Selamlar, ben Rose Bright. Sıradan bir hayat yaşayan, sık sık zorbalığa maruz kalan, zayıf, hayattan zerre keyif almayan biriyim. Her zaman "keşke zayıf olmasam" diye düşünürdüm. Sıkıcı bir hayatım var ve büyük ihtimalle cenazem bile sıkıcı olacak. Bunlar eski yaşantıma dair sözlerimdi. Hayatımın gidişatını kökten değiştiren "o" olaydan sonra her şey değişti. Hadi o güne bakalım.
Yine sıradan bir gün. Sabah kalk, hazırlan, tost ve kahve ile kahvaltını yapıp okula git. Her zaman gittiğim yolda bu sefer içimde tuhaf bir his vardı. Bugün oldukça sessizdi ve izleniyor gibiydim. İçimi kemiren huzursuzluk ile beraber adımlarımı hızlandırdım ve okula vardım. Her zamankinden farklı hissediyordum. Başımı yiyip bitiren bir ağrı ile beraber insanların seslerini her duyuşumda daha da sinirim bozuluyordu. Şikayetlerim ile beraber eve erken gitme kararı aldım. Okul idaresinden aldığım kağıt ile eve doğru yürürken ayaklarım sanki benden bağımsız gidiyordu. Her adımımda baş ağrım daha keskinleşiyor, midemi bulandırıyordu. Ve artık buna emindim ki kesinlikle izleniyordum. Artık gücüm kalmamıştı. Ormana giden yolun kenarında, bir ağacın gölgesine, dinlenmek için oturdum. O sırada ağzıma kapatılan bir bezi hissettiğimi hatırlıyorum. Bayılmadan hemen önce. Baygınken bilincim yarı açık halde bazı söylenilenleri duyabiliyordum.X: Onu merkeze mi götürüyoruz?
Y: Evet. Ne olduğunu sen de biliyorsun değil mi?
X: Tabikide. Bu fırsatı kaçıramayız.
Y: Umarım patron da bunu anlayabilir.
X: Onu hafife alma. Gözleri gerçekten çok keskin.
Uyandığımda loş bir ışığın vurduğu karanlık bir odadaydım. Ellerim zincirliydi. Böyle bir yere nasıl gelmiştim. Sıradan bir şaka ve ya zorbalık olduğunu hiç sanmıyorum. Nasıl bir belanın içindeyim?
Gizemli ses: Demek uyandın.
Rose: Sen de kimsin? Benimle ne işiniz var? Kesinlikle yanlış adamı kaçırdınız!
Gizemli ses: Hayır Rose. Tam da aradığımız kişiyi bulduk.
Rose: Bakın, kimsiniz gerçekten bilmiyorum. Ben sadece yalnız yaşayan Bir üniversite öğrencisiyim. Herhangi bir belaya bulaştığımı sanmıyorum. En azından adınızı öğrenebilir miyim? Ayrıca benim adımı nereden biliyorsunuz?
Fred: Adım Fred, Rose. İsimlerimize alışacaksın.
Rose: Bakın Bay Fred çok büyük bir yanlış anlaşılma var. Benim kim olduğumu nasıl biliyorsunuz? Nasıl bir durumun içindeyim?
Fred: Hissettin değil mi?
Rose: Neyi hissettim mi?
Fred: Takip ediliyordun ama bunun zaten farkındaydın. Baş ağrısı ve hastalık semptomları nedeniyle erken ayrıldın. Yolda daha fazla dayanamadın ve bir ağacın altına dinlenmek için oturdun.
Rose: Bütün bunları nasıl biliyorsunuz?
Fred: Eski sıkıcı hayatına veda etme şansın var Rose. Bu seçim senin elinde.
Rose: Ne demeye çalışıyorsunuz?
Fred: Benim çalışanım olmaya ne dersin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katliam günü
General FictionBen Rose. Sizin gibi günlük rutinlerini yapan bir insanım. Daha doğrusu öyleydim. Peşime takılan bir grup sayesinde değiştim. Ve ya kendimi buldum mu demeliydim? Pek çok konuda hayatımdan nefret ederken uğrunda hizmet edebileceğim biri ve beni anla...