3

422 32 1
                                    

"Yenge saçmalama! Anneanne hayır! AHHH!"

Şuan ne mi oluyordu? Ben o ajanlığı kabul edeli 2 hafta olmuştu anneannem ve yengelerim beni anneannemizin şu meşhur güzellik salonunda bana ve Elisaya bakım, ağda , lazer falan yaptırıyorduk. Meğersem her ay ailenin kadınları toplanıp Bebekte olan bu devasa salonu kapattırıp kendilerini şımartıyorlarmış. Bilin bakalım bu ailenin sadece kız torunları kimler? Ahh doğru tahmin Elisa ve ben! 

"Anneanne bu ağdaları yarıda kessek olmaz mı? Bende gidip Elisa gibi lazer yaptırayım onun neden gıkı çıkmıyor?"

Anneannem "Kızım sana sorduk o kadar sen hayır dedin. Bak bu ağda canını daha çok acıtır. Her ay her ay uğraşırsın. Lazer öyle mi?"

"Tamam vallahi lazere başlayacağım."

Elçin yengem"Kız Tusem yok mu şöyle hayatında birileri?"

Elçin yengem tam aşk kadınıydı. Aşk hakkında konuşmak onun doğasında vardı. Şu 2 haftada anlamıştım. Bakın şimdi Güneş yengemin cevabına

Güneş yengem"Elçincim, Tusem aklı başında bir genç önceliği okuyup mesleğini eline almak. Aşk hayatına okulu bittiğinde de devam edebilir. Bir erkek onun eğitiminden önemli değil."

Bu kadının eğitime karşı bir aşkı vardı. Ki zaten Fransız Dili ve  Edebiyatı okumuş biri.

Elçin yengem burnunu kıvırdığında devreye Zeynep yengem girdi.

"Yengecim en iyisi ne biliyor musun? Sanki bir dakika sonra ölecekmişçesine hayatını yaşa. Gitmek istediğin yere git. Aşık mı olmak istiyorsun aşık ol. Okumak mı istiyorsun oku. Gez, toz , eğlen ve en önemlisi bunları yaparken mutlu ol."

Biz bu konular üstüne muhabbet ederken elinde elmasını yiyerek gelen Elisa "SELAM HANIMLAR!" bu neden güle oynaya geliyordu? Hiç mi acımadı lan canı?

Anneannem"Selam kızım."

Elçin yengem"Selam bebeğim."

Güneş ve Zeynep teyzemde selam verdiğin de 

Anneannem"Kızlar hadi terasa çıkalım. Bir çay molası verelim."

Hep beraber teras katına çıktığımızda küçük dilimi yutacaktım resmen. Denize bakan manzarası olan bu teras beni kendine aşık etmişti resmen. Arka fonda çalan hoş bir müzik vardı. Masanın üstü tatlı tuzlu ikramlıklarla donatılmıştı. Herkes masaya oturduğunda 

Elisa " Anneanne siz dedemle nasıl tanıştınız?"

Anneannem Elisa'nın meraklı sorusu üzerine yüzünde ki buruk gülümsemesi üzerine anlatmaya başladı.

"Dedeniz bir gün bizim köye geldi. Çay toplama sezonuydu o zaman. Hatta hiç unutmam. Ben yine bir gün çay tarlasına gitmek için erkenden evden çıktım. Yolda dedenizi gördüm. "

Anneannem kahkaha attıktan bir süre sonra hala gülerek anlatmaya devam etti

"Asaf küçük kör yılandan kaçıyordu. Yılana ne dese beğinirsiniz 'Kardeşim başka yiyecek insan mı bulamadın?'"

Bizde güldükten sonra 

"Ben onun bu haline güldüğüm de Asaf 'Güleceğine yardım et yem olacağım bu caniye' dediğin de yılanı sopayla uzağa fırlattım. Öyle başladı tanışmamız. Dedeniz 2 hafta Rize de kaldı. O tanıştığımız günden gideceği güne kadar hep beni o tanıştığımız yolda beklerdi sabahları. Her sabah farklı konulardan kendi yaşamlarımızdan bahsederdik. Gideceği gün geldiğinde bana aynen şu cümleyi kurmuştu. 'Bugün buradan gidiyorum. Ama bir yarım her zaman burada olacak. Seren sen benim diğer yarımsın, ruh eşimsin. İstanbul'a gidersem bir yarım hep eksik olacak bunun farkındayım. Ben hayatımın sonuna kadar seninle yaşamak istiyorum. Biliyorum tanışalı 2 hafta oldu. Ama ben hislerimden emin olmasam asla sana söylemezdim. Keşke burada yaşıyor olsaydım. Keşke her zaman seni görebilsem.' Tabi böyle konuşuyor dedim herhalde sonunda bir ileri adım atarız. Ama dedeniz 'Benden mektup bekle.' dedi ve gitti. Öyle 2 yıl devam ettik mektuplaşmaya. Tabi köy yeri olduğu için sürekli postacının gelmesi köylüyü meraklandırıyordu. Babam da geri kafalı biriydi. Ama annem öyle mi? Annem Asaf'ı biliyordu. Babam bir gün artık bu mektubu yollayan çocuğu çağır ya gelsin seni istesin yoksa muhtarın oğluna vereceğim dedi. Dedenize dedim ben bunu ama ondan ne mektup geliyor ne kendisi. Hal böyle olunca iş zora gelince kaçtığını anladım. Ve babam da beni muhtarın oğluna verdi. Biz o çocukla 3 ay nişanlı kaldık. Sonra bir gün yine bana mektup geldi. Asaf yollamış. Neden aylar önce attığı mektuba cevap vermediğimi yazmış. Meğersem beni mektup babamın eline geçmiş sırf o çocukla evlenmem için mektubu çöpe atmış. Asaf geldi babamdan istedi. Babamdan nişanlandığımı söyleyip kovmuş. Ah annem benim. O dedi bana 'Kızım mutsuz bir yuva kurmanı asla istemem sevdiğin çocuğa kaç.' demişti. Bizde dedenizle kaçtık. Öyle işte yavrum."

SaudadeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin