Jaehyun bir şeylerin yanlış gittiğini anlarken yüzünü masaya eğen ve kendisine bakmayı adeta reddeden Taeyong'a bakmış, yanağının içini dişlerken bunun doğru olmadığını dile getirmişti.
"Hayır...Hayır öyle bir şeyi asla düşünmedim"
"Yani beni bırakmayacak mısın?" Taeyong kesinlikle bir bebekti ve Jaehyun bu bebeği bütünüyle seviyordu.
"Taeyong seni asla bırakmayacağım tamam mı?"
Jaehyun elini yavaşça küçüğün omzuna yerleştirdiğinde güven verici bir şekilde gülümsemiş ve Taeyong'un dudak kenarının yavaşça yukarı kıvrılmasıyla birlikte gülümsemesi daha da büyümüştü.
"Jaehyun-ah...Ben teşekkür ederim" Taeyong doğru kelimeleri her ne kadar seçemiyor gibi görünse de bu iki kelimenin ve onun adını söyleyiş şeklinin Jaehyun'a yeterli olacağını biliyordu.
"Böyle düşünmeni istemiyorum tamam mı? Çünkü seni çok seviyorum"
Jaehyun sonunda bir nebze de olsa içindeki hislerini dışa vurduğunda omzunu tutmaya devam ettiği bedenin gerildiğini hissetmiş ve kendisi de gerilirken Taeyong'un vereceği cevaba ve mimiklerine odaklanmıştı.
"Ben de seni seviyorum Jaehyun-ah.
Y-Yani bakıcım olmanı seviyorum"
Taeyong bakışlarını, kendisine dikkatlice bakmayı sürdüren bedenden kaçırarak neredeyse fısıltı gibi çıkan bir sesle konuştuğunda Jaehyun zar zor göğsünü delip geçen kelimeleri duyabilmişti.
Kelimeler bir çığ edasıyla istilacı ve hızlı bir şekilde göğsüne düşerken Jaehyun yalnızca hızlanan nefesleri yüzünden kontrol edemediği bir halde inip kalkan göğsüyle, damarlarında akan hızlı kanın göğsünden bütün vücuduna yaydığı sıcaklıkla ısınmıştı.
Isınmak da değildi bu, Jaehyun bildiğin cayır cayır yanıyordu ve kendisine ne yaptığını bilmez bir halde yan tarafında oturan beden, Jaehyun'un adeta taptığı gözlerini kırpıştırarak kendisine bakıyorken Jaehyun onu öpmek istedi, Jaehyun onu daha önce hiç bu kadar fena bir şekilde öpmek istememişti.
"Jaehyun-ah iy-"
Böylelikle kendini tutmayı keserken Taeyong'un boba gözleriyle kendisine dikkatlice bakıyor oluşundan güç alarak hızlıca iki eliyle küçüğün yanaklarını kavramış ve dudaklarını parlayan dudaklara bastırmıştı.
Taeyong aniden kendisine yaklaşan yüz ve yanaklarının kavranmasıyla birlikte gerilip şaşırırken bir de buna ek dudaklarının üzerinde hissettiği yumuşak dudaklarla nefessiz kalmıştı.
Gözlerini açmayı reddederek yakınındaki yüzünü yalayıp geçen ılık nefesin sahibine bakmayı reddediyordu.
Jaehyun dudaklarını hareket etmeyerek öylece beklerken Taeyong yavaşça titreşen kirpiklerinin ardından yakınındaki gözlere bakmış ve kendisini dikkatli bakışlarla izleyen bedeni gördüğünde açtığı gözlerini sıkıca yummuştu.
Taeyong dudaklarının üzerindeki dudakların gerildiğini hissettiğinde büyüğün gülümsediğini anlamıştı. Kendisi öylece durup beklerken Jaehyun yavaşça dudaklarını oynatarak pembe dudaklara minik sevgi dolu bir öpücük kondurmuş ve tamamen geri çekilmişti.
Taeyong alıştığı ve oldukça hoşuna giden sıcaklıkla birlikte ufak elektriklenmeler kaybolduğunda mızmızlanmamak için kendini zor tutarken gözlerini aralamış kendisinden uzaklaşarak ayaklanan bedeni izlemişti.
Jaehyun kızarmış kulaklarının alev aldığına emin bir şekilde elleriyle kulaklarını tutuyor, bir yandan da hızlanan nefeslerini düzene sokmaya çalışıyordu.
