Bu şehre geldiğimden beri kendimi çok yalniz hissediyorum. Tüm ilkokul , ortaokul, lise ve üniversite arkadaşlarım evlenmiş. Üstüne üstlük bilmem kaçinci çocuklarına isim ariyorlar.
Benim gibi kalan bir arkadaşım var kirmizi. kırmızı diyorum çünkü çok güçlü bir hatun. Aşkı ve cinselliği de cagristiriyor bu lakap. Bu kırmızının zamanında bir ilişkisi olmuş, adam evlenmiş gitmiş ama bizimki hala aşk acısı çekiyor.
Çoğu zaman onlarin evinde o nane likörünü yudumlarken, şaka tabi votkanin gözüne vururken ben yandaki çerezlerle yetiniyorum.Alkol kullanmayı sevmiyorum. Bi kere tadi kötü. Ama içince Allaaaaaah tutabilene aşk olsun ya çok gülüyorum yada rezalet çikartiyorum.
Yine bir gün evde oturuyorum. Sıkılmış beni çağırdı. Defalarca dısarı çıkıp çıkmayacağımıza hayır cevabını aldıktan sonra günlük kıyafetlerimi giyip ayagima spor pabucumu geçirip soluğu kirmizinin evinde aldim . kapidan girdiğimde gözler zaten kaymıştı.biraz muhabbetten sonra biraz kendine geldi benimki. Ve o bakisi yakaladım. Hayır yaaaa gözlerini kocaman kocaman açmış nolur ya disari cikalim diyordu ne dediysem ikna edemedlm. Gardolabından bulduğum taytla tuniği kombine ettim, altında spor ayakkabisi. Ahhhh ne hoş. O tarz benimciler görse beni bu halde -kuş öldü beybisi- demekle kalmaz o kuşu götüme sokar......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
xxy
Randombunun bir aşk romanı olmasındansa yaşadığım şeylerin ironik yanlarını alıp insanlarda gülümseme bırakmasını tercih ettim.şu an mutlumuyum belki evet belki hayır ama hissettiğim şey garip ; iç sesimin bu yazılarla dış sese dönüşmesi . bu fikir nerden...