ÖZEL BÖLÜM-ÇARESİZLİK

809 22 13
                                    

Bu bölümde gerçekte yaşadığım şeyleri yazacağım. Kendimde bi mazoşiştim. Iyi okumalar.

13 yaşıma kadar kadar herşey çok güzeldi o yaşlardayken herşey hoş ve güzeldi. Her haftasonu amcamgilin eve gidip mangal yakardık tüm aile birleşirdi.

Çok zevkli olurdu yemeklerimizi yedikten sonra etin kemiklerini bi ipe dolardık ve aşağıdan kedi tutardık :D Güzel günlerdi cidden.

Yaşım 15 olmuştu.

Hayatımıza aşk meşk soktular. Bizde birilerini sevmeye başladık bilmiyorum seviliyormuyduk ama seviyorduk onun için dünyaları yakardım o yaşlarda.  Ama şuan kahkaha atıyorum ulan onun için dünyayı değil çakmağımı bile yakmazdım :D

Hala herşey güzel gidiyor.

Yaşım 16 oldu ve artık hayatımın kötü günleri başlıyordu.

Ankarada yaşıyorum. Ve bir gün alışveriş yapmak için Kızılaya gittim.

Baya büyük bi kavga oluyordu. Insanlar çıldırmış gibi birbirine saldırıyordu neydi bu böyle?.

En son gördüğüm bi adam diğer adamın karnına bıçağı soktu önce  aşağı sonra yukarı kesti.

Adamın bağırsakları yere düşmüştü. Ilk başta şok geçirdim. Kafayı yedim sandım ama gerçekti ve gözümün önünde olmuştu.

Ama neden bilmiyorum hoşuma gitti anlamadım kendimden şüphelenmeye başladım.

Zaten annem hep, Benim kan'ı sevdiğimi bilirdi. Bi insana karşı aklımdan geçen işkenceleri, acıları söylenirken hep beni duyardı. Acı çektirmeyi seviyordum.

Okul kapanmıştı. Yaz tatilinde bi işe girip çalışacaktım.

Ve bi pastaneye gittim konuştum kabul etti ertesi gün saat 11 de gel başla dedi. Mutlu oldum içten içe.

Çünkü kendi ayaklarım üzerinde durmayı seviyorum herkes istediğin zaman yanında olmuyor bunun için kendi başının çaresine bakacaksın.

Sabah oldu ustanın dediği gibi 11 de işe varmıştım. Içimde ilk günün heyecanı vardı ve gece yatamamıştım. Ustayla birlikte dükkanı açtık. Bana emir veriyordu. Emir almaya asla gelemem. Onunla iyi anlaşamıyacağımız belli. Yok şurayı temizle yok bunu yap yok şunu yap. Içimden söylendim, Ya ben seni öldürürüm, ya sen beni.

1 HAFTA SONRA...

İşe alışmıştım ve azda olsun ustayla iyi geçiniyorduk.
Mutfağa gidip bulaşıkları yıkadım. Bıçağı yıkarken elimi kesmişti. Ölesiye kanıyordu çığlık attım. Çok acıyordu ama zevk alıyordum. Garipleşmeye başladım. Cidden çok büyük bi zevk alıyordum.

Lanet olsun ki hayatımın en kötü günlerini 17 yaşımda yaşadım ve hala yaşıyorum. 17 yaşındayım.

Canım sürekli kan istiyordu. Anneme söylendim. Anneeee. Kalk hastaneye gidiyoruz. Niye oğlum hayırdır? Anne kan tüpleri çalıcam. Annemin gözü irileşti. Şüphelerim doğru çıkıyor, dedi.
Harbiden doğruydu ya kafayı yemiştim ya da gerçekten öyleydi.

14 şubat günü geldi. Para biriktirdim ve alışverişe gittim. Sevgilim yoktu. Giderken yolda 10 kişi gördüysem 8 i sevgiliydi. Bi yandan saçma geliyor bi yandan da içimde bişeyler karıncalanıyordu.

O gün #ÖzgecanAslan'ı kaybetmiştik. Yastaydık. Çok etkisinde kaldım ve hala etkisindeyim unutmadım. Çoğu unuttu. Ortalığı yakıp yıkanlar şimdi umrunda bile değil. Bizim ülkemiz böyle herşeyi hemen unutuyor.

Eylemlere katıldım o gün bağırdım çağırdım içimdeki şeyleri attım.

Ve artık yorulmuştum avm den kıyafetleri alıp otobüs durağına gittim. Varınca telefonum çaldı.
Mert arıyordu. Açtım telefonu.

Efendim.
Serkan.
Evet?
Lan Emregile saldırmışlar çabuk gel buraya.
Adres ver lan geliyorum.
Dedim ve kapattım telefonu bi an gözüm karardı. Allahtan otobüs geliyordu. Binip hemen gittim.
Vardığımda yerde 3 kişi yatıyodu.
Emre, Atakan, Berk.
Yanlarına gittim koşarak.
Hepsi çıt çıkarmadan yatıyordu. Nabızlarına baktım. Atmıyordu. 3' ünün de atmıyordu. Yerler kan içindeydi. Hepsi ölmüştü.
Gözlerimin önünde ölmüşlerdi.
Delirdim.
Hem Özgecan olayı hem de bu.
Delirmemek elde değil.

Yerden cam parçası bulup kollarımı kesmeye başladım. Ve gözlerimi kapadım. O an sadece acının verdiği hazzı tattım. Keşke bende ölseydim benim canımı da alsalardı diye ağlayarak söyleniyordum.

Eve geçtim. Açtım ama canım bişey yemek istemiyordu. O kadar şey yaşayınca tabi ki istemez. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Ve odama geçtim. Telefon çaldı.
Annem arıyor...
Efendim anne
Oğlum.
Buyur annecim.
Enişten öldü.
Ne diyorsun lan sen? Dalga geçme diye güldüm.
Ne dalgası oğlum öldü cenazesindeyiz akşam gelicez.
Tamam deyip kapattım.
Ulan bir günde 3 koskoca olay hayatımı boka çeviren mazoşiştliğe başlama sebeplerimdi bunlar. Tüm duygularımı kaybetmiştim.

Eniştem kanser hastasıydı.
5. Evredeydi artık Allah'a vermediği bi nefesi kalmıştı onu da verdi. Onun için çok üzüldüm insan sevdiğini kaybedince kendine zor geliyor.
Bi yandan da sevindim.
Çünkü çok acı çekmişti aşırı derecede.

Odaya kapattım kendimi zaten evde kimse yoktu.
Kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başladım. Mutfağa gidip bir jilet bir bıçak bi iki de peçete aldım.
Odaya girdim yatağa uzandım ve kollarımı kesmeye başladım. Ellerimi kestim.
Acıyordu ama bu gün yaşadığım acıları az da olsa unutturuyordu. Çok hoşuma gitti cidden. Böyle kendine zarar veren insanları araştırdım internetten. Çok deli insanlar var ben daha iyiyim dedim sırıttım. Neden gülüyordum ki ?
O kadar şey oldu niye gülüyosun lan mal mısın? Diye söylendim.
Ama elimden bişey gelmiyordu. Acı yüzünden unutuyordum herşeyi. Kendimi çok kesmişim sanırım gözlerimin önü kararıyordu. Bayılabilirdim kan kaybından. Yatak tamamen kandı.
Ben kendimi acıya bıraktım verdiği mutluluk herşeyden güzeldi. Insanlara itici geliyor. Ama bana çok hoş sanki paten sürmüş gibi.
Patenciydim çok severdim sürmeyi proyduk işte :) Bi kaç gün okula gitmedim. Ama bide dersanem var.

Lanet olsun lan yakamı bırakmıyor okulda dersanede.
Annemgil gece gelmişti ama ben bayılmışmıydım uyumuşmuydum bilmiyorum açıkcası.
Sabah uyandığımda kendimi ölü gibi hissettim hiç bi yerim tutmuyordu. O an aynadan kendimi görsem altıma yapabilirdim.
Bi anda yatakta yatarken ağlama tuttu. Neden bilmiyorum durduk yere oldu.
Jileti hep yastıgımın altına korum. Elimi atıp jileti aldıktan sonra kendimi kesmeye başladım. Bu sever zevkine değil çaresizliğine.

Kendi hayatımdan bi kaç şey.
Iyi geceler :)

BİR MAZOŞİŞTİN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin