Chan geç olduğu için evine gitmişti bende kafeyi kilitledim ve eve doğru yürümeye başladım dışarıda yağmur yağıyordu bu yüzden kafeye dönüp şemsiyemi aldım ve tekrardan kapıyı kilitledim ve yürümeye devam ettim. Yol o kadar kalabalıktı ki önümü göremiyordum , herkes resmen iç içe girmişti bende aralarından sıyrılmaya çalıştım ve eninde sonunda durağa geldim bir kaç dakika otobüsün gelmesini bekledim o sırada telefonuma baktım bir mesaj gelmişti "abine kimin çarptığını biliyorum etrafına bak" korkudan telefonu kapatıp etrafıma baktım. Bir çok kişi vardı etrafımda bebekten tut yaşlıya kadar. Hemen oradan ayrıldım. Korktuğum için Minho'yu aradım ama telefona cevap vermedi belki uyuyo diye düşündüm ve Chan'i aradım. telefon çalmaya devam etti ve ardından telefon açıldı "Chan biri bana bir mesaj attı korkuyorum eve gidene kadar konuşabilir miyiz?" "Tabi ki de lix hatta neredesin şu an seni almaya geliyim eğer korkuyor isen" etrafıma tekrardan bir göz gezdirdim ve yoluma devam ettim "gerek yok seni yormak istemiyorum Chan hatta boş ver sen yorgunsundur telefonu kapatayım" Chan tam bir şey söyleyecekken telefonu yüzüne kapattım ve yoluma devam ettim. İçimde kötü bir his vardı.
Eve geldikten sonra hemen evde Minho'yu aradım. Tamda düşündüğüm şey olmuştu o çoktan uyumuştu. Onu rahatsız etmek istemedim ve bende yatağıma geçtim içimde hala kötü bir his olduğundan dolayı yataktan kalktım ve bütün camları ve kapıları kontrol edip kilitledim.
Diğer gün
Sabah erken bir saat de uyandım ve duşumu aldıktan sonra güzel bir kahvaltı hazırladım. Minho'yu uyandırdım "hey lix dün saat kaç da eve geldin" "hatırlamıyorum" Minho bana bir bakış attı ve yemek yemeye başladık "Bu gün bende kafeye geleceğim her şeyin sana yük olmasını istemiyorum akşam da birlikte döneriz lix" "kendini yormayacaksan gelebilirsin daha sonra benim Rosé ile bir yere gitmem gerek bu yüzden sende hemen eve dönersin" "bende gelsem hem Rosé'u özledim nede olsa o bizim çocukluk arkadaşımız demi" peki anlamında kafamı salladım ve masadan kalktım, dişlerimi fırçaladım "Eğer kafeye geleceksen hızlı ol Minho!" "Hız benim göbek adım ayıp ediyorsun" ikimiz beraber evden çıktık ve kafeye doğru ilerledik kafeye geldiğimizde kapının kilidini açtık ve masaları yerleştirdik. İlk müşterilerimiz yavaş yavaş gelmeye başladılar Minho siparişleri alıyor bende kahveleri yapıyordum.
?-Bir bakar misiniz?
M- hoş geldiniz ne içersiniz?
?-ben bi cheesecake alayım
M- tamamdır bir kaç dakikaya gelir
Dondurucudan kendi yaptığım taze cheesecakeleri çıkardım ve Minho'nun hazır olduğunu anlaması için zile bastım. "buyrun cheesecakeiniz" "teşekkürler burası bir harika bayıldım"
kapıdan bir ses geldi "Selamm" "Rosé erken gelmişsin" "Sabaha buranın mükemmel çörekleri ile başlamak istedim lix" "hadi gel seni çok özledim kaç aydır görüşemiyoruz" sıkıca sarıldım ve bir anda bir kişi daha bize sarıldı "Minho! Sende mi buradasın bakıyorum da çok yakışıklı olmuşsun kızlar peşindedir" "Öylede diyebiliriz Rosie hadi geç bir masaya da kahvaltını yap çok zayıflamışsın" Minho'nun bu sözünden sonra Rosé'un biraz yüzü düştü "Şirket.. hep diyet yaptırıyorlar sadece zayıf olayım diye hiç anlamıyorum" Rosé'un asık suratını gördükten sonra elimi omzuna koyup "Bu günlük de diyet yapma hadi gel istediğin kadar ye Rosé" bir masaya geçti ve ona yapabildiğimin en iyi tabağı yaptım ve kendim ona servis ettim.
Biraz konuşmaya daldık ve Rosé telefonunda gezerken bize bir fotoğraf gösterdi
"Şu çocuğa bakar misiniz bir kaç gün sonra bir davetiye de aynı yerde olacağız aşırı merak ediyorum adı da hyunjin acaba nasıl biri" Aklıma dün gelen kişi geldi bir anda onun da saçları siyah ismi hyunjin "nasıl davetiye bu" "yani şöyle ki bir ara birlikte çalıştığım birinin evinde bir parti var ve beni de çağırmış böyle işte" tam konuşacakken Minho bir anda söze girdi " ben kendime kahve yapacağım isteyen var mi?"Minho'ya baktım ve kafa salladım.
R-istersen sende gel 1 kişilik yerim var jeongin demişti
F- jeongin?
R- parti sahibi yoksa onu tanımıyor musun?
F- pek aram yok ünlülerle
R- ama benimle var
F- hadi ama ne ara ünlü oldun hem ünlü olsan bizi unutursun
Rosie arkamı dön diye işaret yaptı ve zombi gibi duran fan sürüsünü gördüm
F- ya yanlış anlarsalar adın kötüye çıkar ve... (fısıldayarak) çok korkunçlar
R- ben alıştım yanlış anlasınlar ne olacak bir şekilde ben hallederim, ee... partiye gelme fikrini düşündün mü
F- bilemiyorum
R- lütfen gel lix orda tek olmak istemiyorum
F- Tamam.. sen bana adresi falan atarsın
R- tamamdır seni çok seviyorum lix benim şimdi gitmem lazım yemekler enfesti!!
F- teşekkürler Rosie!
--------------------
artık rosie de geldiğine göre chaelisa shipini yapabilirim👌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the smell of coffee | Hyunlix
FanfictionF- ne alırdınız? H- ben bir Mocha Frappuccino Blended Beverage alırım *yan shipler : Minsung,Chanmin,Chaelisa,jensoo