Sıramdaki çanta

59 1 0
                                    

Alrm sesiyle gozlerimi kotü bir güne daha açtım.Yatakta biraz daha debelendikten sonra üstümdeki pikeyi ayaklarımla iterek bedenimden uzaklaştırdım.Biraz dinlendim çünki bu hareket beni çok yormustu.Dinlendikten sonra doğruldum ve ayaklarımı yataktan sarkıttım.Biraz bekledikten sonra ellerimi yatağa dayanıp destek alarak ayağa kalktım.Bügün ne giysem? düşüncesiyle dolabıma yonelerek kapağını açtım.Bir süreliğine dolaptaki giysilerle bakıştık ve ne giyicemi neden düşünüorum geçir bişiy düşüncesiyle elimi dolaptaki beyaz sporcu atletime yöneltim askıdan çekerek yatağa fırlattım.Altına siyah dar hafif yırtıklar bulunan kotumuda aldım ve  sporcu atletimle aynı kaderi paylaştılar.En azından onların günleri benimki gibi fotokopiyle çoğaltılmışa benzemiyordu.Üstümü değiştirdikten sonra beyaz ayıcık şeklinde olan pandiflerimi giydim ve paytak adımlarla lovobaya gittim.Elime su alarak yüzüme çarptım.Peçeteyle ellerimi ve yüzümü kurulayarak lovobadan çıktım.Aşağı indim annem yoktu şaşırmadın büyük ihtimalle yine holdingdedir.Bıkkın bir şekilde saçlarımı taradım ardından çantamı sol omzuma atarak askıdaki gri kapşonlumu üstüme geçirip siyah beyaz konverslerimi giydim.Ardından sehpada duran telefonumla anahtarımı cebime attım ve evden çıktım.Sürekli olduğu gibi yere bakarak yürüyordum.Birine çarptığımı hissedince hemen kafamı kaldırdım ve çarptığım kişinin Helen olduğunu gördüm "İste şimdi sıçtık" diye mırıldandım.Hele'ne doğru dürüst bakınca çarpmakla yetinmemiş birde sıcak çikolatasını üsüne döktüğümü gördüm.İster istemez bi ara sırıttım.Sonra tiz bir çığlık sesi patladı hiç tereddütsüz bu çığlığın sahibinin Helen olduğunu biliyordum.çığlık sesi bitince Helen öfkeli bir şekilde üstüme doğru yürüdü ce beni omuzumdan iterek"SENİ APTAL NE YAPTIĞINI SANIYORSUN??!!"dedi sesi biraz yüksek çıkmıştı.İlk başta bişi demedim.onun aksine sakin ve umursamaz bir tavırla"Pardon canım" dedim meydan okurcasına."bana kafa tutma mahvederim seni" diye topladı Helen İşte sınırı buraya kadardı Helen bunu der demez öyle bir kahkaha patlattım ki bir an sağır olucam sandım.kafamı hafif arkaya eğerek gülmeye devam ettim.Helene döndüğümde gülmeyi kesmiştim ve kafamı "Yaw hehee yürü git işine" der gibi salladım.Helen bu tavrım karşısında daha da sert bir şekilde beni omzumdan itti.Sendeledim.bu sefer cidden sinirlenmiştim.Bu sürtüğün bana böyle bişi yapmasına izin vermezdim.O yüzden ona aynı şekilde cevap verdim.Ama ben öyle bir ittimki Helen arkada fayans olmasa düşücekti ve arkamı döndüm yürümeye başladım.Birden durdum.Arkamı döndüm ve Helene "Bana karşı tavırladında dikkatli ol.Aksi takdirde sen zararlı çıkarsın SÜRTÜK." Dedim sürtük kelimesinin üstüne basa basa . Ve bunu tükürür gibi söylemiştim.Tekrar arkamı döndüm ve yürümeye başladım.arkamdan "SENİNLE GÖRÜŞÜCEZ!" Diğe bağırdı Helen ama aldırmadım.Yürümeye devam ettim.Sınıfa girdim ve herzamanki en arka sıra olan yerime doğru ilerledim. Sonra ise sıramda siyah nike olan bir çanta gördüm ve şaşırdım bu çantada nerden çıktı?yada bu çanta kimin?

Esen Rüzgarım...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin