böyle olabilseydim.
Kime; Sibsib
Her şey yolunda. Volkan'ı veya arkadaşlarını bu gece hiç görmedim. Sürtükleri de görmedim. Birazdan Bar'dan ayrılacağım ve derin bir uyku çekeceğim. Yarın görüşürüz.
Kimden; Sibsib.
Tamam Rendaların gülü. Görüşürüz yarın. Ygs'ye çalışmayı unutma. İyice kaptırdın kendini. Rolleri falan mı değiştik? See you.
Gülümseyerek telefonu cebime attım ve saat 23.00'ı gösterdiğinde Bar'dan ayrıldım. Burada sevdiğim şeylerden biri ise, bir anlaşmamız vardı. Bir gece 22.00 da, diğer gece, 23.00 da Bar'dan ayrılıyordum. Üstelik Bar'ın taksisiyle eve dönüyordum. Donarak taksiyi beklediğimde bir kol beni kendine çekti.
''Sen benimle geliyorsun.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARMEN
Teen Fiction''Ben olsam ayırmazdım adamı sigarasından. Ben şimdi kimi yakacağım biliyorsun değil mi?''