Sabah
Miran telefonunun çalmasıyla gözlerini açtı. Reyyana baktığında göğüsüne iyice sinmiş uyuduğunu görünce dudakları iki yana doğru kıvrıldı. Reyyanın saçlarına bir öpücük kondurdu ve hala ısrarla çalan telefona yöneldi bir an önce susması için yoksa reyyan uyanacaktı. Biraz doğrulup kimin aradığına bakıp telefonu açtı. "Alo anne" dedi uyku mahmurluğuyla.
"Günaydın oğlum" dedi dilşah. "Günaydın anne" diye karşılık verdi miran. Ardından dilşah konuşmasına devam etti. "Miran, Reyyan kızım ve torunumuda al bize gelin bugün beraber vakit geçiririz. Akşam da ailecek yemek yeriz. Zehralarıda aradım dün akşam, böyle hep beraber güzel bir gün olur" dedi, neşeli bir şekilde. Miran "tamam anne" diyip bir yandan Reyyanın omzunu okşarken diğer yandan saate baktı. Saat henüz 9 du. Ve devam etti "1-2 saate geliriz" dedi. "Tamam yavrum, ama kahvaltı etmeden gelin. Hep birlikte burda ederiz" dedi dilşah. "Tamam annecim görüşürüz o zaman" "görüşürüz yavrum" diye cevapladı dilşah, ardından telefonu kapattılar. Miran telefonu yerine bırakıp karısının yanına sokuldu ve başını boynuna gömüp küçük küçük öpmeye başladı. Reyyan kıpırdandı ama uyanmadı, miran bu sefer sakallarını da sürtüp
öpmeye devam etti. Reyyan uyku sersemi başını eğip miranı engellemeye çalıştı ama miran sakallarını sürtüp öpmeye devam etti. Reyyan gözlerini açmadan miranın boynuna sarılıp gülerek "Miran yapmasana" diyip gülmeye devam etti. Miran Reyyanın her iki göz kapağınada birer öpücük kondurup gülümsedi ve "Niyeymiş o" dedi. "huylanıyorum diyorum ya miran" dedi Reyyan. "Hmm, alıştırayım o zaman" diyip yine sakallarını sürtüp bu sefer koklayarak derin derin öpüyordu "oh" Reyyan gülerek "ya Miran gıdıklanıyorum" diyor ve Mirana daha çok sarılarak durdurmaya çalışıyordu. Miran Reyyanı hızla kucağına alıp ayağa kalktı ve dudağına bir öpücük kondurup banyoya yöneldi...
"Hadi güzelim!" "geliyorumm!" Miran oğluyla beraber kapının önünde bekliyor, Reyyanda Umutun çantasını kontröl ediyordu. "Oh mis kokulum" diyerek öpüyordu miran umutu. Umutsa gülücükler saçıyordu babasına. "Sen babayamı gülüyorsun ha, babayamı gülüyorsun sen" diyip kokusunu içine çekti oğlunun "Kurban olurum ben sana" Reyyansa elinde Umutun çantasıyla inmiş eşsiz manzarasını izliyordu. Miran başını çevirince Reyyanı görmesiyle gülümseyip " Hah bak annede geldi oğlum" diyip Reyyana doğru tamamen döndü ve ellerini kenetleyip bir öpücük kondurdu. Ardından kapıya doğru yöneldi. Kapıyı kilitleyip arabaya önce Reyyanı ve oğlunu bindirip ardından kendide binmişti. Arabayı çalıştırıp yola koyuldular...
Miran arabayı kapının önünde durdurup önce kendi inip ardından Reyyanın kapısını açıp Umutu kucağına almış Reyyanda arabadan indikten sonra kapıyı kapatıp Reyyanın elini tutmuştu. Korumalar kapıyı açtığında dilşah hemen yanlarına gelmişti. "Hoş geldiniz yavrum" diyip sarılmıştı ikisinede. "Hoşbulduk dilşah anne" diyip gülümseyerek karşılık vermişti Reyyanda. "Babaannesinin kuzusu sen bizemi geldin ha" diyerek kucağına almıştı Umutu Dilşah. "Hadi yavrum geçin içeri kapıda kalmayın" beraber içeri geçtiler avluda onları Mehmet karşılamıştı "hoş geldiniz çocuklar" "hoş bulduk baba "demiş ve ikiside mehmetin elini öptükten sonra sarılmışlardı "nasılsın kızım" "iyiyim baba sağolun siz nasılsınız" diyip gülümseyerek karşılık vermişti Reyyan. "Sağol kızım bizde iyiyiz, geçin oturun" hep beraber avludaki koltuğa oturdular. Reyyanla miran yan yana dilşah reyyanın yanındaki koltukta mehmetde miranın yanındaki koltukta. Reyyanla dilşah sohbet ederken mehmet de torunuyla oynuyordu. Sonra miran umutu almış babasıyla işle ilgili sohbete dalmıştı "aa çocukları çağırdık kahvaltı etmeye aç açına oturtuyoruz, hadi kalkın sofraya" diyip ayağa kalktı dilşah. Hepsi gülerek kalkarken umut ağlamaya başladı. Reyyan miranın kucağından umutu alıp pışpışlamaya başladı, ama umut hala ağlıyordu "acıktı galiba" dedi reyyan. "Hadi sofraya, hadi" dedi dilşah ve yukarı çıkıp masaya oturdular. Miran önce reyyanın sandalyesini çekip oturttu, ardından kendide oturdu. "Ver umutu bana güzelim, rahat rahat kahvaltını yap sen" diyip umutu kucağına aldı, reyyansa gülümseyerek karşılık verdi.
