9. Bölüm - Muhbir

3.7K 199 339
                                    

Geride ne savaş kaldı, ne ölüm... Ne Draco Malfoy kaldı, ne Hermione Granger... Artık tarih yeniden ve baştan yazılacaktı...


////****////


- Neden bunu yapıyorsun? Bana... Hayır, Yoldaşlığa yardım mı ediyorsun? Bu kadar yükselmiş ve iyi bir yere gelmişken...


- Güç hiçbir şeydir Weasley. Güç sana mutluluk, huzur, arkadaş, aile ve sevgili getirmez... Ne kadar çok güçlenirsen o kadar çok şeyi kaybedersin. Etrafın sahtelikle çevrelenir ve birazcık gerçeklik için yapmayacağın şey olmaz.


////****////


Anlatmalıydı... Nasıl yapabildiğini anlatmalıydı. Ondan nasıl böyle bir şeyi gizleyebilmişti? Kapının pervazına yaslanmış onu bekleyen adamı görünce durakladı. Muhbir herhangi bir ses çıkarmamış olmasına rağmen başını çevirdi ve ona baktı. Gözleri buluştuğunda Snape artık zamanın geldiğini anlamıştı. Kartlar bu gece açılacaktı...


*******************************



Hermione ve Draco karanlık, nemden nefes almakta zorlandıkları koridorda yan yana yürüyorlardı. Hemen arkalarında sanki ortam yeterince soğuk değilmiş gibi verdikleri her nefesle ortamı daha da soğutan ruh emiciler uçuşuyordu. Azkaban esirken de, özgürken de ürkütücü bir yerdi. Ama şu anda Draco Malfoy' un soğukluğunun yanında bütün bunlar bir hiçti. Hermione hayatı boyunca bu kadar kötü bir çıkmaza girmemişti. Yanında büyük bir kendine güvenle yürüyen genç adam kadar aklını karıştıran biri daha olmamıştı. O bütün düşmanlarını ve bütün dostlarını tanırdı. Ama Draco Malfoy ne bir düşman ne de bir dosttu şu anda. Hangi kefeye koyması gerektiğini bilemediği biri...



Duygularını bir patlama anında döktüğü günden beri ona daha farklı bir gözle bakıyordu. En azından onun da acı çekmiş ve zor kararlar almak zorunda olduğunu anlamıştı. Draco' yu bu kadar uç sınırlara getiren nedenlerin farkına varmıştı. Yine de... O Draco Malfoy' du. Asla değişmeyecek tek gerçek buydu. Harry' i öldürmeye teşebbüs etmişti. Bir zamanlar bunu başardığını da sanmıştı. Ve... Ve onunla... Tüm teni ürperdi. Neyse ki Draco bunu üşümüş olabileceğine yormuş olacak ki ceketini çıkarıp tek kelime etmeden omuzlarına bıraktı. Gözlerini üzerinde fazla oyalamamıştı. Kahretsin! Sanki onun tüm sıcaklığının ve kokusunun sindiği bir şeye ihtiyacı varmış gibi... Ceketin yakalarını kavrayıp sıkıca sarıldı. 



Sabah olanları aklından silmesi gerekiyordu. Draco Malfoy yıllar boyunca uğraşıp da yapamadığı şeyi sonunda başarmıştı, onu ağlatmıştı. Eğer hızlı birkaç gidip gelişle ikisinin de rahatlamasını sağlayıp dönüp gitseydi Hermione bunu kaldırabilirdi. Sonuçta onları bir şekilde bir araya getiren büyüydü. Duygusuzca gerçekleşecek bir birleşme, sadece büyünün zincirlerinden kurtulmak için yapılacaktı ve bir değeri olmayacaktı. Ama Draco kendini neredeyse hiçe sayarak Hermione' ye önem vermişti. Yavaş, derinden ve onu sarsarak bedenini ele geçirmişti. Öyle ki Hermione yaşadığı zevk ve mutluluktan ağlamıştı. Aylardır çektiği insansızlık, acı, kimsesizlik silinip gitmişti sanki. Draco içindeki en derin noktalara kadar sızıp karanlığın bütün izlerini bedeninden söküp almıştı. 



Sonra her şey bitmişti. Dakikalar sonra kendilerine geldiklerinde şokla birbirlerine bakmışlardı. Büyünün üzerine suçu atamamışlardı çünkü ilk birleşmelerinden itibaren büyü gevşeyerek onları serbest bıraktığı halde devam etmeyi seçen onlardı. Draco geri çekilip biraz kendine çeki düzen vermiş, Hermione onun bir şey söylemeden çekip gideceğini düşündüğü sırada uzanarak yanaklarından süzülmüş gözyaşlarını silmişti. Nedense bu hareketi onu sevişmelerinden daha fazla etkilemişti. Parmakları yanaklarında dolaştı, berelenmiş alt dudağını okşadı ve yavaşça geriledi. Merakla ona bakıyordu, sanki bir şeyler söylemesini ister gibi ama Hermione o anda konuşmak değil ondan olabildiğince kaçmak istiyordu. Draco belki kelepçe büyüsünü kullandı emin değildi ama genç adam söylemediği şeyleri anlamış gibi birkaç adım daha geriledi ve sonra arkasını dönerek mutfaktan çıktı. O çıktığı anda Hermione tuttuğu nefesini bırakmıştı. Gitmesini o istemişti. Peki, neden gittikten sonra böyle tuhaf bir eksiklik hissediyordu?

Slave Hearts - DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin