hani şimdi ben size dedim ya bir daha içmeyeceğiz diye evt unutun o sözü.
çünkü yine içtik, şu an kafam dönüyor sanki boynum kırlmış. ve elimde de kağıtla kaleme yazıyorım.
ama önce sesleneceğim biri var o da kızılcığım. seninle bir türlü sikişemedik, herkes engel oldu ama bekle beni bugün buna izin vermeyeveğim.
oraya da geleceğiz fakat-bir önceki yazımda bahsettiğim "ilk buluşma' kısmına, bir güzellik tam hikayesini duymak istediğini yaznış. haızrsan anlatacağım canım.
biz aynı apartmanda olduğumuzdan dolayı tanıştık teahyung'la. ikimiz de bir şekilde karşılaşınca konuşuyordk ve ben sürekli onun hakkında tweet atıyordum. meğer o da atıyormuş ve hesabımı bulduğunda bizim bu kzılcığın zoruna gitmis belli ki bu kadar ayrı kalmamız, dedi gel artık buluşalım, seninle sikişm- ay sohbet etmek istiyorum. ben tabii yıllardır bir tane bile erkek görmemiş gibi (yalan) havada kaptım tekilfini. hem açık olmak gerekirse yetmiyordu da yalnısca yüzünü görmek, doğru düzgün sesini duyamamak, yalnızca tweet atarak hislerimi söylemek.
çoktan kapıldığımı işte teklifini kabul ednce fark ettim.
meğer ne de çok-sıcaklığını hissetmek, ona sıkıca sarılmak istiyormuşumm.
biraz toparlannama izin ver lütfen, bunu daha iyi bir kafayla anlatmak istiyorm.
biraz kahve içtim, ayıldım sanırım. yine de yazım yanlışı yapma olasılığım çok yüksek haberin olsun.
bu arada sadece sarhoşken yazım hatası yapmıyorum evet, matematiğim hep kötüydü.
neyse, o gün öyle bir hazırlandım ki, buluşmaya dört saat kalaydı hem de! düşünebiliyor musun, kafama bir sim dökmediğim kalmıştı. asker yeşili bir kargo pantolon, oversize siyah baskılı bir tişört, siyah bir ceket ve klassik botlarımla hiç özenmemiş imajı da vermeye çalışıyordum aslında çünkü taehyung'un onun için bu kadar delirdiğimi bilmesini istemiyordum.
tweetlerimi hiç okumamış gibi aynen.
hoş bu dediğimi de okuyunca öğrenecek ama sana güveniyorum. mümkünse cebine koy bu kitabı ve kızılcığa ucundan da olsa gösterne.
son cğmlemi de fesat anlayanlar olmuştur illaki, tae benim sevgilim ya hani? anca hayalinizle kalırsınız, onu yiyip bitiren benim (kovboy emojisi.)
işte nerede kalmıştım? heh, buluşma vakti sonunda geldiğinde kalbimle birlikte yürüdük o kafenin yolunu. o gerçi benden daha hızlıydı, yetişemiyordum asla.
bu zamana dek hiç bekletme huyum olmamıştır, hatta dakik biri olduğumdan tam zamanında istenilen yerde olurdum ama bu şapşal adam var ya.. bendn tam kırk dakika öncw gelmiş.
ben mi ne zaman geldim?
buluşmadan kırk dakika önce.
bu ayrıntıyı tabii üç yıllık ilişkimizde daha yeni öğrendik ama olsun. eminim o zaman da öğrenseydim aynı hissederrdim. hissederdik.
o gün tae'nin üzerinde kahverengi salaş bir ceket, bej rengi bir pantolon ve boğazlı bir kazak vardı. saçları simsiyahtı, şimdiki gibi kjvır kıvırdı ve öylesine çekici gözüküyordu ki, sandalyeyi çekip otururken de, onunla konuşurken de bir an olsun ellerimin titremesi durmamıştı. sonra o titremeler başka yerlere akın etmişti elbette.
bacaklarım gibi.
ne konuştuğumuzu sahiden hatırlamıyorum, buhar olmuştu sanki tüm kelimelr'heyecandan kaynaklıydı sanırsam, ana tam odaklanamıyrdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
taehyung'u tanımazlar
Fanfictionhoyratça öpüştüğüm adam halbuki. bir gelir evime anlarlar o olduğunu ama işte tanımazlar ki. serseri derler, jeongguk gibi saygılı bir çocuğun yanlış arkadaş seçimi derler. sesleniyorum şimdi komşularıma, ne arkadaşı ya? biz her gün avizenizi sallan...